Güncelleme Tarihi:
Marka 2000 Konferansı'nda konuşan Boyner Holding İkinci Başkanı Cem Boyner, ‘‘Müşteriyi kazanmanın yolu şaşırtmaktan geçer. Müşteriyi şaşırtmak için de kimi zaman absürt olacaksınız’’ dedi. Boyner, kendisinin siyasete atılarak en büyük absürtlüğü yaptığını vurguladı.
BOYNER Holding'de CEO ve İkinci Başkan Cem Boyner, artık ‘marka’ olmadan varolmanın imkansızlaştığını ve sıradan ya da isimsiz ürünlerin hayatta kalma şansının olmadığını söyledi. Müşteriyi kazanmanın yolunun ‘‘şaşırtmak’’ olduğunu belirten Boyner, ‘‘Kimi zaman da ‘absürt' olacaksınız. Reklam kalbinize ulaşırsa, marka da ulaşır. Varolmanın yolu beyinden değil kalpten geçiyor. Reklamı sevdirdiğinizde markayı kullandırıyorsunuz. Sadece taksitle, vadeyle indirimle markayı ayakta tutamaz, öldürürsünüz’’ dedi.
Yürekli Eğitim & Danışmanlık tarafından organize edilen ve iki gün sürecek Marka 2000 Konferansı dün İstanbul Swiss Otel’de başladı. Bugün sona erecek konferans 10 aylık bir hazırlanma döneminden sonra gerçekleştirildi. Marka 2000 Konferansı, Hürriyet İnsan Kaynakları Gazetesi, Ericsson, Boyner Holding ve Turkcell sponsorluğunda düzenlendi.
Ünlü marka uzmanı BJ Cunningham tarafından yönetilen ve Kanada, İngiltere, İsveç, ABD, Fransa ve Türkiye'den 15 farklı konuşmacının katıldığı konferansta, kullanılan dekor Eren Talu imzasını taşıyor.
Konferansın ilk gününde yaptığı konuşmada, Beymen'in marka macerasını anlatan Boyner, 1971 yılında erkek giyim markası olan Beymen'in ilk reklam filmi ile 2000 yılı reklam filmini de katılımcılara izlettirdi. 1970'li yıllardaki Füsun Önal ve Günaydın Jale filminden sonra 2000 yılındaki Beymen'e gelen Cem Boyner, ‘‘Beymen yaşlanmıştı. 1999 yılı sonuna kadar Beymen'i baştan aşağı yeniledik. Yeni trend cinsellik. Cinsellik aynı zamanda yakınlık ve sıcaklık ifadesi haline geldi. Beymen şimdi, daha genç, seksi, dinamik’’ diye konuştu.
McDonald's, Fenerbahçe için sarı-lacivert oldu
DÜNYADA en büyük marka olarak McDonald's'ı örnek veren Cem Boyner, ‘‘Mc Donald's; markasına, müşterisi ile kurduğu ilişkiye o kadar güveniyor ki, ilk defa Fenerbahçe stadındaki restoranın logosunun sarı-lacivert olmasını kabul etti.’’ Bugüne kadar motosiklete binmediğini ancak, hafta sonu Harley Davidson'ın bir show-room'unu ziyaret etmeye karar verdiğini söyleyen Boyner, konferansa katılan izleyicilere bir resim göstererek bu kararının nedenini şöyle anlattı: ‘‘Şu resme bakın. Koluna Harley Davidson yazmış bir adam...Bu müthiş başarı. Müşterinizin koluna; Arçelik, Beymen, Colgate yazırabiliyor musunuz? Bu müşteri ile kurduğunuz aşktır.’’
Personeli ikna için müşteri kiraladı
BEYMEN'i yaratırken kendilerine karşı da oyun oynadıklarını belirten Cem Boyner, Pazar günleri savcıların taktığı mühürleri müşterilerin sökerek mağazaya girdiklerini anlattı. Boyner, mağazaların hafta içi bir gün geç kapanması uygulamasını başlatmak için kendi çalışanlarına yaptığı oyunu da şöyle aktardı: ‘‘Akşam saatleri müşteri olmaz dendi. Personelimizi ikna etmek için parayla sahte müşteriler tuttuk. Deli gibi alışveriş yaptırıyorduk. Mağaza müdürleri tabii ki memnundu. Beni arayıp; ‘Deli gibi alışveriş yapılıyor. Hatta 42 numara ayakkabı giyenler 44 numara da alıyor' diyordu. Sonuçta oyunla başladık ama perşembe gece alışverişleri bize tüm gün kadar getiri sağladı.’’
Nilsson: Mağazalar artık marka olmalı
THE Watt Design Group'un Avrupa bölümünü yöneten Hans Nilsson, konferansta yaptığı konuşmada, artık mağazaları marka haline getirmek gerektiğini söyledi. Nilsson, ‘‘Coca-Cola gibi şirketlere marka vergisi ödeniyor. Perakendecilerin yarattığı markalar gelecekte daha şanslı olacak. Pazarda lider olan markayla birlikte ayakta kalmalı ve varolmalısınız. Onlarla aynı kalitede olduğunuzu ispatlamalısınız’’ dedi. Nilsson, Wal-Mart, Safeway ve Loblaws mağazalarının buna en iyi örnek olduğunu söyledi.