Brooklynli entellektüel kız

Güncelleme Tarihi:

Brooklynli entellektüel kız
Oluşturulma Tarihi: Ekim 10, 2013 03:09

Doktor bir baba ve öğretmen bir annenin New Yorklu kızı. Daha doğrusu en büyük hobisi Manhattan’I keşfetmek olan bir Brooklynli.

Haberin Devamı

Dersleri her zaman iyi olan öğrencilerden. Ama hiçbir zaman hayatı sadece ders olan tipik bir inek değil. Lisede aynı zamanda okul gazetesinin genel yayın yönetmeni oluyor. Ve okulu birincilikle bitirip mezuniyet konuşmasını yapınca gazete için kendi kendiyle bir mülâkat yapmak zorunda kalıyor. İyi yemeği seven, o ışıltılı, gösterişli Brodway şovlarını değil de sanatsal yanı daha ağır off-Broadway oyunlarından hoşlanan, felsefe meraklısı, denemeler yazan melankolik bir profil çıkıyor ortaya.
Elbette bir Ivy League mezunu. Lisansını Brown’dan alıyor. Ekonomi doktorasını da 1971’de Yale’de tamamlıyor. Bugün ekonomiye olan bakışını büyük oranda etkilemiş, kendi ifadesiyle ‘kahramanıyla’ da Yale’de tanışıyor: Hükümetlerin ekonomide durgunluğu azaltabileceğini savunan Nobel ödüllü büyük bilimadamı James Tobin.

Haberin Devamı

BİR KAMPUS GURUSU Bir akademisyen Yellen. Öğrenme iştahı hiç sonlanmayan ama bir yandan da bildiklerini aktarma telaşında tipik bir kampus gurusu. Harvard kapıyor hemen. Ve 6 yıl boyunca Boston’daki canavarlara ekonomi anlatıyor.
Orada kalmıyor. Bir süre sonra, kafası sıradışı ve yaratıcı çalışan herkesi içine almaya hedefli 70’lerin Amerikan Hükümet sistemi Yellen’ı da keşfediyor. Ve Fed’in Yönetim Kurulu’na rapor eden bir ekonomist oluyor.
Sadece kariyerinde bir dönüm noktası olmuyor Fed. İnsanın işkolik demeye dili varmaz… Biraz fazla çalışan herkesin kaçınılmaz kaderi, hayat arkadaşını da burada, iş yerinde buluyor.
Kendisi gibi ekonomist olan George Akerlof ile tanışıyorlar. Ve bir yıl içinde de evleniyorlar. Türkiye’deki bütün ekonomi öğrencilerinin bildiği Columbialı Joseph Stiglitz ve Stanfordlı Michael Spence ile asimetrik bilgiyle piyasa analizi çalışmaları sayesinde Nobel alan Akerlof. Evet evet, aynı Akerlof.

AKADEMİ ÇAĞIRIYOR Üniversiteye olan bağımlılığı hiç bitmiyor. 70’lerin sonunda bir süre London School of Economics’te (LSE) ders veriyor. Sonra oradan California’ya geçiyor. Amerika’daki özgürlükçü düşüncenin şampiyonu, politik liberalizmin kalesi Berkeley’ye.
90’lı yıllar. Dünya, piyasa meraklısı dönemin Fed Başkanı Alan Greenspan’in elinde ağır ağır bir uçuruma yuvarlandığından habersiz. Clinton Yönetimi Yellen’a sarılıyor tekrar. Ve Greenspan’in aşırı serbestlik yanlısı görüşlerini dengelemesi için onu tekrar Fed’e alıyor. Ama bu sefer bir teknokrat olarak değil. Greenspan’in yüzüne karşı söylemesi için doğrudan Yönetim Kurulu’na. Kolayca bütün onay süreçlerinden geçiyor. Ve Fed’de imza attığı en önemli kilometre taşlarından birini bu dönem gerçekleştiriyor. Sıfır enflasyonun ekonomiye zarar vereceğini savunup Amerikan Merkez Bankası’na yüzde 2’lik enflasyon hedefini koyuyor. Kocasıyla birlikte çalıştığı, hükümetlerin Merkez Bankası politikalarıyla insanların yaşamlarını nasıl iyileştirebileceğini savunan tezlerin ilk somut sonucu.

BEYAZ SARAY YILLARI Sosyal politikalar yanlısı Clinton ile o kadar uyuşuyorlar ki, Clinton en sonunda Yellen’ı yanına alıyor. Ve 1997’de Beyaz Saray ekonomik danışmanlar konseyinin başkanı oluyor. Onay için ifade verdiği Senato’ya da kendini şöyle tanıtıyor: Ticari ve yatırım bankacılığı arasındaki ayrıma son vermeyi destekleyen, pragmatik bir anaakım ekonomisti.
Bir zamanlar öğrencisi olan Larry Summers’la ilk kez aynı ekipte buluşması da öyle oluyor. Yıllar sonra Fed başkanlığının önündeki tek engel olacak, 2008 krizinin büyük günahkârı Harvadlı parlak çocuk Summers.
Clinton dönemi bitiyor. Bush döneminde bu sefer Fed’in San Francisco başkanlığını yürütüyor. Ve Summers’la aralarındaki ilk belirgin kırılma. 2005’te mortgage balonunu önceden haber veren nadir ekonomistlerden biri oluyor. Ülkenin ta Batı yakasından bağırıyor… “Dikkat edin bu iş ekonomiye zarar verir” diye. Ama…
TARTIŞMASIZ BİR RESESYON Üç yıl boyunca yaptığı sayısız uyarıya rağmen Fed kılını kıpırdatmıyor. 2008 sonbaharında Lehman çöküyor. Ve Ekim’de Amerika’nın resesyona girdiğini çıkıp açık açık söyleyen ilk üst düzey ekonomist oluyor. Hem de ülkenin bir ay sonra seçime gitmeye hazırlandığı sırada, “Bu tartışılacak bir mesele değil” diyecek kadar kendinden emin bir şekilde.
Sonrasında Ben Bernake’nin teşvik paketine sonuna kadar destek oluyor. 2010’da işsizliğin azaltılması konusunda ülkenin iyi bir yola girdiğini müjdeledikten sonra da Fed’in iki numaralı koltuğuna atanıyor. “Eğer göreve gelirseniz ne yapacaksınız” diye sorulduğunda Senato üyelerine aynen şöyle diyor: “Onaylanırsam, politikaların istihdam yaratmaya ve enflasyonu kontrol altına tutmaya destek olmasını sağlayacağım.” Bir de bundan birkaç ay önce ekonomideki kadınlar meselesi sorulduğunda da şunu söylüyor: “Merkez Bankası’nda ve kritik yerlerde zamanla daha çok kadın ekonomist olmasını sağlayacağız. Bunun zamanı geldi.”

SENATO DESTEK VERİNCE Sonuç… Görevi Ocak ayında sona erecek Bernanke’nin yerine Summers’ın atanacağı söylentilerine karşı Kongre’nin Demokrat Partili senatörleri Obama’ya Temmuz’da bir mektup gönderiyor. Ve Summers’ın değil Yellen’ın adaylığına destek oluyor. Obama da sanki biraz dünden razı. Öğrencisi yolundan çekiliyor. Ve dünya, küresel ekonominin başına ilk defa bir kadının geldiğine tanıklık ediyor. On-Broadway değil, off-Broadway seven, felsefe meraklısı Brooklynli bir kadın.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!