Bu danışman, hem teknolojik, hem stratejik
Güncelleme Tarihi:
<B> Merve YENAL</B>
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2003 19:09
Bilgi teknolojileri firması IBM, son bir yıldır bu alandaki tecrübesini 'iş danışmanlığı' ile birleştirdi. Dünyanın en büyük profesyonel hizmet şirketi PricewaterhouseCoopers'ın (PwC) danışmanlık bölümünü (PwC Consulting) satın aldı. PwC'nin bünyesindeki 30 bin danışmanı, bünyesindeki 30 bin danışmanla birleştirdi. Ortaya IBM İş Danışmanlığı Hizmetleri çıktı.
Bugün Türkiye'deki müşterileri arasında İş Bankası, Garanti Bankası gibi büyük kuruluşlar var.
Birleşme öncesinde PwC dünyanın en büyük 200 şirketi için çalışmalar yapıyordu. IBM'in müşterileri ise daha çok orta ölçekli şirketlerdi. Bunlar arasında medya, finans, iletişim, kamu başta olmak üzere çok çeşitli sektörler vardı.
IBM İş Danışmanlığı hizmetlerinin en önemli ayrıcalığı, danışmanlık yaparken işin 'teknolojik' kısmının da unutulmaması.
IBM İş Danışmanlığı Hizmetleri İtalya ve EMEA Güney Bölgesi Yöneticisi Giorgio Merli geçtiğimiz ay İstanbul'daydı.
Merli'nin danışmanlık alanında 25 yıllık bir tecrübesi var. 1978- 1998 arasında İtalya'nın önde gelen yönetim danışmanlığı şirketlerinden Galgano Group'un başında bulunmuş. 1998'de Coopers & Lybrand'ın başına geçmiş. 1999'da firmaların birleşmesiyle PwC İtalya'nın başkanı ve genel müdürü olmuş. Bugüne kadar birçok şirkete 'kurumsal dönüşüm' konusunda danışmanlık vermiş. Aynı zamanda birçok üniversitede konuk konuşmacı olarak görev yapmış. Tecrübelerini aktardığı birçok kitabı bulunan Merli, IBM'in danışmanlık misyonunu anlattı.
İKİ ALAN BİRLEŞTİ
Nasıl oluyor da IBM gibi teknolojik bir şirket iş danışmanlığı yapıyor?
- Bundan birkaç yıl öncesine kadar iş danışmanlığı ve bilgi işlem iki ayrı dünyaydı. İş danışmanlığı yapanların bilgi işlem şirketleri ile hiçbir ilgisi yoktu. IBM, HP gibi bilgi işlem şirketleri ile Mc Kinsey, PwC gibi danışmanlık şirketlerini aynı potada eritmek mümkün değildi. Ancak, son üç dört yıl içinde bu durum değişti. Eskiden danışmanlık yapan bir şirketin görevi stratejiyi belirlemekti. Bilgi işlem şirketleri ise bunu şirketlerin altyapısına uyguluyordu. Bugün herhangi bir stratejiyi belirlerken bunun teknolojik kısmını düşünmeden hareket etmek imkansız. Yani sistemin şirkete nasıl uyarlanacağını da düşünmelisiniz. Bu nedenle bu iki alanı ayrı ayrı yönetmek imkansız oldu. Hem stratejiyi hem teknolojiyi içeren çözümlerimiz bizi avantajlı hale getiriyor. Örneğin, Microsoft daha çok yazılım üzerine, HP teknoloji üzerine, Accenture danışmanlık üzerine odaklanıyor. Biz hepsini birleştiriyoruz.
YENİ YÖNTEM SEÇİLDİ
Nasıl bir yöntem izliyorsunuz?
- Birleşmeden sonra her şeyi eski yöntemle yapmayı ya da yeni bir yöntem geliştirmeyi seçebilirdik. Biz ikinci yoldan gittik. IBM'in hizmetleri 'talebe göre' (on demand) gerçekleşiyor. Yani yarının iş dünyasının senaryosunu bugünden gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Müşteriye ne, ne zaman, nasıl gerekiyor? Bunu en uygun fiyatta sağlamak bizim stratejimiz. Aynı zamanda, müşterilerimize de talebe göre hareket etmeleri için danışmanlık veriyoruz. Aksi taktirde sizi değil rakiplerinizi seçerler. Örneğin, sigorta sektörünü ele alalım. İngiliz sigorta şirketi Norwich Union'a yeni bir ürün yaratmaları için danışmanlık yaptık. Ürünün adı 'arabayı kullandıkça öde'. Yani arabanız için ödediğiniz sigorta arabayı kullandığınız saat miktarına göre belirleniyor. Diğer yandan Axa adlı Fransız sigorta şirketi ile yaptığımız bir kontrata göre, onlara bütün danışmanlıklarımızı yine 'talebe göre' mantığı ile veriyoruz. Yani, bize belirli bir ücret ödemiyorlar. Hizmetlerimizi kullandıkları miktarda ödeme yapıyorlar.
Kurumsal dönüşüm nedir?
- Bugün ayakta kalmak isteyen şirketler temel yetkinliklerine odaklanmak zorundalar. Çünkü ne iş yapıyorsanız onu çok iyi yapmak zorundasınız. Yoksa 'oyundan' atılırsınız. Siz bu temel yetkinliklerinizi kullanarak fark yaratmalısınız. Geri kalanını da dış kaynak kullanımı (outsourcing) ile halletmelisiniz. Dönüşümün iki anlamı var. Birincisi daha verimli ve değer yaratan işler yapmak için temel yetkinliklere odaklanmak. İkincisi ise dışarıdan aldığınız hizmetlerin sürekli bir değişim içinde olması. Ancak bu şekilde birbirinize uyum sağlayabilirsiniz. Yani, aynı ürünü beş yıl boyunca kullanmamalısınız.
