Güncelleme Tarihi:
ULUSLARARASI kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s (S&P), Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunu BB’den, BB+’ya yükseltti. S&P’den yapılan açıklamada, Türk ekonomisinin direnç kazandığı belirtilerek, “Türk ekonomisinin görece sağlam olan mali performansını gözardı etmeden yavaşça yeniden dengelendiği görülüyor. Türkiye’nin dalgalı kur rejimi, döviz borçlanmasında temkinli limitleşme ve derinleşen yerel sermaye piyasası, ekonomiyi potansiyel sermaye hareketlerine karşı dirençli hale getiriyor. Bu sebeple, Türkiye’nin not görünümünü BB+’ya yükseltiyoruz. Görünüm durağan” denildi.
YATIRIMA BİR BASAMAK VAR
Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin iki kademe altında tutan S&P, dün akşam yaptığı açıklamayla, Türkiye’nin döviz cinsinden uzun vadeli kredi notunu BB’den BB+’ya getirdiğini açıkladı. Yani kuruluş, Türkiye’nin notunu bir kademe yukarı çekerken, yatırım seviyesinin altında tutmaya da devam etti. Kuruluş, Türkiye’nin not görünümünü de ‘durağan’ olarak açıkladı.
ÇÖZÜM SÜRECİNE VURGU
Kuruluş yaptığı açıklamada Türkiye’nin makro performansına atıfta bulunurken, çözüm sürecine de ayrı bir parantez açtı. S&P, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Bu not artırımı, Kürt sorununun çözümü konusunda atılan adımların da bir yansıması. Son gelişmelerin eskilerine kıyasla çok daha olumlu ve gerçekçi olduğunu düşünüyoruz. Eğer her şey beklendiği gibi giderse, güvenlik harcamaları düşecek, bölgedeki sınır ticareti de artacak.”
SEÇİMLERE DİKKAT UYARISI
Kuruluş, açıklamasında uyarılarda bulunmayı da ihmal etmedi. Özellikle yaklaşan seçim dönemine dikkat çeken kuruluş şu ifadeleri kullandı: Yaklaşan seçimleri de göz önüne aldığımızda makro ekonomik politikalar açısından bir risk görüyoruz. 2014’te hem yerel seçimler hem de başkanlık seçimleri var. 2015’te de genel seçimler. Eğer para ve maliye politikaları seçimlerden bağımsız olarak uygulanırsa notu daha da artırırız. Fakat tersi olursa bu kez notu düşürürüz. Kürt sorununun barışçıl bir şekilde çözülmesi de notu yukarı doğru etkiler.”
S&P’nin dikkat çektiği noktalar
* Türkiye iç talebindeki düşüşü ihracatla telafi etti.
* 2012’de Türkiye’de cari açığın GSYH’ye oranı yaklaşık 4 puan birden azalarak yüzde 6 seviyesine indi.
* Büyüme, bizim daha sürdürülebilir olduğunu düşündüğümüz bir seviyeye çekildi. Tabii bu durum, bütçe performansını da olumsuz etkiledi.
* Bize göre, döviz borçlanmasını engelleyen düzenlemeler, kredi büyümesine uygulanan fren ve dalgalı kur rejimi, Türkiye ekonomisindeki ‘ayar’a katkı sağladı.
2012 Mayıs ayında neler yaşandı
GEÇTİĞİMİZ yıl Türkiye’nin kredi notunun görünümünü pozitiften durağana düşüren S&P’ye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan sert çıkarak, “Sen kalkıp bu Türkiye’nin kredi notunu durağana indirirsen bunu yemezler. Ve bunun bedelini ’artık ben seni bir kredi kuruluşu olarak tanımıyorum’ demek suretiyle açıklarız” değerlendirmesini yapmıştı. Standard&Poor’s (S&P) Türkiye Bölge Müdürü Zeynep Holmes, ise ”Kredi derecelendirmesi yaptığımız 127 ülkeye yönelik kredi notlarımızı, tamamen şeffaf derecelendirme kriterlerine göre belirliyoruz” açıklamasını yapmıştı.
Kim ne dedi
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: S&P güçlü mali performans ve yapısal reformların sürdürülmesinin gelecek aylarda daha da yüksek not getireceğini vurguluyor. Zaten yüksek ve güçlü perfomansa ve yapısal reformlara devam ediyoruz, edeceğiz. Not artışları aynı zamanda hükümetimizin uygulamalarının ve başarılarının teyididir.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş: Bu kısa vadede Türk tahvillerinin değerini arttıracak bir adımdır. Orta vadede ise hem devlet hem de özel sektör daha ucuza ve daha uzun vadeli borçlanabilecektir. Yatırım fonlarının Türkiye’ye girişi artacaktır.
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi: İhracatın hızla artması, Türk ekonomisindeki büyüme rakamları ve siyasi gelişmelerin olumlu yansımalarını görüyoruz. Türkiye her geçen gün biraz daha ileriye gidiyor. Çözüm sürecinin yansımalarını görmeye devam edeceğiz.
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral: Türkiye ekonomisinin dinamik yapısı ve finansal sistemin sağlamlığına karşı bu karar beklenilen ölçüde değil. Özellikle siyasi risklerin azalmaya başladığı bir döneme girilmesine rağmen Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke seviyesinde gösterilmemesi yanlış.