Bordrolu olmaya isyan etti, ’şeffaf betonlardan’ 30 milyon dolar çıkardı
Güncelleme Tarihi:
Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2009 00:00
Binalara cephe kaplama malzemesi üreten Fibrobeton’un patronu Dündar Yetişener, krizli günleri aşmak için ’inovatif’ ürünlerin önemine işaret ediyor. Bu kapsamda Türkiye’de ilk kez ’şeffaf beton’ ve reflektif beton da ürettiklerini belirten Yetişener, İstanbul’daki iki fabrikayı, Düzce’de tek çatıda toplayacak yatırımı da başlattıklarını söylüyor.
YAKLAŞIK 22 yıldır, ısı yalıtımlı cephe sistemleri, çelik karkaslı cephe kaplamaları, dekoratif bina süsleme elemanları ve güneş kırıcılar üreten Fibrobeton Yapı Elemanları San. İnş. Tic. Ltd. Şti. (Fibrobeton), kendi Ar-Ge’sinde geliştirdiği yöntemlerle ürettiği iki yeni ürünü pazara sürdü. Fibrebeton Başkanı Dündar Yetişener, görüntü, renk ve ışığı geçiren, duvarın arkasını gösteren ’transparan-şeffaf beton’ ile ’reflektif-ışık yayan, parlayan beton’u üretmeye başladıklarını ve bu ürünlerle kriz ortamında ciroyu büyüteceklerini söylüyor.
Çocuk yaşta işbaşı
Bu ürünlerin dünyada ilk kez Macaristan ve Avusturya’da üretildiğini hatırlatan Yetişener, "Biz farklı üretim yöntemleri geliştirdik. Üretim yöntemimiz için patent başvurusu da yaptık" diyor. 22 ülkeye ihracat yapan ve geçen yıl 30 milyon dolar ciro yakalayan Fibrobeton’un patronu şöyle başlıyor girişimcilik öyküsünü anlatmaya: "Bursalı, orta halli bir ailenin ikinci çocuğuyum ve çocukluğunda karne alıp sevinçle eve koşan çocuklardan olamadım. Babam Rıfat Bey, Standart Belde’nin kuruluş yıllarında taşeron, sonra küçük hisseyle ortağı olan bir tornacıydı. Sonra Koç Topluluğu’nda üst düzey yöneticilik de yaptı. Ben ise karnem ne kadar güzel olursa olsun tatilin ilk gününde yatağımın başucunda yaz tatilinde gidip çalışacağım yeni işyerinin adresi yazılı bir kağıt bulurdum. Ben Taksim, Perşembe Pazarı ve Sanayi’deki yedek parçacılarda, demir ve alüminyum atölyelerinde çalışırdım, diğer çocuklar ise pedal çevirirdi. O çağlarda çok içerlesem de şimdi, hayatı bana erkenden öğreten babamı şükranla anıyorum."
Marmara İşletme Fakültesi’nde okurken bir gün eve geldiğinde babasını evde otururken bulan Yetişener, şöyle devam ediyor: "Emekli olmuştu ve o çalışkan adam günden güne tipik bir emekli oldu. Onun halini görünce, ’bordrolu çalışmayacağım, küçük olsun benim olsun ama patron olmalıyım’ dedim. İlk girişimcilik teşebbüsüm de ’Bacanak Birahanesi’ oldu. İki yıl sonra bu işten cebimde 2.5 lira ile ayrıldım. Sonra bazen bordrolu çalıştım, bazen ticarete tutundum. Turistlere Meryem Ana tablosu bile sattım. Girişimciliği yaşayarak öğrendim."
Tel çekme yürümedi
Kendisine eşi Arzu Hanım’ın ve kayınpederi Ayhan Babacan’ın çok destek olduğunu da belirten Yetişener, "Kayınpederimle tel çekme atölyesi açtık, yürümedi. Bir holdinge makineleri devrederken, orada işe girdim. İki vardiya arasında sınava girmek istedim, izin vermediler. O günü hiç unutmadığım için bugün bizimle çalışan öğrencilere her türlü izni veriyorum" diye konuşuyor.
