Güncelleme Tarihi:
1. Ekonominin gündeminde sıkça konuşulan borç takası ya da borç değişimiyle ne yapılmak isteniyor?
Hazine, bankalara olan kısa vadeli iç borçlarını, uzun vadeli döviz borcuna dönüştürmek istiyor. Finansal lügatte bunun adı SWAP. Hazine, bankaların elindeki kısa vadeli bonoları alıp uzun vadeli dövize bağlı tahvil verecek. Hazine borçlarını daha uzun vadeye yaymaya çalışıyor. Özel bankalar da döviz cinsinden olan yükümlülüklerini kapatmak için bu tahvillerden faydalanmayı amaçlıyor.
2. Değişimin vadesi ve kuru ne olacak?
Hazine açısından ana amaç çok kısa vadeli, yani birkaç aylık bonolarını 2 ila 5 yıllık döviz tahvilleriyle değiştirmek. Bankalar bu değişime, ellerindeki daha uzun vadeli Hazine bono ve tahvillerini de katmak istiyorlar. Hazine, değişimde kullanılacak kurun o günkü Merkez Bankası kuru olmasını isterken, bankalar daha düşük bir kurun uygulanmasını istiyorlar. Bankaların bu isteği, devlete güvenip aldıkları riskten dolayı bu duruma düştükleri için devletin de zararlarının bir kısmını karşılaması gerektiği savıyla yapıyorlar.
3. Ne kadarlık borç takasa tabii olacak?
Takasa tabii borç miktarı, Hazine ile bankalar arasında belirlenecek. Ortada 3 milyar dolardan 5 milyar dolara kadar konuşulan rakamlar var. Ancak son siyasi gelişmeler, son derece gergin olan piyasaların Hazine´ye olan güvenlerini sarstı. Eğer yapılabilirse, bu gergin koşullarda gerçekleşecek takasın miktarının çok yüksek olması beklenmiyor.
4. Bu borcun bankaların toplam borcu içindeki yeri ne?
Bankaların döviz pozisyonlarını direkt olarak bilançolarına bakıp belirlemek o kadar kolay değil. Sektör içinden bazı uzmanlara göre özel bankaların açık döviz pozisyonları 7 milyar dolar civarında. Bu rakamın kamu döviz açıklarıyla birlikte 12 milyar dolar olduğu ifade ediliyor. Açık döviz pozisyonu rakamı, bankaların dövize bağlı borç ve diğer yükümlülüklerinin TL´ye bağlı varlıklarından ne kadar fazla olduğunu gösteriyor. Bankalar bu meblağda bir dövizi, kendi TL varlıklarını bozdurup dövize çevirerek ödemek zorundalar. Bu zorunluluk, yükümlülüklerin vadesi geldiğinde bankaların piyasada döviz talebi yaratmalarına sebep oluyor.
5. Bu borç değişiminin Hazine´ye getirisi ne?
Hazine´nin özellikle son kriz sonrası kamu sektörünün borçlarını karşılamak için verdiği bonolar sonrası toplam borcu çok yükseldi. Sadece haziran ayında 8.6 katrilyon lira iç borç ödemesi var. Hazine´nin haziran, temmuz, ağustos dönemine ait ödemesi gereken miktar 26 katrilyon, sene sonuna kadar ise yaklaşık 73 katrilyon lira. Dış borç ödemeleriyle Hazine´nin 2001´deki borç ödemesi 86 katrilyon liraya çıkıyor. Hazine bu ağır yükü, iç borç ödemelerini tahvillerle değiştirerek 2-5 yıla yaymak ve 2001´i atlatmak istiyor. Ayrıca bankalara piyasada pazarı oluşacak dövize dayalı tahvil vererek, bankaların döviz borçlarını geri ödemek için piyasada yaratacakları döviz talebinin önünü kesmeye çalışıyor. Zor durumdaki bankalar piyasadan döviz bulamazlarsa batabilirler. Bu durumda yük yine Hazine´nin üstüne kalır. BDDK´nin zor durumdaki bankaların batıp devlete yük olmadan yaşatılmalarına yönelik izlediği yeni stratejisinden dolayı, Hazine de bu bankaları dövize bağlı tahvil vererek rahatlatmayı düşünüyor.
