Alper YOLDAŞ
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2009 00:00
Bosch Grubu’nun Türkiye’den Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Rudolf Colm, "Türkiye’nin performansından çok mutluyuz. 2009 çok zorlu geçecek. Ancak kriz var diye Türkiye’deki uzun vadeli planları değiştirmedik. Yatırıma aynı hızla olmasa da devam edeceğiz" dedi.
ALMAN Bosch Grubu’nun Türkiye’den Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Rudolf Colm, 2008 yılında Türkiye’deki cirolarının yüzde 1’lik artışla 1.6 milyar
Euro’yu bulduğunu belirterek, "Türkiye’nin performansından çok mutluyuz. 2009 çok zorlu geçecek. Ancak kriz var diye Türkiye’deki uzun vadeli planları değiştirmedik. Yatırıma aynı hızla olmasa da devam edeceğiz" diye konuştu. Colm, 2009 yılı için Türkiye’de büyüme beklemediklerini, hatta küçülme yaşayabileceklerine dikkat çekerek, "Bosch Grubu için bu yılın ilk çeyreğinde küresel satışlarda ciddi oranda düşüş yaşandı. Türkiye ise 2009 yılına en kötü başlangıç yapan ülkeler arasında yer aldı" dedi.
Az da olsa kár ettik Bosch’un dünya genelindeki 2008 yılı sonuçlarının ve 2009 yılı beklentilerinin açıklandığı toplantıda sorularımızı yanıtlayan Colm, Alman Grubun Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili şu bilgileri verdi: "Türkiye pazarındaki ciromuz 2007’ye göre yüzde 3 oranında artarak 723 milyon Euro’ya çıktı. Bu rakama ihracatı ve Bosch Grubu bünyesindeki şirketlere yapılan satışları da eklediğimizde Türkiye’nin 2008 yılı toplam cirosu 1.64 milyar Euro oldu. 2008, çok olamasa da kárlı bir yıl oldu. Bütün faaliyetlerimizi bir arada değerlendirdiğimizde, Türkiye’nin 2008 yılı sonuçlarından kesinlikle mutluyuz. Özellikle Bursa, dünyadaki ana üretim merkezlerinden biri konumunda. Manisa’daki ısı teknolojileri tesisimizi de düşünürsek, Türkiye’de çok mutluyuz."
Küresel krize rağmen Türkiye’deki uzun vadeli planlarında herhangi bir değişikliğe gitmediklerini söyleyen Colm, şöyle konuştu: "Doğru bir karar verdik. Geçen yıl yüzde 40’lık artışla 210 milyon Euro yatırım gerçekleştirdik. Bu yıl krize rağmen 23 milyon Euro’luk bir yatırım yapıyoruz. Bosch dizel enjektörlerinin yaklaşık yüzde 42’si üreten Bursa’daki tesislerimiz, üretim, mühendislik ve insan kaynağı açısından çok başarılı. EFQM Avrupa Kalite Ödülü’nü iki kez kazandı. Bu nedenle de önceki yıllarla aynı hızda olmasa da yatırıma devam ediyoruz. Bursa, Bosch’un stratejisinde anahtar merkezlerden biri."
2009’a kötü başladık
Kriz nedeniyle Türkiye’deki 2009 hedeflerimizi revize ettiklerini belirten Colm, "Türkiye Avrupa’daki en önemli pazarlarımızdan biri, özellikle beyaz eşya sektörü açısından. 2009 yılı için büyüme beklemiyoruz. Krizden önce Türkiye’de ciddi bir büyüme bekliyorduk. Bu yılın ilk çeyreğindeki keskin daralmadan sonra Türkiye 2009’a en kötü başlangıç yapan Bosch ülkeleri arasında yer aldı" diye konuştu. Türkiye’deki en büyük faaliyet alanlarının otomotiv sektörü olduğuna işaret eden Colm, "Bu anlamda Bursa’daki dizel enjektör fabrikası merkez konumunda. Bu yılın ilk çeyreğinde Bosch’un küresel olarak otomotiv sektöründeki satışları yüzde 25 oranında geriledi. Satışlardaki bu düşüşten Türkiye’deki faaliyetlerimiz de etkilendi" dedi.
