Güncelleme Tarihi:
HAFTASONU Boyner Grubu’nun Tekirdağ Çerkezköy’deki Altınyıldız fabrikası satış mağazasına yolum düştü. Mağaza, içinde lojmanlar, kafeler, çocuk oyun alanları, kreş olan yemyeşil büyük bir kampüsün içinde yer alıyor. Ancak terkedilmiş bir görünümü var.
Mağazada sadece fabrikanın numune ürünleri değil, lüks markaların koleksiyonları da 30-40 TL gibi çok uygun fiyatlarla satılıyor. Merak ettim sordum. Biraz sohbet edince, Boyner Grubu’nun ağrısız sancısız yürüttüğü bir tasfiye öyküsü çıktı ortaya.
2011’DE TAŞINMIŞTI
Altınyıldız 1952’de Osman Boyner tarafından kurulan bir kumaş üreticisi. 1977’de İstanbul Yenibosna’da büyük bir fabrika açmış, 2011’de ise Çerkezköy’e taşınma kararı almıştı. Avrupa’nın en büyük tekstil ve konfeksiyon kompleksi olarak açılan Çerkezköy’deki fabrikada ilk yıl 1500 kişi çalışıyordu. Son yıllarda çalışan sayısı 900 civarındaydı.
Kapasitesinin yüzde 25’ini kendi markasıyla dünya pazarlarına satma hedefi ile açılan fabrikada Altınyıldız, Tommy Hilfiger, Massimo Dutti, Armani, Valentino, Cinque, Marks&Spencer, Zara, Ann Taylor ve S. Oliver gibi pek çok dünya devine de üretim yapılıyordu.
Boynerler bu yılın başında dünyada değişen koşullara uygun yeni bir strateji belirlediler. Perakende ve katma değeri yüksek bir tekstil ürünü olan kumaş üretimine odaklanacaklarını açıkladılar. İşte bu süreç Çerkezköy fabrikası için de yeni bir dönemin başlangıcı oluyordu.
Yeni strateji hazırgiyim üretiminden uzaklaşmak, rakipleri gibi tedarikçi ve lojistikçi olmak anlamına geliyor. Boyner Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ümit Boyner, 500’e yakın işçiyi ilgilendirdiği halde kamuoyunda çok tartışılmayan, en azından benim kaçırdığım bu önemli süreci şöyle anlattı:
* Altınyıldız olarak katma değeri yüksek olan yünlü kumaş üretimine odaklanma kararı alıp, 2016 yılında ihracatta büyümeyi öncelikli hedef olarak koymuştuk. Çerkezköy’de kiracıydık. Ana işimiz olan tekstil ve yünlü kumaş üretimi için Akkök grubundan arsa alımı yaparak ciddi bir bina yatırımı gerçekleştirdik.
* Bir bölümünü kendi içimizde gerçekleştirdiğimiz konfeksiyon işi için ise benzer bir yatırımın uyulanabilir olmadığını gördük. Konfeksiyon işinin kiralık bir fabrikada yürütülmesi de sürdürülebilir değildi.
* Bu nedenle üretimde herhangi bir azalma ya da yurtdışına iş kaybı olmadan sadece bir bölümünü kendi bünyemizde yaptığımız konfeksiyon üretiminin tümünü Nisan 2016’dan itibaren iş ortaklarımızla sürdürme kararı verdik.
* Yeni yatırım planımızın bir bölümünü de iş ortakları eko-sistemimizin geliştirilip güçlendirilmesine ayırmaya devam ettik. Bu süreci çalışanlarımızla birlikte yönettik.
* Altınyıldız fabrikası bizim için duygusal anlamı fazla bir fabrika. Kurucumuz Osman Boyner hala fabrikaya gelir. O nedenle çok titiz olduk. Konfeksiyon bölümü çalışanlarımızın her türlü yasal haklarını sağlamanın ötesinde ek bir ücret paketi, taşınma yardımı, kreş kullanımını devam ettirme ve emekliliğine az süre kalanların emekli olana kadar primlerini ödeme, yeni iş bulma desteği kendi içimizde öncelikli istihdam şansı gibi daha önce Türkiye’de benzeri olmayan geniş bir sosyal plan uyguladık.
Hazır giyim bölümünde yaklaşık 500 kişinin çalıştığı bir fabrikada bu kadar önemli bir süreç yaşanıyor, ama sessizce... İşçinin zaten sesi çıkmıyor ki diyebilirsiniz. Ancak işçinin sesinin çıkamadığı böyle bir ortamda süreci “sosyal bir plan” dahilinde yönetmek, iş dünyası için değerli bir örnek oluşturuyor...