Cam takviyeli betona İngilizlerle girdik
KAYINPEDERİ Ayhan Babacan’la çalışırken 1987’de tesadüfen cam takviyeli beton üretimine girme kararı aldıklarını söyleyen Dündar Yetişener, şöyle konuşuyor: "Yabancı dergilerden birinde cam fibresi takviyeli betonu anlatan yazı ikimizin de dikkatini çekmişti. Avrupa ülkelerine gittiğimizde binaların tarihi dokularını koruyarak yenilendiğini görüyorduk. ’Neden ülkemizde de olmasın’ dedik ve yazıda sözü geçen İngiliz firmayla irtibata geçtik, sözleşme imzaladık. Küçük bir atölyede 3 kişiyle işe başladık. Şu anda taşeronlarla birlikte 820 çalışanımız var. Tasarım Grubumuzda 47 mimar mühendis bulunuyor. 2008 ciromuz 30 milyon dolar oldu. Bunun yüzde 15’i yurt dışından sağlandı. ABD dahil 4 kıtada 22 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ben iyi pazarlamacıyım. Çantamı alıp İnguşetya’dan Tacikistan’a, Libya’ya kadar giderim. Bu sayede betonun da ihraç edilebildiğini gösterdim. Halen ikisi İstanbul’ da ikisi Kazakistan’da dört fabrikamız var. ABD’de de Fibrocon Precast Inc. adıyla bir şirketimiz var."
Formula 1’den TBMM camisine
MARKİZ Pastanesi’nden, Çayeli Adliyesi’ne, Formula 1 tesislerine, kadar çok sayıda projede görev aldıklarını belirten Dündar Yetişener, "İstiklal Caddesi’nde en az 30 binada ürünümüz var. TBMM camisine, Mevlana Kültür Merkezi’ne kadar ülkenin her köşesinde ürünlerimiz kullanıldı. Metrocity, İTO, İstinye Park, Astoria, Ramada, Movenpick, Marriott, Kremlin Otel ve Mardav Otel’de dış cepheler Fibrobeton’un. 4 kıtada 2.500’ü aşkın projede yaklaşık 3.500 binanın dış cephesine imzamızı atmışız. Anıtkabir İsmet İnönü Kabri, MHP Genel Merkezi, Cumhurbaşkanı Konutu, Europe Otel Bakü, Galaxy Complex Bulgaristan, Marriot Tiflis, Milli Müze Türkmenistan saymakla bitmez."
Çocuk yaşta işbaşı
Bu ürünlerin dünyada ilk kez Macaristan ve Avusturya’da üretildiğini hatırlatan Yetişener, "Biz farklı üretim yöntemleri geliştirdik. Üretim yöntemimiz için patent başvurusu da yaptık" diyor. 22 ülkeye ihracat yapan ve geçen yıl 30 milyon dolar ciro yakalayan Fibrobeton’un patronu şöyle başlıyor girişimcilik öyküsünü anlatmaya: "Bursalı, orta halli bir ailenin ikinci çocuğuyum ve çocukluğunda karne alıp sevinçle eve koşan çocuklardan olamadım. Babam Rıfat Bey, Standart Belde’nin kuruluş yıllarında taşeron, sonra küçük hisseyle ortağı olan bir tornacıydı. Sonra Koç Topluluğu’nda üst düzey yöneticilik de yaptı. Ben ise karnem ne kadar güzel olursa olsun tatilin ilk gününde yatağımın başucunda yaz tatilinde gidip çalışacağım yeni işyerinin adresi yazılı bir kağıt bulurdum. Ben Taksim, Perşembe Pazarı ve Sanayi’deki yedek parçacılarda, demir ve alüminyum atölyelerinde çalışırdım, diğer çocuklar ise pedal çevirirdi. O çağlarda çok içerlesem de şimdi, hayatı bana erkenden öğreten babamı şükranla anıyorum."