Türkiye baş ağrısı değil
DÜNYA genelindeki otomotiv fren sistemleri işinden zarar ettiklerini hatırlatan Rudolf Colm, "Küresel olarak fren sistemleri üretiminden bölgesel ortaklıklar düşünüyoruz. Türkiye’deki fren tesisimizde ise böyle bir yerel ortaklığa ihtiyaç duymuyoruz. Bursa’daki fabrika, baş ağrılarımız arasında bulunmuyor" diye konuştu.
ÖTV indirimi gerekli adımdı
TÜRKİYE’de hükümetin otomotiv, beyaz eşya ve elektronikte ÖTV indirimi desteği vermesini çok olumlu karşıladıklarını söyleyen Rudolf Colm, şöyle konuştu: "Bu adımlar gerekliydi. Sektörler çok ciddi şekilde daraldı. Türkiye, ev aletlerinde dünyadaki satışlarımızın yüzde 10’unu oluşturuyor. Bu nedenle Bosch için çok önemli."
Kısa vadede kára odaklanırsak devletleştirme dalgası gelir
BOSCH Grubu Yönetim kurulu Başkanı Franz Fehrenbach, küresel kriz ortamında 2008 yılı satışlarının yüzde 2.6 azalarak 45.1 milyar Euro’ya gerilediğini belirterek, "2009, 125 yıllık şirket tarihinin en zorlu yıllarından biri olacak. Dünya genelinde satışlardaki küçülme yüzde 10’unun altında tek haneli olursa şanslıyız" dedi. Fehrenbach, küresel ekonominin 2008’de yüzde 2.3 daraldığına işaret ederek, "Otomotiv sektörünün üretimi ise 2001’den beri ilk kez yüzde 3 ile düşte" dedi.
Bugün dünyanın bir dönüm noktasında olduğunu ve yapılacak çok iş bulunduğunu söyleyen Fehrenbach, şöyle konuştu: "Uluslararası finans sistemi kontrol altına alınmalı. Yönetici ikramiye ve tazminatlarına sınır getirilmeli. En önemlisi kısa vadede kár maksimizasyonu yerine uzun vadeye odaklanılmalı. Eğer bu başarılamazsa, örenecek beden sadece ulusal borçların artması olmayacak. Kamulaştırma dalgasıyla karşı karşıya kalacağız."
ABD de bir an önce kısa çalışmaya geçmeli
BOSCH Grubu olarak bu yıl 3 bin kişiyi işten çıkaracaklarını hatırlatan Franz Fehrenbach, şöyle konuştu: "Daha fazla işçi çıkarmamak için kısa çalışmaya sarıldık. Almanya’da 58 bin çalışanımız, Almanya dışında ise 35 bin çalışanımız kısa çalışıyor. Avrupa’da uygulanan kısa çalışma sistemi ABD’de yok. Bu nedenle de tek yöntem olarak işçi çıkartma uygulanıyor. ABD de kısa çalışmaya geçmeli yoksa işsiz sayısı artacak."
Türkiye’de 100’üncü yılını kutlayacak
BOSCH Grubu, yedi farklı şirket, 15 işkolu ve altı üretim tesisi ile Türkiye’de faaliyette bulunuyor. Türkiye’de yaklaşık 8 bin 300 çalışanı bulunan Bosch Grubu, 2010’da Türkiye’deki 100’üncü yılını kutlamaya hazırlanıyor.
Ekonomik daralmada henüz dibi görmedik
KÜRESEL finans krizinin tepe noktasına ulaştığını belirten Franz Fehrenbach, "Bazı bankalar dramatik sonuçlarla karşı karşıya kalabilir. Bu durumdaki bankalara özel destekleyici önlemler getirilebilir. Ancak küresel ekonomi açısından dibi gördüğümüzü söylemek için henüz erken" dedi.
Ekonomiden sonra ekolojik küreselleşme geliyor
ARTIK ekonomik küreselleşmeyi ekolojik küreselleşmenin izlediğine dikkat çeken Franz Fehrenbach, şunları söyledi: "Çevre ve iklim değişikliği konuları her ülkede önem kazanıyor. Krizde olsak da çevreye yatırım yapmak çok önemli. Bunu yapmayanlar treni kaçıracak. Bosch olarak 2008’deki Ar-Ge harcamalarımızın yüzde 45’ini çevreyi koruyan teknolojilere ayırdık. İlk kez rüzgar ve güneş enerjisi gibi teknolojilerden elde ettiğimiz ciro 1 milyar Euro barajını aştı."