Güncelleme Tarihi:
Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası’nın Borsa İstanbul çatısı altına resmen girme süreciyle ilgili İzmir Swissotel Büyük Efes’te bir basın toplantısı düzenleyen İbrahim Turhan, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Turhan, toplantıda Gezi protestoları sonrasında Koç Holding şirketlerine yönelik vergi denetimleri ve buna bağlı olarak şirketin borsada hisselerinin düşmesi sonucu Borsa’ya açılmak isteyen şirketlerde kaygı yaşandığının hatırlatılması üzerine sorulan soruya da yanıt verdi. Şirketlerin halka açık olmalarının şeffaflık sağladığını, tüm finansal bilgilerin piyasayla paylaşıldığını kaydeden Turhan, “Dolayısıyla böyle şirketlerde denetimden kaynaklanan riskler de asgariye indirilmiş olur. Önemli durumları zamanında paylaşıyorsanız bir kere bu her türlü denetim ve gözetime karşı güven ve emniyet sağlar” diye konuştu.
'DALGALANMA ZAMAN ZAMAN KABUL EDİLEBİLİR'
Şirketlerin karşı karşıya kaldıkları sorunlar dolayısıyla piyasa değerlerinin zaman zaman dalgalanmasının bütün dünyada olağan kabul edilen bir durum olduğunu dile getiren Turhan, “Herhangi bir halka açık ortaklıkla ilgili bir yetki başlattıkları ihale sürecinin olumsuz sonuçlanması, yürüttükleri ortaklık görüşmelerinin istenen neticeyi vermemiş olması, şirketle ilgili adli, idari veya mali cezaların olması, bir alacak veya borç davasının kaybedilmesi gibi çeşitli sebepler hatta ve hatta o şirketi doğrudan etkileri olmadığı halde yatırımcılar tarafından o şirket üzerinde olumsuz etkisi olabileceği değerlendirilen gelişmeler şirketin fiyatlarında dalgalanmalara yol açar. Zira bir şirketin paylarını satın alan yatırımcılar aslında o şirketin o günden itibaren ta kıyamete kadar gelirlerinin üzerinde hak sahibi olmuşlardır” dedi.
“SÜKUNETİ MUHAFAZADA FAYDA VAR”
Bu durumda hisse sahiplerinin gelirleri etkileyebilecek her şeye karşı duyarlı olmalarının normal olduğunu vurgulayan Turhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fakat burada altını çizmek gereken bir şey var. Şayet ortaklığın finansal göstergeleri güçlüyse, karlılığında, sermaye yeterliliğinde bir problem yoksa, işletme sermayesi sıkıntısı çekmiyorsa, üretim ve satış süreçleri normal bir şekilde devam ediyorsa o zaman dalgalanmalar dönemsel olur. Yani belli bir süre ortaklığın payları düşük değerden işlem görebilir, kısa bir süre ama ondan sonra süratle yeniden olması gereken piyasadaki denge değerine ulaşır. Zaten sermaye piyasalarının mutlaka orta ve uzun vadede bir perspektifle değerlendirilmesi gerektiğini söylerken vurgulamaya çalıştığımız hususlardan bir tanesi de budur. Yatırımcılar kısa dönemde gelişmeleri dikkate alarak ani hareketlerle bir yatırım tavrı sergilerlerse zarar görme ihtimalleri daha yüksektir. Böyle durumlarda sükuneti muhafaza etmek ve sermaye piyasası yatırımlarının uzun vadeli yatırımlar olduğunu akılda tutmakta yarar var.”
İstanbul’da gerçekleşen Gezi Parkı protestoları sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Koç Grubu’nu hedef alarak Koç Üniversitesi’nin rektörünü “öğrencileri eyleme teşvik etmekle” eleştirmiş, gruba ait Divan Oteli’nin protestocuları kabul etmesine yönelik de hükümetten tepkiler gelmişti. Bu gelişmeler üzerine Haziran ayında Koç Grubu hisseleri Borsa’da 600 milyon liralara varan erimeler yaşamıştı. Son olarak da Temmuz ayı sonunda Koç Holding iştiraklerinden Tüpraş, Opet ve Shell& Turcas vergi incelemesine tabi tutulmuştu.