Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2001 00:00
Borusan Holding'in kurucusu, duayen sanayici Asım Kocabıyık, geçen pazar yapılan grup içi törenle Yönetim Kurulu Başkanlığını oğlu Ahmet Kocabıyık'a bıraktı. Asım Kocabıyık, bir yandan Borusan'da ‘‘Şeref Başkanı’’ olarak kalacak, diğer taraftan yeni kurdukları ‘Yeni Nesil Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı'yla grup felsefesini gelecek kuşaklara taşıyacak.Borusan Holding'in kurucusu 77 yaşındaki Asım Kocabıyık, Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı hafta başından itibaren oğlu Ahmet Kocabıyık'a devretti. Borusan Holding'de bundan sonra Şeref Başkanlığı'nı üstlenen Asım Kocabıyık, 57 yıllık iş hayatındaki başarısını, yaptığı mutlu evliliğe bağlıyor. Kocabıyık, ‘‘Çalışma hayatımın ilk yıllarında sıkıntılar içinde geçen işlerim, evlendikten sonra düzeldi. Evlilik ve çocuklarımın doğumu bana uğurlu geldi’’ diyor.Asım Kocabıyık bundan sonra, Borusan Grubu'nun faaliyetlerini temel değerleri doğrultusunda gelecek kuşaklara taşıyabilmesini, Kocabıyık Ailesi adına supervize etmek amacıyla kurulan Yeni Nesil Şirketi'nin Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütecek.Sanayinin duayeni, TÜSİAD'ın kurucu üyelerinden Asım Kocabıyık, 57 yıllık çalışma hayatının bilançosunu çıkarırken, babasından gözleri dolarak söz ediyor:‘‘Babam Birinci Cihan Harbi ve İstiklal Harbi'nde 8.5 yıl asker olarak hizmetinden sonra 1923 yılında Afyon'daki Tazlar köyüne döner. Yeteri kadar işleyecek arazisi olmadığı için bakkal dükkanı açar. Aynı zamanda köyün muhtarıdır. Köyün ve komşu köylerin verdiği imkan dahilinde işi genişletir. 1929'da dünya ekonomik krizi devam ederken biriktirdiği 3 bin lira sermaye ile Afyon'a yerleşir. Zaman içinde bakkallıktan manifaturacılığa döner. Aynı zamanda hububat ve bakliyat toplayarak İstanbul'a gönderir.’’ÖĞRENCİYKEN ŞİRKET KURDUAsım Kocabıyık, babasının kısacık hayatında nasıl büyük bir değişim geçirdiğini de şu sözlerle anlatıyor:‘‘Köyden kara sakallı bir köy bakkalı olarak çıkan babamın Afyon'da sakalı yoktur, henüz kravatı da yoktur. İstanbul'a gelişinden 1 yıl sonra kravat takmaya başlar, daha sonra şehrin tanınmış terzilerinden giyinir, en lüks kravatlar gardrobundadır. Ticaret nedeniyle Türkiye'de bulunan yabancı firmaların delegeleriyle arkadaşlık kurar. Bunları söylemekten maksadım, kısa hayatında büyük inkılaplar yaptığını ifade etmek için.’’Asım Kocabıyık'ın İstanbul'a gelişi babasının, İzmir'in tanınmış tüccarı Mehmet Nebioğlu ve damadı ile ortak olarak 1937 senesi sonunda kurdukları ortaklık sonucu olur. 1941 yılında hububat ve nakliyat işi Toprak Mahsulleri Ofisi'ne geçer. Bunun üzerine babası yeni bir ortak ile demir çelik işine girer. Bu ortaklık da üç yıl devam eder. Sonunda 1944 yılında İstikbal Şirketi kurulur.1944 yılında henüz İktisat Fakültesi'nde öğrenciyken kurucu ortağı olduğu bu şirkette üniversite mezuniyetinden sonra da çalışmaya devam eder. 1948 yılında babasının kalp krizi geçirmesi ve işlerden biraz uzaklaşması, Kocabıyık'ı işleri üstlenmek zorunda bırakır. 1952 yılında babasını, henüz 58 yaşında iken, kaybeden Kocabıyık, zor günler geçirir.1948 ile 1954 arasında sıkıntılı günler geçirdiğini söyleyen Kocabıyık, özellikle babasını kaybettikten sonra bütün alacaklıların üzerine geldiğini yine gözleri dolarak hatırlıyor ve ekliyor: ‘‘
