Güncelleme Tarihi:
GEÇTİĞİMİZ hafta Çinliler yine dev bir satın almayla gündeme damgasını vurdu. Son 5 yılda özellikle otomotiv sektöründe önce İsveçli Volvo’yu alıp ardından zor durumdaki Fransız Peugeot’ya ortak olarak her iki şirketi de dipten hızla zirveye çıkaran Çinliler geçtiğimiz hafta da dünyanın en büyük 5’inci lastik üreticisi önce Pirelli’nin Camfin’in elindeki yüzde 26’lık hissesini aldı yıl sonuna kadar da hisse oranını yüzde 50.1’e çıkarmak için anlaşma imzaladı. 7.1 milyar Euro’luk bu anlaşmayla 140 yıllık Pirelli Çin devletine ait kimya şirketi ChemChina’nın kontrolüne girmiş olacak. Peki bundan sonra ne olacak? En büyük fabrikası Türkiye’de olan İtalyan marka Formula 1’in tüm lastiklerini üreten İzmit fabrikasıyla ilgili ne karar verecek? Çinliler bu fabrikadan vazgeçebilecek mi? Yönetim şekli ne olacak ve Pirelli dünyada yeni bir atılım mı yapacak? İşte tüm bu soruları Pirelli’nin CEO’su Marco Tronchetti Provera’ya sorduk. Provera, konuşmasına Türkiye’nin kendilerini için kritik öneme sahip olduğunu belirterek başladı ve sorularımıza şu cevapları verdi:
Bu sürpriz anlaşmanın ardında yatan sebep neydi?
Pirelli sermayesine yeni ve önemli bir ortağın katılması şirketin uluslararası konumunu daha da güçlendiriyor. Camfin’in mevcut hissedarlarına (İtalyan hissedarlar, iki büyük İtalyan bankası ve dolaylı olarak Rus Rosnetf ile bağlantılı olan LTI) kimya sektöründe global bir oyuncu olan ChemChina’nın da katılması Pirelli’nin büyüme stratejisini, özellikle de endüstriyel ürünler grubunda daha da güçlü bir şekilde sürdürmesini sağlayacak. Halen uluslararası pazarlarda, tüketici ürünleri grubunda (otomobil ve motosiklet) dünyanın önemli yerlerindeki modern fabrikalarımızla faaliyet gösteriyoruz ve endüstriyel açıdan doğru alanlarda yerimizi alıyoruz. Endüstriyel ürünler grubunda gücümüzü daha da artırmamız gerekiyor. Çinli ve Rus ortaklarımızın sağlayacağı sinerji, hem endüstriyel hem de ticari açıdan mevcut global faaliyetlerimize önemli bir destek sağlayacaktır.
KALMAMI İSTEDİLER
Bu anlaşmayla yönetim yapısında ne gibi değişiklikler olacak?
Varılan anlaşmalar gerçekten de yönetimde tam özerklik sahibi olmamızı, mevcut yönetimin devam etmesini ve şirket genel merkezi ile teknolojisinin İtalya’da kalmasını garanti altına alıyor. Aslında genel merkezin yerinin değiştirilmesi ve Pirelli know-how’ının üçüncü taraflara aktarılmasına izin verilmesi için hissedarların yüzde 90’ı oranında “nitelikli çoğunluk” aranacak.
Yani Çinliler sizin CEO olarak kalmanızı istiyor…
ChemChina ile imzalanan anlaşmanın önemli unsurlarından biri benim Pirelli’nin CEO’su olarak kalmamdır. (İlk etapta 5 yıl) Belirttiğim gibi taraflar mevcut üst yönetimin Pirelli ve faaliyetlerinin devam eden başarısı ve büyümesi için önemli bir faktör olduğunu kabul ediyorlar. Gerçekten de, ortaklık Pirelli’nin girişim ve iş kültürüne dayanıyor. ChemChina gibi bir global oyuncu ile iştirakleri üzerinden yapacağımız bu ortaklık, Pirelli için büyük bir fırsat anlamına geliyor. CNRC’nin iş yaklaşımı ve stratejik vizyonu Pirelli’nin gelişim ve istikrarını garanti altına alıyor. Bu, hem yönetici hem de hissedar olarak benim çok inandığım ve kararlılıkla bağlı olduğum bir şey.
YÖNETİM BİZİM ELİMİZDE
Pirelli’nin en büyük fabrikası İzmit’te ve Pirelli bütün Formula 1 lastiklerini bu fabrikada üretiyor. Bu satın almanın İzmit fabrikasına nasıl bir etkisi olacağını düşünüyorsunuz?
Bu anlaşma ne İtalya’da ne de Türkiye’deki fabrikalarımızda istihdamı etkilemeyecek, aksine fabrikalarımız bu anlaşmadan yarar sağlayacak. “Yerel için yerel” şeklinde bir iş modelimiz var bu yüzden fabrikalarımızı pazar neredeyse orada tutuyoruz. Türkiye de bizim için çok önemli bir lokasyon. Çok başarılı işler yapıp çok kaliteli üretim gerçekleştiriyoruz. Formula 1’in tüm lastiklerinin de İzmit’te üretilmesi bunun bir kanıtı.
