Sadi Özdemir / Ekobi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 2011 00:00
1990’lı yıllarda Kapalıçarşı’nın döviz ve borsacısı olarak ünlenen Bahattin Demir, Cookshop kafe-restoran zinciri kurdu, bu yıl 20 milyon dolar ciro bekliyor. Moskova, Milano, New York’ta da Cookshop açmaya hazırlanan Demir, mönüye Türk lezzetlerini koydu, Coca-Cola’nın da manevi desteğini aldı.
2008’in ilk çeyreğinde kurulan Türk markası kafe restoran zinciri Cookshop, geçen yıl 7 şubede 10 milyon
dolar ciro yakaladı. 2011’de yeni açılan Bebek Şubesi’nin de katkısıyla 20 milyon dolar ciro hedefleyen Cookshop’un patronu Bahattin Demir, çok yakında Moskova, Milano ve New York’ta da şube açmaya hazırlandıklarını belirterek, “Küresel bir mönüyle yola çıktık ama bizim lezzetlerimizi de mönüye koyduk. Risotto’nun yanına pilavları, Tortellini’nin yanına mantıyı koyduk” dedi.
Yabancı marka yerine Son yıllarda Türkiye’ye hem perakende sektöründe hem de restoran zinciri olarak çok sayıda uluslararası markanın geldiğini söyleyen Bahattin Demir, “Biz de uzun süre iyi bir küresel markanın Türkiye temsilciliğini almak için çaba gösterdik. Ancak bakış açılarını beğenmedik ve sonunda yüzde 100 Türk markası bir kafe restoran zinciri kurma kararı aldık. 3 yıl araştırma yaptık ve altyapı oluşturup ilk Cookshop’u 2008 ilk çeyreğinde Nişantaşı City’s’de açtık. 5 sene içinde 10 şube 1 milyon müşteri (yıllık) hedefi koymuştuk. 1 milyon kişi hedefine ulaştık” diyor.
Kapalıçarşı’da çıraktımBahattin Demir, aslında Kapalıçarşı kökenli bir girişimci olduğunu belirtiyor ve şöyle konuşuyor: “Türkiye’de döviz ve altında liberal ticaret benimsendiğinde, yani 32 sayılı yasa çıktığında biz Kapalıçarşı’da çok önemli atılımlar yaptık. Deniz Kambiyo ve Çarşı Menkul Değerler’i herkes hatırlar. Kapalıçarşı’da Çarşı Menkul Değerler’in kurucu ortağı ve yönetim kurulu başkanıydım. Ben borsada ve dövizde kazandım. Döviz bürosundan daha çok kazandık. Kapalıçarşı’ya kuyumcu çırağı olarak 1978’de girmiştim. 1989’da altının, dövizin yasaktan kurtulacağına inanan yoktu. Rahmetli Turgut Özal bizi çağırdı ve bu işi bitirmek istedi. Bizler anlattık, düzenlemeleri yaptı. 1994’te döviz ve borsa işlerini bıraktım ve sonrasında inşaat işlerimiz oldu. Antalya, İzmir, Bodrum ve İstanbul’da projeler yaptık. ABD’de iş kurmak istedim. Miami’de bir Türk caddesi projemiz oldu, başaramadık. Sonra Ayşe Kazancı ile ortak oldum ki kendisi ile 20 yıllık dostluğumuz vardır. Birlikte Cookshop’ı ortak açtık. Yüzde 50’şer ortağız.”
5. Cadde ile Bağdat Caddesi aynıEn büyük hayalinin New York 5. Cadde’de Trump’ın binasında Cookshop açmak olduğunu da belirten Bahattin Demir, bu binanın yıllık kirasının 2 milyon doları bulduğunu söylüyor ve “Bugün Bağdat Caddesi’nde de bir dükkan 100 bin dolar aylık kira istiyor. Vegilerle 1.5 milyon doları buluyor. Demekki ülkemizde de benzer değerler oluşmuş durumda” diyor. Yurt dışına açılma projesinde en önemli aşamayı tamamladıklarını anlatan Bahattin Demir, bu amaçla Moskova, Milano ve New York’ta görüşmelere başladıklarını anlatıyor.
