Güncelleme Tarihi:
Borsa İstanbul rekor üzerine rekor kırmayı sürdürürken; küresel piyasalardan da pozitif ayrışıyor. Yatırımcıların son dönemde kendilerini enflasyondan koruma aracı olarak gördüğü Borsa İstanbul, tarihi zirvelerini yeniledi. Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi bugünkü işlemlerde, gün içi tarihi zirvesi 3148 puan seviyesine taşınırken; tüm zamanların en yüksek kapanış rakamını ise, dünkü rekor kapanışıyla 3121 puan seviyesine çıkardı. İşlem hacmi rekorunu ise, 18 Ağustos tarihinde 101 milyar TL ile kırdı.
Borsa İstanbul'da işlem gören piyasa ve işlem hacmi açısından en yüksek 100 hisse senedinin performansını gösteren ve aynı zamanda Bora İstanbul'un göstergesi olarak kabul edilen BIST 100 endeksi; dünkü kapanış itibarıyla yıl başından bu yana yüzde 67 oranında değer kazandı.
Hem işlem hacmi hem de piyasa değeri açısından en değerli 30 şirketinin hisse senedi performansını gösteren BIST 30 endeksi ise, yıl başından bu yana yaklaşık yüzde 66 oranında yükseldi.
Getiri potansiyeline sektör bazında baktığımızda, Ulaştırma sektörü yüzde 214 değer kazancıyla ön sırada yer alıyor. Onu yüzde 119 getiri ile Elektik sektörü ve yüzde 96 yükselişle Bankacılık sektörü takip ediyor.
Uzmanlar genel olarak önümüzdeki dönemde de Borsa İstanbul’da yeni rekorlar beklerken; yatırımcıları doğru sektör ve şirket seçiminde özen göstermeleri gerektiği konusunda uyarıyor.
YABANCI YATIRIMCILAR YENİDEN ALICI KONUMUNDA
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) verilerine göre; Borsa İstanbul'da yabancı yatırımcılar yeniden alıcı konumunda görülmeye başlandı. Ağustos ayı içerisinde Borsa İstanbul'da net alıcı olarak bulunan yabancı yatırımcıların; 18 Ağustos tarihinde açıklanan Merkez Bankası verilerine göre bu ay içerisinde 358 milyon dolarlık alım yaptığı görülüyor. Böylece, yabancı yatırımcıların Kasım 2021 tarihinden bu yana Borsa İstanbul’a en yüksek girişi gerçekleşmiş oldu. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri’ni perşembe günleri yayımlanıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ise geçtiğimiz günlerde, “Borsa İstanbul'da işlem gören ve rekor seviyeleri test eden şirketlere 1-18 Ağustos 2022 tarihleri arasında 13.6 milyar TL yabancı yatırım girişi gerçekleşti” şeklinde açıklamıştı.
KÜRESEL ENDEKSLER BASKI ALTINDA
Küresel Borsalar, ekonomik veri odaklı seyrini sürdürürken; borsalarda risk iştahı geriledi. Piyasaların gözü bu hafta, dünya merkez bankalarının yöneticilerinin bir araya geleceği Jackson Hole toplantılarında olacak. Toplantı 25-27 Ağustos arasında yapılacakken; 26 Ağustos Cuma günü ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın yapacağı konuşma önemli olacak. Ekonomistler bu toplantıda, Başkan Powell’dan şahin mesajlar gelmesini beklerken; piyasalar diken üzerinde bu konuşmaya odaklanmış durumda.
BORSA İSTANBUL’DA FIRSAT DEVAM EDİYOR
Gökhan Uskuay - Allbatross Portföy Fon Yöneticisi
Borsa İstanbul’da 500 üzerinden şirket işlem görürken; son bir aylık yükselişe baktığımızda yükselişin genele ve sektörlere yayılmadığını görüyoruz. 14 Temmuz’dan düne kadar bankacılık sektörü yüzde 61 yükselirken, sınai sektöründe yükseliş yüzde 23 düzeyinde kalmış. Bankacılık sektörünün dahil olduğu BIST30 endeksi yüzde 31 yükselmiş. Borsa İstanbul’a gelen sıcak paranın sadece bankacılık sektörünün özelinde olduğunu görüyoruz ve yükseliş henüz genele yayılmış düzeyde değil.
