Brekk: IMF’yle devam için üç yolunuz var

Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Temsilcisi Od Per Brekk, Åžubat 2005’e uzatılan stand-by sonrasında, Türkiye’nin üç seçeneÄŸi olduÄŸunu açıkladı. Brekk seçenekleri ‘Program Sonrası Ä°zleme’,‘Tedbir Nitelikli Stand-by’ ve yeni stand-by olarak sıraladı.ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Türkiye Temsilcisi Odd Per Brekk, aralık sonu olarak planlanan stand-by (SBA) anlaÅŸmasının 3 Åžubat 2005 tarihine uzatılmasının ‘tamamen pratik ve teknik nedenlerden kaynaklandığını’ açıkladı. Bir stand-by’ın yasal olarak üç yılı aÅŸamayacağını vurgulayan Brekk, IMF Yönetimi’nin Åžubat 2002’de onayladığı mevcut stand-by’ın bitiÅŸinin Aralık 2004 olarak planlanmasına karşın, Hükümetin, en son tarih olan Åžubat 2005’e uzatılması yönündeki talebinin kabul edildiÄŸini açıkladı. Brekk, 3 Åžubat 2005’de sona erecek olan stand-by’ın ardından IMF-Türkiye iliÅŸkilerin ne olacağı konusunun Hükümetin kararına baÄŸlı olduÄŸunu kaydetti. Hükümetin bir mektupla IMF’ye baÅŸvurması gerektiÄŸini hatırlatan Brekk, Türkiye konumundaki bir ülkenin önünde, üç format seçeneÄŸi bulunduÄŸunu açıkladı. Bunları ‘Program Sonrası Ä°zleme’,‘Tedbir Nitelikli Stand-by’ ve normal Stand-by olarak sıralayan Brekk, ÅŸu bilgileri verdi:‘Program Sonrası Ä°zleme, Kore, Endonezya gibi, IMF’den yüklü miktarda kredi kullanmış ve borç düzeyi yüksek olan ülkelerle yürütülüyor. Burada herhangi bir finansman kullanılması sözkonusu deÄŸil. Tedbir Nitelikli Stand-By ise Brezilya ve bu mayısta AB’ye girecek bazı ülkelerde uygulandı. ve yeni Stand-by diye sıraladı. Burada SBA’larda olduÄŸu gibi niyet mektupları, Board toplantıları oluyor. Finansman kullanmamak esas. Ancak ihtiyaç duyulduÄŸunda kaynak çekilebiliyor.’Brekk, gözden geçirme sayısının dörtten üçe düşürülmesinin de, ‘pratik nedenlerden kaynaklandığını’ söyledi. Brekk, son kredi diliminin, 2005 yılı başında serbest bırakılmasının güçlü bir olasılık olduÄŸunu söyledi.‘Önemli olan programın çalışması’ diyen Brekk, ‘Hükümetin 2005’den sonra IMF ile iliÅŸkileri ne olursa olsun, ekonomik politikaların ÅŸu andaki trendini devam ettirmesini diliyoruz’ dedi. Brekk’in mesajları şöyle:Yüzde 6.5 faiz dışı fazla hedefini tutturmak kadar, nasıl tutturulduÄŸu da önemli. Bunun için bütçe reformu, Niyet Mektubu’nda geniÅŸ bir biçimde vurgulandı. Bütçe reformunun Vergi idaresi reformu, sosyal güvenlik sistemi ve toplam kamu harcamaları olmak üzere üç önemli temel ayağı var. Ä°lkbahar sonunda ‘Kamu Harcama Gözden Geçirmesi’ için IMF’nin teknik destek ekibi gelecek. Bu ekip, deÄŸiÅŸik ülkelerde harcama alanında çalışma yapmış uzmanlardan oluÅŸacak. Harcama kalemlerine bakarak, harcama hedefiyle harcanan kaynağın uyumuna bakacaklar. Bazı kalemlerde azaltma önerecekleri gibi, bazı kalemlerde artış da tavsiye edebilecekler. Ama nihai hedef, harcamalarla ilgili amaçlara en az maliyetlerle ulaÅŸmak. ÖNLEM PAKETÄ° YETERLÄ°Yarısı gelir, yarısı harcamalarda tasarruftan oluÅŸan 7 katrilyon liralık mali tedbir paketi, Board toplantısında da konuÅŸuldu. Alınan önlemler yüzde 6.5 faiz dışı fazla hedefi için yeterli görünüyor. Bankacılık Kanunu’nda, Türkiye’yi AB standartlarına yaklaÅŸtıracak bir deÄŸiÅŸiklik hazırlığını destekliyoruz. Batı’da da bankacılık yasalarının dört-beÅŸ yılda bir gözden geçirilmesi doÄŸaldır. IMF’nin 2005 enflasyon tahmini yüzde 10.6Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) ‘Dünyanın Ekonomik Görünümü’ raporunda, Türkiye’de bu yıl yüzde 12 olarak gerçekleÅŸmesi öngörülen enflasyonun, 2005 yılında yüzde 10.6 olacağı tahmininde bulunuldu. Raporda, ‘Türkiye’de finans piyasası ÅŸartlarının iyileÅŸmesi ekonomik faaliyetlerde olumlu etki yarattı’ denildi. Özel yatırımlar ve biraz da özel tüketimle desteklenen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) 2003 yılında yüzde 5.8 arttığı, büyüme oranının ise 2004’te ve 2005’te ortalama yüzde 5 olmasının beklendiÄŸi belirtildi. Enflasyon baskısının, TL’nin deÄŸer kazanması ve dış pozisyonunun güçlenmesiyle kayda deÄŸer ÅŸekilde azaldığı ancak yüksek petrol fiyatları ve terör baÄŸlantılı belirsizliklerin turizme yansımasının cari açığı olumsuz etkileyebileceÄŸi belirtildi. Â