Marmara İşletme Fakültesi’nde okurken bir gün eve geldiğinde babasını evde otururken bulan Yetişener, şöyle devam ediyor: "Emekli olmuştu ve o çalışkan adam günden güne tipik bir emekli oldu. Onun halini görünce, ’bordrolu çalışmayacağım, küçük olsun benim olsun ama patron olmalıyım’ dedim. İlk girişimcilik teşebbüsüm de ’Bacanak Birahanesi’ oldu. İki yıl sonra bu işten cebimde 2.5 lira ile ayrıldım. Sonra bazen bordrolu çalıştım, bazen ticarete tutundum. Turistlere Meryem Ana tablosu bile sattım. Girişimciliği yaşayarak öğrendim."
Tel çekme yürümedi
Kendisine eşi Arzu Hanım’ın ve kayınpederi Ayhan Babacan’ın çok destek olduğunu da belirten Yetişener, "Kayınpederimle tel çekme atölyesi açtık, yürümedi. Bir holdinge makineleri devrederken, orada işe girdim. İki vardiya arasında sınava girmek istedim, izin vermediler. O günü hiç unutmadığım için bugün bizimle çalışan öğrencilere her türlü izni veriyorum" diye konuşuyor.
Cam takviyeli betona İngilizlerle girdik
KAYINPEDERİ Ayhan Babacan’la çalışırken 1987’de tesadüfen cam takviyeli beton üretimine girme kararı aldıklarını söyleyen Dündar Yetişener, şöyle konuşuyor: "Yabancı dergilerden birinde cam fibresi takviyeli betonu anlatan yazı ikimizin de dikkatini çekmişti. Avrupa ülkelerine gittiğimizde binaların tarihi dokularını koruyarak yenilendiğini görüyorduk. ’Neden ülkemizde de olmasın’ dedik ve yazıda sözü geçen İngiliz firmayla irtibata geçtik, sözleşme imzaladık. Küçük bir atölyede 3 kişiyle işe başladık. Şu anda taşeronlarla birlikte 820 çalışanımız var. Tasarım Grubumuzda 47 mimar mühendis bulunuyor. 2008 ciromuz 30 milyon dolar oldu. Bunun yüzde 15’i yurt dışından sağlandı. ABD dahil 4 kıtada 22 ülkeye ihracat yapıyoruz. Ben iyi pazarlamacıyım. Çantamı alıp İnguşetya’dan Tacikistan’a, Libya’ya kadar giderim. Bu sayede betonun da ihraç edilebildiğini gösterdim. Halen ikisi İstanbul’ da ikisi Kazakistan’da dört fabrikamız var. ABD’de de Fibrocon Precast Inc. adıyla bir şirketimiz var."
Formula 1’den TBMM camisine
MARKİZ Pastanesi’nden, Çayeli Adliyesi’ne, Formula 1 tesislerine, kadar çok sayıda projede görev aldıklarını belirten Dündar Yetişener, "İstiklal Caddesi’nde en az 30 binada ürünümüz var. TBMM camisine, Mevlana Kültür Merkezi’ne kadar ülkenin her köşesinde ürünlerimiz kullanıldı. Metrocity, İTO, İstinye Park, Astoria, Ramada, Movenpick, Marriott, Kremlin Otel ve Mardav Otel’de dış cepheler Fibrobeton’un. 4 kıtada 2.500’ü aşkın projede yaklaşık 3.500 binanın dış cephesine imzamızı atmışız. Anıtkabir İsmet İnönü Kabri, MHP Genel Merkezi, Cumhurbaşkanı Konutu, Europe Otel Bakü, Galaxy Complex Bulgaristan, Marriot Tiflis, Milli Müze Türkmenistan saymakla bitmez."