BU SEKTÖRLER ÖNE ÇIKACAK
Borsa İstanbul’da fırsat olduğunu ama bankacılık sektöründe fırsatın oldukça daraldığını düşünüyorum. Çünkü son gelen regülasyonlar ile bankaların kar marjı ve kredi büyüme potansiyeli daralacak. Fırsat olan sektörler içerisinde havacılık, ulaştırma yer hizmetleri, enerji sektörü, hazır giyim/perakende ve gıda sektörlerinin yılın ikinci yarısında da iyi olmasını bekliyor ve bu sektörlerde risklerin diğer sektörlere göre daha düşük olduğunu düşünüyorum.
DOĞRU SEKTÖR VE ŞİRKET SEÇİMİ DAHA ÇOK ÖNEM KAZANDI
Volkan Dükkancık - Alnus Yatırım Araştırma Direktörü
Küresel piyasalar yüksek enflasyon ve resesyon endişeleri arasında gidip gelmeye devam ederken Fed’in eylül toplantısında atacağı adımlara ilişkin belirsizlikler toparlanma eğilimini sekteye uğrattı.BIST cephesinde ise, emtia fiyatlarındaki gerileme, başta Rusya'dan olmak üzere Türkiye'ye artan kaynak akışıyla brüt rezervlerde yaşanan toparlanma ve son açıklanan bilançolarla daha da cazip hale gelen çarpanlarla endeksin rekor tazelemeye devam ettiği süreçte; TCMB’nın sürpriz faiz indirimi ve son açıklanan makro ihtiyati tedbirlerin hızla aşağı çektiği tahvil faizleri, bankacılık sektörü üzerinden endekste ivmenin daha da artmasına neden oldu. Yurtdışından net bir pozitif ayrışmanın yaşandığı bu dönemde uzun zaman sonra yabancı yatırımcı alımlarının da gelmeye başlaması bu süreci destekleyen unsurlardan biri olarak karşımıza çıktı.
YABANCI YATIRIMCININ İLGİSİ TAKİP EDİLECEK
Yaklaşık son 1 yıldır küresel çapta rekor düzeydeki enflasyonla mücadele adına birçok ülke merkez bankası faiz artırımı ve parasal sıkılaştırma yoluna giderken; içeride ise, faiz indirimi ve makro ihtiyati tedbirlerle büyümeyi öncelikleyen bir politika izleniyor. Yatırımcılar bu süreçte, aylardır hem enflasyondan korunmak hem de getiri arayışı adına, küresel resesyon endişeleri arasında hala büyümesini sürdüren ekonomiyi ve yüksek enflasyonun nominal bazda büyüttüğü şirket ciro ve karlarını dikkate alarak borsaya olan teveccühünü devam ettirdi. Neredeyse sadece yerli yatırımcının katılımıyla gerçekleşen bu süreç endeksi TL bazında rekorlara taşırken; dolar bazında ise, endeks tarihi diplerine yakın seyretmeye devam etti. Bu aşamadan sonra gözler, son birkaç haftadır artmaya başlayan yabancı ilgisinin devam edip etmeyeceğine, büyümede ilk iki çeyrekte dünyadan ayrışan pozitif görünümün sürüp sürmeyeceğine ve enflasyonda, çok da mücadele ediliyor gibi görünmese de, bir iyileşme olup olmayacağına odaklanıyor olacak.
Değerleme açısından bakıldığında, 5,5-6,0 bandındaki F/K (fiyat-kazanç oranı) hala hem kendi tarihsel ortalamamız hem de eşlenik ülkelere göre önemli oranda bir iskontoya işaret etmekle birlikte, son dönemde sıkça dile getirilmeye başlanan enflasyon muhasebesine geçiş tartışmaları bu çarpanların tek başına bir karar alma motivasyonu olmasını sorgulamamıza neden oluyor.
KAR SATIŞLARINA DİKKAT
Özetle, borsadaki rallinin arkasında yatan hikâyede net bir değişiklik olana kadar mevcut fiyatlama eğiliminin devam edeceğini söylemek mümkün. Teknik olarak bakıldığında, bir süredir kar satışlarını gün içi destek seviyelerinde karşılayarak yukarı yönlü seyrini sürdüren endekste 19 Temmuz’da 2460 seviyesinden AL konumuna geçen trend takip modelimiz mevcut durumunu koruyor. Ortalamalardan hızlı uzaklaşmış olmamız ve bilanço döneminin sonuna gelmemiz nedeniyle olası kar satışlarına karşı temkinli olunması gerektiğini düşünmekle birlikte kalıcı bir geri dönüş sinyali görülene dek (10g üssel HO altında kapanış ya da trend takip modelimizin AL konumunu kaybetmesi) stop noktalarına riayet ederken ana pozisyonların taşınabileceğini düşünüyoruz.