İstanbul’u ve Türk kültürünü tanıtacak
YURT dışı şubelerde özellikle İstanbul’u ve Türk kültürünü tanıtan dekorasyon, menü ve
yemek çalışmaları yaptıklarını anlatan Bahattin Demir, şöyle konuşuyor: “Cookshop’larda bizim kültürümüz de olmalıydı. Gittiğimiz her yere İstanbul’u anlatan şeylerle gideceğiz. Mönüde tostumuz, menemenimiz, sucuklu yumurtamız, sahanda yumurtamız da var. Bir onlardan, bir bizden koyduk. Tortellini’nin yanına mantı, Risotto’nun yanına pilavlar koyduk. Çok geleneksel yapıp sunsak olmazdı. Ama modernleştirdik ve şimdi mücver, pazı dolması bile menüde. Pizzalarımız var ama ‘lahmacun pizza’ da koyduk. Biraz değiştirdik. Altı lahmacun, üstüne roka limon ve domates koyduk. Limonatayı da kavanozda veriyoruz.”
Bize özel Coca-Cola şişesi Bahattin Demir, Coca-Cola’nın Cookshop markasına verdiği desteği de şöyle anlatıyor: “Coca-Cola bize özel şişe tasarımı yaptı. Biz çok kola satan bir yer değiliz ama markalaşma vizyonumuz onları ikna etti. Böyle küresel bir markanın ‘manevi’ desteği de büyük cesaret verdi. Dünyaya açılma hedefimiz için daha yoğun çalışıyoruz. Taksim ve Bağdat Caddesi için çalışmalarımız sürüyor. Bebek’te açtığımız Cookshop 2 bin 250 metrekare ve zincirdeki en büyük restoran. 8 şubenin 8’i bizim. Bundan sonra da tüm şubeler bizim olacak. Franchise vermiyoruz. Bizim restoranlarımız büyük metrekareli olmak zorunda. En düşük metrekaremiz 200 metrekare. Galleria’daki 600 metrekare. Ankara’da, Bodrum’da çok iyi gidiyoruz. Cookshop’a gelen kahvaltı, çay kahve, pasta, öğlen akşam yemek, doğum günü kutlaması her şey bulabiliyor. Her ürünümüzü her eşyamızı özel tasarlıyoruz.”
Tasarım Üssü’ne Fransa’dan ödül
TÜRK tasarım şirketi Tasarım Üssü’nün farklı markalar için tasarladığı ve bu yıl piyasaya çıkan üç ambalaj tasarımı, Fransa’da APCI Agence pour la Promotion de la Création Industrielle Ajansı tarafından ödüle layık görüldü. Tasarım Üssü’nden yapılan açıklamaya göre, şirketin “Tekirdağ Rakısı Ambalajları, Eti Tutku Çikolata ve Eti Karam Çikolata” tasarımlarına Fransa’nın en önemli tasarım ödülü olan “Label of the Observeur Du Design 2012” verildi. Tasarım Üssü’nün yöneticisi endüstriyel tasarımcı Gamze Güven’in tasarımları Tekirdağ Rakısı ambalajları, Eti Tutku Çikolata ve Eti Karam Çikolata ürünlerinin ambalajlarının üzerinde 2012 sonuna kadar bu ödül damgası kullanılabilecek. Paris’te 9 Kasım 2011 tarihinden 12 Mart 2012 tarihine kadar bu tasarımlar sergilenecek ve Observeur Du Design ödülleri kitabına basılacak. Stars of the Observeur du Design 12 büyük ödülü için yarışacak.
Üniversiteyle işbirliği yaptı, Sapanca’da altın çilek ürettiGİFİMEY Ltd. Genel Müdürü Necip Güney, 19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Hüseyin Çelik’in desteği ile altın çelik üretimi gerçekleştirdiklerini belirterek, “Ürünümüz 20 gün içinde piyasaya çıkacak. Amacımız altın çilekte iyi bir örnek ortaya koymak” dedi. Kolombiya’dan özel olarak getirilen tohumları 19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde filizlendirildikten sonra Maşukiye’deki tarım arazisine ektiklerini söyleyen Güney, 150-200 ton civarında hasat beklediklerini üretimin organik olarak gerçekleştiğini anlattı.
Son dönemde altın çileğin faydalarının bazı ahlaksız tüccarlar tarafından istismar edildiğini, bu nedenle yanlış bir imaj oluştuğunu vurgulayan Necip Güney, şöyle konuştu: “Altın çilek bir anda popüler olunca bazı fırsatçılar bu durumu kullanarak prim yapmaya çalıştılar. Altın çilekle uzaktan yakından ilgisi olmadığı halde altın çilek ismiyle piyasaya sürülen ne olduğu belirsiz zayıflama hapları ile insanımızın sağlığı ile oynamaya başladılar. Kamuoyunu özellikle bu konuda uyarmak istiyoruz.”