Güncelleme Tarihi:
Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, son günlerdeki hızlı yükselişle 2015'in ocak ayından bu yana etkili olan uzun vadeli düşüş trendini sonlandırırken, döviz kuru ve faizler de düşüşe geçti.
Ocak ayında yatırımcısına ortalama yüzde 10,4 getiri sağlayan borsa, Mart 2014'ten beri en güçlü çıkışını gerçekleştirdi.
BIST 100 endeksi, ayrıca 28 Ocak 2015'te gördüğü 91.806 puan seviyesinden başlayan uzun vadeli düşüş trendini de tam 2 yıl sonra, yılbaşından bu yana etkili olan yükseliş rallisi ile aştı.
Endeks, 2 yıl önce başlayan düşüş trendini 2016'nın ilk 4 ayındaki yükselişle aşamamış ve söz konusu tarihten bu yana neredeyse bütün ortalamalarının 77.700 seviyelerinde toplanmasını sağlayacak bir sıkışma içine girmişti. Bu sıkışmayı 2017'nin ilk haftasında yukarı yönlü aşan endeks, 2 yıllık düşüş trendi direncinin aşılmasından kazandığı ivmeyle 86.000 puanın üzerine çıktı.
Teknik analizde, düşüş trendlerinin hacimli bir şekilde yukarı yönlü kırılması, orta ve uzun vadeli yükseliş trendinin başladığının işareti olarak görülüyor. Bu yıl 12 Ocak'ta işlem hacmi rekoru ile günlük yüzde 4,15 yükselen BIST 100 endeksinin, 22 günlük hareketli ortalamasının, 100 ve 200 günlük hareketli ortalamalarının üzerine çıkması da teknik analizciler için bir başka "yükseliş trendi sinyali"ne işaret etmişti.
"NEGATİF BEKLENTİLER" BİTTİ, POZİTİF AYRIŞMA BAŞLADI
Analistler, TL varlıkların 2015 ve 2016 yıllarında genel olarak emsallerinden negatif ayrıştığını belirterek, yaşanan olumsuz gelişmelerin ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimlerinin ardından Türkiye için negatif beklentilerin sonlandığını ve pozitif ayrışmanın başladığını ifade etti.
Analistler, BIST 100 endeksinin 90.000 seviyesinin üzerini test etmesinin sürpriz olmayacağını kaydetti.
Kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmesine karşın Türkiye ekonomisi ve TL varlıkların orta ve uzun vadede yükseliş potansiyelinin çok fazla olduğuna inanan yabancı yatırımcıların girişi ile döviz kurlarının düşüşe geçtiğini, Borsa İstanbul'da net alımların güçlendiğini belirten analistler, ocaktaki yabancı girişinin uzun zamandan bu yana en yüksek seviyelere işaret edebileceğini bildirdi.
Analistler, dolar kurundaki kısa vadeli destek seviyesi olan 3,75'in kırılması durumunda düşüşün ivme kazanabileceğini ve 3,50-3,60 bandının gündeme gelebileceğini, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) sıkılaştırma adımları ve piyasada swap olarak değerlendirilen "TL depo karşılığı döviz depo" ihalelerine gelen talebin zayıflamasının da kurdaki yükseliş isteğinin azaldığına işaret ettiğini kaydetti.
Dolar/TL, Fitch Ratings ve Standard & Poor's'un (S&P) 27 Ocak Cuma günkü Türkiye değerlendirmelerine kadar etkili olan yükselişlerini önceki gün sonlandırarak haftanın ilk gününü yüzde 2,4 azalışla tamamladıktan sonra, dün de 3,7675'e kadar geriledi. Dolar/TL, bugün ise saat 11.45 itibarıyla 3,7900 seviyelerinden işlem görüyor.
10 YILLIK FAİZLER 2,5 AYIN EN DÜŞÜĞÜNDE
Analistler, TCMB'nin sıkı para politikası duruşunu devam ettirmesinin kurlardaki oynaklığı azalttığını ifade ederek, Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) getiri eğrisinin de yataylaştığını belirtti.
5 yıl vadeli tahvil faizi ile gecelik repo faizi farkının 12 Ocak'ta bu yana hızla gerilediğini ve sıfıra yaklaştığını dile getiren analistler, bu süreçte 10 yıllık tahvil faizlerinin de ocak ayının son işlem gününde 2,5 ayın en düşük seviyesine indiğini bildirdi.
Tahvil-bono piyasasında 2 yıllık gösterge tahvilin faizi yüzde 11,13'e kadar inerken, 10 yıllık tahvil faizi ise yüzde 10,95 ile 17 Kasım 2016'dan bu yana en düşük seviyesini gördü.
TCMB, 12 Ocak'tan bu yana 1 hafta vadeli repo ihalesi açmadı ve yüzde 11 faizli geç likidite penceresini kullanarak ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini önemli ölçüde artırdı. Bu süreçte ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 8'lerden yüzde 10'un üzerine çıktı.
Serbest piyasada altın fiyatları ise ons altındaki yükselişin etkisiyle 147 lira seviyelerinde dengelendi. Dolar kurundaki düşüş ile 145 liraya gerileyen gram altın, uluslararası piyasada artan altın talebi ile kayıplarının önemli bir kısmını telafi ederek geçen ayı 147,2 lira seviyelerinden tamamladı.
TL'nin negatif ayrıştığı dönemde bin liranın üzerini gören Cumhuriyet altını da kurlardaki gerilemeye paralel 970-980 lira bandında dengelendi.