Ancak risklerin de masada birikmeye başladığını, bu doğrultuda enflasyona karşı yatırımcının kendini korumak adına sadece endekse değil, doğru sektör ve şirket seçimine odaklanmasının çok daha önem kazandığı bir süreçteyiz.
Son bir yıldır enflasyon, zayıf TL ve emtia rallisine dayanarak öne çıkan ve endeksi taşıyan bazı sektörler sön dönemde geride kalmaya başlarken, bu süreçte geride kalan bazı sektörler ise yeni hikayelerle onların yerini almaya başladı. Bu noktada değişen küresel konjonktürün etkisi de göz ardı edilmemeli.
BU SEKTÖRLER ÖNE ÇIKIYOR
Küresel çapta birçok ülkenin parasal sıkılaştırmaya gittiği bir dönmede resesyon beklentileri güçlenirken, bu doğrultuda demir-çelik gibi emtiaların fiyatlarında birkaç aydır rekor seviyelerden gerileme görülüyor. Bu da endeksi aylarca taşıyan, ana sektör konumundaki demir-çelik sektörünün bayrağı oldukça güçlü sonuçlar açıklayan ve hala ivmesini sürdüren havacılık-ulaştırma sektörüne devrettiğin gördük.
Yine hem TÜFE’ye endeksli tahviller hem de rekor düzeydeki kredi/mevduat spread’leriyle (alış-satış farkı) desteklenen net faiz marjları bankaların karlarını önceki yıla görece çok ciddi katlamasını sağladı. Zaten tarihi düşük olan çarpanlar, son alınan makro ihtiyati önlemlerin tahvil faizlerini hızla aşağı çekmesiyle üçüncü çeyrek kar beklentilerini de yukarı revize edilmesi ve kıpırdayan yabancı ilgisi de son rallide bankacılık sektörünün öncülüğünde gerçekleşmesini sağladı.
PETROL-RAFİNERİ SEKTÖRÜNÜ YAKINDAN İZLEYECEĞİZ
Ancak temel bankacılık işlemlerinin dışındaki gelişmelerin desteklediği bu karlılığın devamı konusunda soru işaretleri sürerken, bir de olası bir enflasyon muhasebesine geçiş çok ucuz görünen çarpanların aslında o kadar da ucuz olmadığına işaret edebilecektir. Yine de üçüncü çeyrek bilanço dönemine kadar bankacılık sektöründe, ara düzeltmeler beklemekle birlikte ön planda kalması mümkün. Yine rekor marjlarla muazzam bilançolar açıklayan ve son dönemde endeksi taşıyan sektörlerden olan petrol-rafineri sektörünün de bu marjları koruyup koruyamayacağını ve endekse aynı katkıyı verip veremeyeceğini yakından izleyeceğiz.
Bununla birlikte, enflasyonist ortamdan negatif etkilenen ve bu süreçte endeksin oldukça gerisinde kalan telekomünikasyon ve sigorta şirketlerinde en kötünün geride kalmış olabileceğine dair düşüncemiz nedeniyle son birkaç haftadır bu sektörleri de öne çıkarmaya başladık.
SOSYAL KONUT PROJESİ SEKTÖRE OLAN İLGİYİ ARTIRABİLİR
Yine bu süreçte yüksek maliyetler nedeniyle genel olarak endeksin gerisinde kalmış olan çimento sektörü için de aynı şeyi düşünürken, eylül ayında açıklanması beklenen tarihin en büyük sosyal konut projesinin sektöre olan ilgiyi artıracağını düşünüyoruz. Yüksek değerleme artışının uzunca zamandır karları desteklediği GYO sektörünün de yine bu proje beklentisiyle ön planda kalmaya devam edeceği kanısındayız.
Son olarak global konjonktürün öne çıkardığını düşündüğümüz ve önümüzdeki yıllarda hikayesinin güçlenerek devam etmesini beklediğimiz enerji-özellikle yenilenebilir enerji- ile biyomoleküler ve genetik tanı sektörlerinin de uzun vadeli portföylerde yer alması gerektiğini düşünüyoruz.
Küresel ekonomi enflasyon ve büyüme endişeleriyle oldukça zorlu bir dönemden geçerken, bu süreçte pozitif ayrışmayı başaran BIST cephesinde yatırımcıların önümüzdeki süreçte sektör ve şirket bazında çok daha seçici olmaları gerektiği bir döneme girdiğimiz kanısındayız.
BU VİDEO İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR