Güncelleme Tarihi:
Kovid-19'un etkisiyle şubat ve martta küresel pay piyasalarına paralel sert gerileyen BIST 100 endeksi, nisanda kayıplarını kısmen telafi etti. Analistler, mayıs ayı için ise tedbirli olunması gerektiğine işaret ediyor.
Nisan ayına 88.285,83 seviyesinden başlayan endeks, en düşük 87.888,61 puana kadar gerilemesinin ardından küresel risk iştahındaki artışa paralel yüzde 12,79 değer kazancıyla 101.110,10 seviyesine yükseldi. Endeks, aylık bazda son 15 ayın en iyi performansını sergiledi.
Nisanda bankacılık endeksi yüzde 4,99 ve holding endeksi yüzde 15,46 değer kazandı. Tüm sektör endeksleri nisanda yükselirken, en fazla kazandıran yüzde 48,85 ile turizm oldu.
"MERKEZ BANKALARI VE HÜKÜMETLER NİSANDAKİ YÜKSELİŞTE ÖNEMLİ ROL OYNADI"
AA Finans Analisti Cüneyt Paksoy, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, nisan ayı içerisinde ABD borsaları önderliğinde kuvvetli bir tepki yaşandığını, gelişmiş ve gelişen tüm borsaların kendi iç dinamikleri ve hikayesine göre bu güçlü tepki ortamından pay aldıklarının görüldüğünü söyledi.
Kovid-19 nedeniyle yaşanan stres ve depresyon döneminde ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) gibi büyük merkez bankalarının, sınırsız parasal genişleme ve agresif sayılacak faiz indirimleri ile devreye girdiğine işaret eden Paksoy, diğer merkez bankalarının da bu adımlara paralel adımlar attığını ve salgının etkilerini azaltmayı amaçladığını kaydetti.
Paksoy, küresel ölçekte bir likidite krizi ve olası bir finansal krizi engellemek için bu adımların atıldığına dikkati çekerek, "Bu adımlar piyasaları virüs tepe yapıp geri dönüş başlayana kadar dengeye getirmeyi amaçlıyordu. Bu adımlara hükümetlerin devasa boyutta parasal teşvik paketleri de eklenince kuvvetli bir tepki hareketi için ortam sağlanmış oldu." değerlendirmesinde bulundu.
"MAYIS AYINDA BAZI SORU İŞARETLERİ DEVREDE OLACAK"
Cüneyt Paksoy, nisandaki tepki hareketinin mayıs ayına devri ve devamı açısından bazı soru işaretlerinin devrede olacağını belirterek, şunları kaydetti:
"BlST 100 endeksi, nisan ayında yaşanan güçlü tepkiye paralel olarak 80.000-83.000 bandından sert ve güçlü bir yükselişle 21 günlük ortalama üzerinde kuvvet kazanarak 50-200 günlük ortalama arasına, yani 100.000-103.000 bandına kadar ulaştı. Tepkinin devamı için merkez bankaları ve hükümet teşviklerinin yanı sıra ABD merkezli küresel borsaların da tepki içinde kalmaları önemli olacaktır. İçsel dinamikler olarak da dolar/TL ve tahvil faizlerinin yanında ülke risk primi (CDS) öne çıkacak. Bunun yanında ilk çeyrek bilançoları sonrası ikinci çeyrek bilanço beklentileri de fiyatların içine girecektir."
Paksoy, teknik olarak kar satışlarının gelebileceğini aktararak, "Gelecek kar satışları 95.000-100.000 bandı içinde ve üstünde karşılandıkça yukarıda 103.000-106.000 aralığı çok kritik direnç hedefi olacaktır." dedi.
106.000 seviyesinin geçilmesi halinde 110.000 seviyesine doğru bir hareketin gelebileceğini ifade eden Paksoy, 95.000 seviyesinin altında 90.000-93.000 bandının bu tepkinin sınır desteği olarak izleneceğini kaydetti. Paksoy, satışların artması veya 90.000-93.000 desteğinin kalıcı kırılması olasılığına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu durumunda aşağıda yeniden dip arayışları paralelinde 80.000-85.000 geniş bandı yeniden gündeme gelecektir. Son olarak, bir trend değişim sinyali olarak izlenen 50 günlük ortalamanın 200 günlük ortalamayı kırma efektinin bu sefer aşağı yönlü kırıldığını ve bu görünüm kalıcı ters yönde değişmeden her yükselişin bir tepki olarak kalacağını hatırlatmak isteriz."
"PAKETLERİN BORSALARDA DİPTEN DÖNÜŞÜN SAĞLANMASINDA ETKİSİ YÜKSEK"
Gedik Yatırım Menkul Değerler Yatırım Danışmanlığı Müdürü Üzeyir Doğan da geçen ay merkez bankaları ve hükümetler tarafından açıklanan paketlerin borsalarda dipten dönüşün sağlanmasında etkili olduğunu bildirdi. Şubat ve martta Kovid-19 nedeniyle küresel ölçekte sert bir şekilde gerileyen hisse senedi endekslerinde salgına yönelik endişelerin halen devam ettiğini aktaran Doğan, "Salgında zirvenin yakın bir zamanda görülebileceği beklentisi ve ekonomilerin yeniden açılışına yönelik söylemler nisan ayında piyasaları destekledi." dedi.
Doğan, borsalardaki yükselişte beklenti ve söylemler kadar etkili olan bir diğer konunun da krizle mücadele konusunda merkez bankaları ve hükümetlerin toplam 10 trilyon doları aşan teşvik ve destek paketleri olduğunu vurguladı. Fed başta olmak üzere neredeyse tüm gelişmiş ve hatta gelişmekte olan ülke merkez bankaları ve hükümetleri tarafından krizle mücadele için farklı boyutlarda destek paketleri açıklandığını hatırlatan Doğan, şunları kaydetti:
"Açıklanan paketlerin borsalarda dipten dönüşün sağlanmasında etkisinin yüksek olduğunu düşünüyoruz. Merkez bankalarının faiz indirimleri ve bol likidite; düşük faizlere ve yükselen altın fiyatlarına neden oldu. Diğer taraftan küresel büyümeye yönelik endişelerle talep baskısı gören petrol fiyatlarında arz kısıntısı kararı konusunda geç kalınması ve yeterli önlem alınamaması da petrol fiyatlarında çöküşe neden oldu."
"YÜKSELİŞLERİN DEVAMI İÇİN YENİ HİKAYELERE İHTİYAÇ VAR"
Üzeyir Doğan, BIST 100 endeksinin, mart ortalarında 82.000 seviyelerine gerilediğini ancak küresel görünümle uyumlu bir şekilde nisanda toparlandığını ve yeniden 100 bin seviyesinin üzerine çıktığını anımsattı. İkinci çeyrekte ekonomilerde görülecek sert daralmayı ortaya koyacak verilerin önemine işaret eden Doğan, "Şirketlerin finansallarındaki bozulma beklentileri gelecek birkaç ay hisse senetleri üzerinde baskı oluşturabilir. Bu riski göz önünde bulundurmak gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle yükselişlerin devamı için bunlar dışında yeni hikayelere ihtiyaç duyulabilir. Bununla birlikte son günlerde zaman zaman dile gelen virüse karşı aşı ya da ilaç geliştirilmesi yönündeki haberler tüm dengeleri değiştirebilecek bir konu olarak beklemede duruyor." şeklinde konuştu.
Türkiye özelinde ise son haftalarda gündemde olan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) diğer merkez bankaları ile yeni swap hatları inşa etmesi yönündeki çalışmaların TL varlıklar için önemli olacağını vurgulayan Doğan, "Olası bir anlaşmanın teknik düzenlemeler gerçekleştirildikten sonra özellikle Fed ile gerçekleştirilmesi uluslararası siyaset açısından da Türkiye'nin risk primini düşürücü bir etki yapabilir." dedi.