6. Borç takasının bankalara katkısı ne olacak?
Bankalar döviz açıklarını Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu´nun belirlediği seviyelerin altına çekmek zorundalar. Bunun için bu takas edilecek dövize bağlı tahvillere ihtiyaçları var. Bu takastan sonra tahvillerin ikincil piyasasında satış yaparak muhtaç oldukları dövize kavuşabilecekler. Bankalar buradan gelecek dövizle, dövize bağlı yükümlülüklerini de karşılamış olacaklar. Şayet bankalar döviz yükümlülüklerini yerlerine getiremezlerse batabilirler.
7.Takastan özellikle hangi bankalar faydalanacak?
Takastan özellikle açık pozisyonu yüksek olan bankalar faydalanacak. Tabii burada açık pozisyonu mutlak değer olarak almaktansa, söz konusu bankaların büyüklüğüne göre değerlendirmekte yarar var. 1 milyar dolarlık bir açık İş Bankası için önemli olmazken Alternatifbank için önemli olabilir. Hangi bankaların açık pozisyonlarının yüksek olduğu direkt açıklanmıyor. Fakat konuyu yakından takip eden Hazineci uzmanlar bu konularda tahminlerde bulunabiliyor.
8. Takasın hiç mi olumsuz tarafı yok?
Bu operasyon Hazine´nin bir taraftan kısa vadeli borç yükünü azaltırken, diğer taraftan da döviz riskini arttırıyor. Dövizin değerinin TL´ye karşı artması durumunda Hazine bu takasın etkisini çok daha ağır hissedecek. Bu itibarla Hazine´nin günü kurtarmak adına geleceğini daha fazla riske attığı söylenebilir. Ayrıca şayet yapılacak takasta alınacak kur, bankaların istediği gibi o günkü kurun altında olursa, bu da Hazine´nin, yani devletin o fark kadar bir zararı bankalar adına karşıladığı manasına gelecek. Yani bir bakıma bankaların zararının bir kısmı devletin cebinden gitmiş olacak.
9. Bu borç takası bireysel yatırımcıyı ilgilendiriyor mu?
Takasa dahil edilecek kâğıtlar arasında 19 Şubat krizinden sonra Hazine´nin açtığı ihalelere katılan bireysel yatırımcıların aldıkları kâğıtlar ile bireysel yatırımcıların normal yollardan borsadan aldıkları bono ve tahviller ve hatta bu bono ve tahvillere yatırım yapan yatırım fonlarının ellerinde bulundurdukları payları da yer alıyor olabilir. Yapılacak uygulama tam olarak belli değil ancak büyük ihtimalle takasa alınacak kâğıtlar içinde bireysel yatırımcının kâğıtlarının olması halinde, bu yatırımcı ister kâğıdını Hazine´nin uzun vadeli dövize endeksli kâğıdıyla değiştirecek, isterse bu takastan faydalanmayacak. Yani takasa giren vadelerde değiştirme zorunlu olmayacak, gönüllü olacak.
10. Takas, yatırım araçlarını nasıl etkileyecek?
Daha genel manada takas, Hazine´nin borçlarının geri ödemelerini yapmasını kolaylaştıracağı için piyasadaki faizlerin düşeceği, borsanın da yükseleceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla borsada işlem gören bono, tahvil ve hisselerin değeri yükselecek. Ayrıca borsayla ilgili daha spesifik bir fayda, özellikle takastan yararlanacak bankaların hissedarlarıyla ilgili olacak. Bu bankalar rahatlayacakları için hisse senetlerinin değeri takasın gerçekleşmesi ihtimaliyle birlikte artabilecek. Takastan sonra bu yeni tahviller için bir ikincil piyasa oluşması halinde, takası yapan bankalar sorumluluklarını karşılamak için ayrıca döviz talebinde bulunmak zorunda kalmayacaklar. Böylece takas olmasaydı dövize gelecek talep, takas olunca gerçekleşmeyeceğinden, döviz fiyatlarının takas olmadığı duruma göre daha az artması veya düşmesi beklenebilecek.
Murat Kışlalı
mkislali@dbr.com.tr