Güncelleme Tarihi:
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Diyarbakır’da görev yapan Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 2 General ve 2 Albaya yönelik soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Müstakim Türkyılmaz, hazırladığı iddianamede çarpıcı ayrıntılara yer verdi. İddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün yapılanmasını anlatan savcı, dosyanın şüphelileri olan 2’nci Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi Komutanı Tümgeneral Atilla Darendeli, 8’inci Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Kurmay Albay Ali Durmuş ve 2’nci Birleştirilmiş Hava Hareket Merkezi Amiri Kurmay Albay Bülent Gürdoğan’ın eylemlerini açıkladı.
"SEMİH TERZİ’YE UÇAK TAHSİSİ İÇİN ANKARA’YI ARADI"
İddianamede, Diyarbakır’da bulunan 8’inci Ana Jet Üssü’nde yaşanan gelişmeleri açıklayan savcı, şüphelilerden 2’nci Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi Amiri Kurmay Albay Bülent Gürdoğan ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Albay Bülent Gürdoğan’ın 15 Temmuz gecesi Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi’de bulunan ve kayıt özelliği olan 1348 no’lu MİLSEC telefonundan general Kemal Mutlum ile görüştüğünü belirten savcı, görüşmenin darbeci general Semih Terzi ve yanındaki özel kuvvet birliğini Ankara’ya götürmek için uçak tahsis edilmesine ilişkin olduğunu söyledi.
Diyarbakır 8’inci Ana Jet Üssü komutan vekilliğini yapan Albay Özkan Edip Akgülay’ın Semih Terzi ve yanındaki özel Kuvvetlere bağlı askerlerin Ankara’ya gidebilmeleri için talep edilen 2 adet Casa uçağının kalkışına izin vermediği belirtilen iddianamede, şüpheli Bülent Gürdoğan’ın ise, bu durumu general Kemal Mutlum’a ilettiği ifade edildi. İddianamede, şüpheli Gürdoğan’ın, Semih Terzi’nin talebini yerine getirmeyen Üs Komutan vekili Akgülay’ın ikna edilmesi için Ankara’dan aranmasını talep ettiği vurgulandı.
Şüpheli Bülent Gürdoğan’ın darbe teşebbüsü sırasında sürekli olarak darbecilerle telefon irtibatının bulunduğunu ifade eden savcı, darbecilerin Semih Terzi’nin uçaklarına kalkış izni vermeyen Albay Özkan Edip Akgülay’a baskı kurmaları konusunda şüpheli Gürdoğan’ı kullandıklarını vurguladı. Şüphelinin 6 adet F-16 tip savaş uçağının gasp edilmesi olayından sonraki bir saatlik dilimde Özkan Edip Akgülay’ın yanına geldiğini kaydeden savcı, Gürdoğan’ın yardım ve destekte bulunma bahanesiyle saat 23.00 sıralarında darbeci Semih Terzi’nin yanında bulunan özel kuvvet birliğinin Ankara’ya götürülmesi için 2 adet Casa nakliye uçağının temin edilmesi hususunda gayret gösterdiğini belirtti. Gürdoğan’ın darbeci olmaları nedeniyle Ankara’da tutuklanan hava kuvvetleri mensuplarıyla sürekli telefon irtibatında olduğu ifade edilen iddianamede, şüphelinin darbeci generalleri kendi telefonundan Özkan Edip Akgülay ile görüştürerek ikna etmeye çalıştığı belirtildi.
DARBE TEŞEBBÜSÜNDEN 3 AY ÖNCE BOYDAK KARDEŞLERDEN 6 MİLYON LİRA HAVALE
İddianamede, 22 Eylül 2016 tarihli Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) raporuna dikkat çeken savcı, raporun 26’ncı sayfasının 45 numara ile işaretlenen dipnotunda şüpheli Bülent Gürdoğan’ın isminin geçtiğini ifade etti. Hava Pilot Kurmay Albay Bülent Gürdoğan’ın, 25 Nisan 2016 tarihinde Memduh Boydak ve Bekir Boydak’tan 2 işlemde toplam 6 milyon lira havale aldığını ve aynı tarihte Şükrü Boydak’a tek işlemde 6 milyon lira gönderdiğini belirten savcı, transferlerin dikkat çekici bulunduğunu kaydetti.
Aynı analizde, şüphelinin birinci derece yakın akrabalarının Boydak grubuyla yakın ilişkide olduğunun tespit edildiğini ifade eden savcı, bu gruba FETÖ/PDY terör örgütüne finans sağlama ve bu örgütle irtibatlı ve iltisaklı olduğundan bahisle TMSF tarafından el konularak kayyum atandığını, şüphelinin bu analizle FETÖ/PDY terör örgütüyle irtibatı ve iltisakı olduğunun tespit edildiğini belirtti.