Kredi aldığımız bankalar ve ticari ilişkide bulunduğumuz firmalar beni fazla tanımıyordu. Bana güvenmedikleri için hepsi birden hesaplarını kapatmak istedi. Bir iki yıl içinde toparladım. Yeni iş yaratmak mecburiyetindeydim. Bu zamanda rehberim Resmi Gazete ve Gümrük Tarife Cetveli oldu. O yıllar Demokrat Parti'nin de yükseldiği ve iktidara geldiği yıllardı. 1950'li yıllara gelindiğinde DP iktidarı ile Türkiye'de bir hürriyet havası esti. Bununla birlikte ilk defa enflasyonu da gördük. 1.5 yıl sonra da deniz bitti, hiçbir şey ithal edemez olduk.’’Asım Kocabıyık'ın kişisel tarihinde 1954 yılının özel bir önemi var: ‘‘1954 senesinde benim için yeni bir dönem başladı, 21 Nisan'daki evliliğim hayatıma yeni bir sayfa açtı. Evlilik ve çocuklarım bana uğurlu geldi. İş hayatımda bazı bürokratların iş adamına ters tutumundan ve çalışma hayatımda da yalnızlıktan çok sıkıntı çektim.’’Kocabıyık, 1958 yılında adım attığı sanayi işlerini, 1964 yılından itibaren büyütmeye başladı. Boru imalatıyla ilgili yeni şirketler kurdu. 1972'de bunları holding yönetiminde topladı. 1976'da Gemlik fabrikasını faaliyete geçirdi. Borçelik, 1994'te açıldı. Bu arada 1985'te BMW Türkiye Distribütörlüğü ve 1994'de Caterpillar Mümessilliği Borusan'ın ticari faaliyet alanları arasına katıldı.İngilizce öğrenmeseydim demir tüccarı kalırdımAsım Kocabıyık'ın yurtdışına ilk çıkışı ise 1948 yılına rastlıyor. Ticaret yapmak amacıyla önce Paris'e, oradan Viyana'ya gider. O yıllarda Avusturya ile Türkiye arasında ticaret anlaşması olmaması nedeniyle ancak takas yoluyla iş yapıldığını hatırlatan Kocabıyık, o günleri de şöyle anlatıyor: ‘‘O yıllarda Avusturya savaştan yeni çıkmıştı, perişandı. Beton demiri almak için bir demir çelik fabrikasıyla görüştüm. Parasını da takasla ödemeyi önerdim, kabul ettiler. Avusturya ile ilk ticaretimi tiftik karşılığı demir alarak yaptım. Aldığım bu demirleri de Demirbank'ın kurucusu Halit Cıngıllıoğlu'nun babasına sattım. Bayağı da para kazandım, 24 yaşında bu beni iyice heveslendirdi. Ama kendimde büyük bir eksiklik gördüm, yabancı dilim yabancı alıcılarla pazarlık yapmaya yetmiyordu. Sonra bunu telafi etmek için içerde ve dışarda dersler aldım. İngilizce benim hayatımı değiştirdi. İngilizce bilmeseydim hálá demir satan bir tüccar olurdum.’’Sınai Kalkınma bana güvendi, parayı verdiAsım Kocabıyık, 1962 yılında Borusan'ın ikinci boru fabrikasının kuruluşu sırasında yaşadığı bir anısını şöyle aktarıyor:‘‘Borusan'ın ikinci fabrikası için Sınai Kalkınma Bankası'ndan 50 bin
dolar ve 750 bin Türk Lirası kredi istedik. Bankadan bizi çağırdılar. Projeyi desteklemek istediklerini ama fizibilite raporu gerektiÄŸini söylediler. Fizibilite raporu yaptıracak kimseyi bulamadık o yıllarda. Almanya'da karşımıza çıkan bir firma 15 bin dolar istedi, bizim istediÄŸimiz zaten 50 bin dolardı. Bu parayı veremezdik. Bankaya bunu ilettik. Sınai Kalkınma Bankası, fizibilite raporu olmadan, kendi prosedürlerine uymadığı halde bana ve projeme güvenerek bana bu parayı verdi.’’Nam için ihracata baÅŸladı‘‘İhracata sırf nam olsun’’ diye baÅŸladığını söyleyen Asım Kocabıyık, ‘‘1969 yılında Türkiye ihracat yapıyor, boru da ihrac ediyor desinler diye baÅŸladım. Kalktım Irak'a, Suriye'ye, Lübnan'a gittim. Lübnan'daki müşterilerin hemen hepsi Türkiye'den gitmiÅŸ Ermenilerdi’’ diyor. Kocabıyık, bir dönem BaÄŸdat'ın bütün sanayi boru ihtiyacını Borusan'ın karşıladığını hatırlatıyor. OrtadoÄŸu'da iÅŸ hacmini arttıran Kocabıyık o yıllarda tek alıcının devlet olduÄŸu Suriye ile de iÅŸ yapar hale geldiklerini belirtiyor.Â
button