Birleşme öncesinde PwC dünyanın en büyük 200 şirketi için çalışmalar yapıyordu. IBM'in müşterileri ise daha çok orta ölçekli şirketlerdi. Bunlar arasında medya, finans, iletişim, kamu başta olmak üzere çok çeşitli sektörler vardı.
IBM İş Danışmanlığı hizmetlerinin en önemli ayrıcalığı, danışmanlık yaparken işin 'teknolojik' kısmının da unutulmaması.
IBM İş Danışmanlığı Hizmetleri İtalya ve EMEA Güney Bölgesi Yöneticisi Giorgio Merli geçtiğimiz ay İstanbul'daydı.
Merli'nin danışmanlık alanında 25 yıllık bir tecrübesi var. 1978- 1998 arasında İtalya'nın önde gelen yönetim danışmanlığı şirketlerinden Galgano Group'un başında bulunmuş. 1998'de Coopers & Lybrand'ın başına geçmiş. 1999'da firmaların birleşmesiyle PwC İtalya'nın başkanı ve genel müdürü olmuş. Bugüne kadar birçok şirkete 'kurumsal dönüşüm' konusunda danışmanlık vermiş. Aynı zamanda birçok üniversitede konuk konuşmacı olarak görev yapmış. Tecrübelerini aktardığı birçok kitabı bulunan Merli, IBM'in danışmanlık misyonunu anlattı.
İKİ ALAN BİRLEŞTİ
Nasıl oluyor da IBM gibi teknolojik bir şirket iş danışmanlığı yapıyor?
- Bundan birkaç yıl öncesine kadar iş danışmanlığı ve bilgi işlem iki ayrı dünyaydı. İş danışmanlığı yapanların bilgi işlem şirketleri ile hiçbir ilgisi yoktu. IBM, HP gibi bilgi işlem şirketleri ile Mc Kinsey, PwC gibi danışmanlık şirketlerini aynı potada eritmek mümkün değildi. Ancak, son üç dört yıl içinde bu durum değişti. Eskiden danışmanlık yapan bir şirketin görevi stratejiyi belirlemekti. Bilgi işlem şirketleri ise bunu şirketlerin altyapısına uyguluyordu. Bugün herhangi bir stratejiyi belirlerken bunun teknolojik kısmını düşünmeden hareket etmek imkansız. Yani sistemin şirkete nasıl uyarlanacağını da düşünmelisiniz. Bu nedenle bu iki alanı ayrı ayrı yönetmek imkansız oldu. Hem stratejiyi hem teknolojiyi içeren çözümlerimiz bizi avantajlı hale getiriyor. Örneğin, Microsoft daha çok yazılım üzerine, HP teknoloji üzerine, Accenture danışmanlık üzerine odaklanıyor. Biz hepsini birleştiriyoruz.
YENİ YÖNTEM SEÇİLDİ
Nasıl bir yöntem izliyorsunuz?
- Birleşmeden sonra her şeyi eski yöntemle yapmayı ya da yeni bir yöntem geliştirmeyi seçebilirdik. Biz ikinci yoldan gittik. IBM'in hizmetleri 'talebe göre' (on demand) gerçekleşiyor. Yani yarının iş dünyasının senaryosunu bugünden gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Müşteriye ne, ne zaman, nasıl gerekiyor? Bunu en uygun fiyatta sağlamak bizim stratejimiz. Aynı zamanda, müşterilerimize de talebe göre hareket etmeleri için danışmanlık veriyoruz. Aksi taktirde sizi değil rakiplerinizi seçerler. Örneğin, sigorta sektörünü ele alalım. İngiliz sigorta şirketi Norwich Union'a yeni bir ürün yaratmaları için danışmanlık yaptık. Ürünün adı 'arabayı kullandıkça öde'. Yani arabanız için ödediğiniz sigorta arabayı kullandığınız saat miktarına göre belirleniyor. Diğer yandan Axa adlı Fransız sigorta şirketi ile yaptığımız bir kontrata göre, onlara bütün danışmanlıklarımızı yine 'talebe göre' mantığı ile veriyoruz. Yani, bize belirli bir ücret ödemiyorlar. Hizmetlerimizi kullandıkları miktarda ödeme yapıyorlar.
Kurumsal dönüşüm nedir?
- Bugün ayakta kalmak isteyen şirketler temel yetkinliklerine odaklanmak zorundalar. Çünkü ne iş yapıyorsanız onu çok iyi yapmak zorundasınız. Yoksa 'oyundan' atılırsınız. Siz bu temel yetkinliklerinizi kullanarak fark yaratmalısınız. Geri kalanını da dış kaynak kullanımı (outsourcing) ile halletmelisiniz. Dönüşümün iki anlamı var. Birincisi daha verimli ve değer yaratan işler yapmak için temel yetkinliklere odaklanmak. İkincisi ise dışarıdan aldığınız hizmetlerin sürekli bir değişim içinde olması. Ancak bu şekilde birbirinize uyum sağlayabilirsiniz. Yani, aynı ürünü beş yıl boyunca kullanmamalısınız.