Çinlilerin Türkiye’deki fabrikayı elden çıkarmayı düşünmesi halinde sizin tepkiniz ne olur?
Merak etmeyin, söylediğim gibi şirketin yönetimi Çinli ortağın elinde değil. Onların bizimle ortaklık yapmasının nedeni bizim Türkiye ve diğer başarılı fabrikaları işletmeye devam etmemizi istedikleri içindir.
Endüstriyel alanda Çin’le büyüyeceğiz
Çinli hissedar, Çin ve Asya pazarlarındaki faaliyetlerinizi genişletmenize yardımcı olacak mı?
Kesinlikle. Daha önce de söylediğim gibi, kamyon, traktör ve ağır iş makineleri lastiklerinin üretimi ikiye katlanacak ve ChemChina’nın ortağımız olmasının yararını Asya’da göreceğiz.
Yeni hissedarların kamyon lastiği ve endüstriyel lastik üretimini Çin’e taşıyacaklarını düşünüyor musunuz? Böyle bir hamle sizin işlerinizi ne ölçüde hızlandıracaktır?
Yeni hissedarın strateji konusunda hiçbir değişiklik yapma hakkı bulunmuyor. Strateji ve bütçe konusunda öneride bulunma hak ve yetkisi sadece benim elimdedir. Yönetim kurulu sadece önerilerin şirketin çıkarlarına aykırı olduğunu kanıtlayarak karşı çıkabilir. Pirelli’nin iş modeli “yerel için yerel” yaklaşımına dayanıyor ve bu da dünya genelinde, önemli pazarlara ve talebe yakın konumda üretim tesislerine sahip olmak demektir. Pirelli’nin global kamyon lastiği işleri kısa bir süre önce bütün üretim rekabet gücünün yüksek olduğu ülkelerde olacak şekilde yeniden düzenlendi. Çin’de kamyon lastikleri üretiminde sadece küçük bir kapasiteye sahibiz çünkü bu ülkede Premium otomobil lastikleri üretimine odaklanıyoruz. Gelecekte ise mevcut kamyon lastiği tesislerini adapte edeceğiz. Bu konuda değişiklik yapmak için sebep görmüyorum. Sonuçta en acil işimiz kamyon lastiğinin entegrasyonudur.
Volvo ve Peugeot’nun hiçbir etkisi olmadı
Volvo ve Peugeot satışlarının bu kararda bir etkisi oldu mu? Volvo’nun Çinliler tarafından satın alınmasının ardından büyümüş olması sizin kararınızı etkiledi mi?
Hayır, bu gelişmelerin Camfin’in ChemChina ile ortaklık kararı almasında hiçbir etkisi olmadı. Ancak tabii ki genel olarak Avrupa otomobil üreticileri Çin’e gidiyorsa, lastik üreticisi Pirelli’nin de orada yerini alması mantıklıdır.
Şampiyonların FABRİKASI
TÜRKİYE’de ilk otomobil lastiği üreten Türk Pirelli Lastikleri AŞ kuruluşunun 55’inci, üretimin 53’üncü yılını kutluyor. Pirelli, Türkiye’de 1962 Aralık ayında İzmit Köseköy’de kurduğu fabrikada ilk Türk lastiğini üretti. Bugün İzmit Köseköy’de 140 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere yaklaşık 200 bin metrekarelik alanda 1700 çalışanı ve yıllık 110 bin ton üretimi ile Türkiye ve bölge ekonomisine katkı sağlayan Pirelli İzmit Fabrikası, ayrıca Formula 1 pilotları için lastik üretiyor. Dünyada 2 milyar kişi tarafından izlenen Formula 1 lastiklerini üretmesi nedeniyle Türk Pirelli İzmit Fabrikası ‘Şampiyonların Fabrikası’ olarak da anılıyor. İzmit’te sadece Formula 1 lastikleri değil motorsporları içinde lastik üretiliyor. Son 10 yılda Pirelli Türkiye’ye 300 milyon Euro’ya yakın yatırım yaptı.
Üretim hemen 6’dan 12 milyona çıkacak
Bu satın almanın ardından Pirelli dünya lastik sektörünün neresinde yer alacak? Pazar payınızı artıracağını düşünüyor musunuz?
Anlaşma ile birlikte endüstriyel ürünler grubunda, bundan kamyon, traktör ve ağır iş makineleri lastiklerini kastediyorum, ChemChina’nın bazı varlıklarıyla yapılacak entegrasyonla Pirelli’nin üretim hacmi hemen iki katına (yaklaşık 12 milyon adede) çıkacak. Bu sektörde dünyanın en büyük üreticilerinden biri ortaya çıkarken, şirket ve tüm çalışanları için çok güçlü bir konum sağlanıyor. Tüketici ürünleri, yani otomobil ve motosiklet lastiklerinde, prestij segmentinde konsolide bir liderliğe sahip olan Pirelli, premium segmentte global düzeyde en önemli üreticiler arasında yer alıyor. Yani, bu ortaklık Pirelli’nin gelişme planlarını desteklerken endüstriyel ürünlerde (kamyon, traktör) stratejik coğrafi bölgelerdeki varlığını güçlendirecek.