Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bölgesel güç olma stratejisi kapsamında komşu ve çevre ülkelerde büyümeye devam edeceklerini belirterek, “Mısır ve Azerbaycan’da banka satın almayı planlıyoruz. Bu ülkelerde pazar araştırmasından bir adım öteye geçtik. Şu anda banka satın alma dahil tüm finansal yatırım fırsatlarını değerlendiriyoruz” dedi. Geçen yıl Bank Sofia’yı alarak Rusya pazarına giren İş Bankası, Bulgaristan’ın başkenti Sofya ile Irak’ın Erbil kentinde birer şube açmıştı. Türkiye’de 1200’ü aşkın şubesi bulunan İş Bankası’nın halen Mısır’da bir temsilciliği bulunuyor.
Yurtdışına 4 şube daha
İş Bankası’nın Dünya Gazetesi işbirliği ile gerçekleştirdiği “İş’le Buluşmalar” toplantısında konuşan Bali, şunları söyledi: “İş Bankası yurt dışında da aktif bir yapılanma politikası izliyor. Şimdi Gürcistan’ın Batum, Kosova’nın Priştina, Pakistan’ın Karaçi kentinde birer şube açmayı planlıyoruz. Irak’ta Bağdat’ta da şube açmayı istiyoruz. Bütün bunlar müşterimizin zaten faaliyet gösterdiği piyasalarda müşterisine en yakın banka olma vizyonu ile çalışmak arzusundan kaynaklanıyor. Bu çalışmalar aynı zamanda İş Bankası’nın sadece Türkiye ile sınırlı olmayan bakış açısının bir sonucudur. Şube açma çalışmalarımızın somut sonuçlarını önümüzdeki günlerde almayı umuyoruz. Suriye’de temsilcilik açma girişimlerimizi ise ülkede yaşanan olaylar nedeniyle ileri bir tarihe erteledik.”
Dalgalı trend lehimize
Türk iş dünyasının ciddi bir esnekliğe sahip olduğunu kaydeden Bali, şunları anlattı: “Türkiye’de iş dünyası, hem büyüme hem de küçülme dönemlerinde yeni ortama çok hızlı adapte olabiliyor. Bir süredir yaşadığımız ve daha da yaşayacağımız düşünülen bu dalgalı büyüme trendinde, Türkiye’nin optimum ölçeklere sahip olması iş dünyasına avantajlar sağlıyor. Örneğin, talebin kestirilemediği durumlarda kısa temrinlerle sipariş alınması ve o siparişlerin esnek ve dinamik üretim modeliyle zamanında karşılanabilmesi, farklı sektörlerde kârlı büyüme olanakları sunuyor. Böylesi süreçler optimum ölçek ekonomisinin ve lojistiğin önemini daha fazla artırıyor. Bu çok önemli bir avantaj. Dolayısıyla çok hızlı büyüme konjonktürü ya da olayların son derece kaotik gitmesi gibi iki uç senaryo dışındaki dalgalı trendin Türkiye için lehe sonuçlanacağını düşünüyorum.”
Finansman sorunu olmaz
Giderek daralan reyting farklarının da dikkate alınmasıyla önümüzdeki dönemin hem girişimciler hem de finans sektörü için çok daha uygun kaynak imkanları sağlayacağını söyleyen Bali, şöyle devam etti: “Bu süreç, daha uygun aktif yaratma imkanları ve erişilebilirlik sağlayacak. Hem finans sektörünün hem de özel sektörün yurtdışı borçlanmalarında da bir sorun olmasını beklemiyoruz. Türkiye’nin öyküsü sağlam . Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) verdiği bol likiditeden Türkiye de payını alacaktır. Yurtdışından sağlanan fonların çevrilme oranı kriz döneminde yüzde 78’e kadar inmişti. Ama bu gerileme ‘alınamadığı’ için değil ‘tercih edilmediği’ için yaşandı.”
Erbaplığımızı artırdık takipteki kredi azaldı
HIZLI ama ‘sorunsuz’ büyüme vizyonuyla geçen yıl yüzde 3.6 olan takipteki kredi oranını yüzde 2.1’e çekmeyi başardıklarını kaydeden Adnan Bali, şöyle devam etti: “Bu düşüş sadece hızlı büyüyerek, sadece paydayı genişlettiğimiz için değil, yeni intikallerimizin azaldığı, meslek erbaplığımızı gösterdiğimiz, muhataplarımıza değer yarattığımız için ve mevcut portföyümüzden de tahsilatlar yapabildiğimiz için geriledi. İş Bankası’nın 2011 yılında net sorunlu alacak oluşumu negatif düzeyde oluştu. İstanbul’da bu oran daha da düşük, yüzde 1.6. Bunu hakikaten çok önemsiyoruz. Çünkü bu ülkenin kıt kanaat bir araya getirdiği sermayesini çok kıymetli buluyoruz.”
Meşgul olmak değil katma değer önemli
TÜRKİYE’de her iş sahibinin aklında mutlaka ‘katma değer’ unsurunun yer alması gerektiğini söyleyen Adnan Bali, “Faaliyette bulunmak üretmek anlamına gelmiyor. Üretmek, mutlaka katma değer yaratmak anlamına gelmiyor. Dolayısıyla meşgul olmanız da iş sahibi olmanız anlamına gelmez. Biz bu süreçte banka olarak üstümüze düşeni yapmaya öteden beri hazırız. Sanayi ve ticareti desteklemeye sonuna kadar devam edeceğiz” dedi.
Kredilerde istihdam ve yatırım için ticariye yöneldik
2011 yılında hızlı kredi büyümesinin cari açığı artırıcı etki yapması nedeniyle kredi artış hızına sınır getirildiğini hatırlatan Adnan Bali, şunları söyledi: “İş Bankası olarak bir yılda yüzde 43 artış sağlayarak kredilerimizi 91.6 milyar TL’ye çıkardık. Bunda ağırlığı ticari kredilere verdik. Çünkü ticari krediler istihdam ve yatırım yaratan krediler. Kredilerin cari açıkla ilişkisinin ortaya konularak kategorize edilmesini savunduk. Biz mevzuata dair bir düzenleme olmaksızın kurum olarak kendimiz bu hassasiyeti gösterdik.”
İstanbul’da 333 şubeyle hizmet veriyoruz
ADNAN Bali, İstanbul’un Türkiye ekonomisi içindeki önemine değinerek, “Bugün İş Bankası olarak 333 şubeyle İstanbul’da hizmet veriyoruz. Bankanın toplam 24 bin 800 çalışanının yüzde 40’ından daha fazlası da İstanbul’da istihdam ediliyor” diye konuştu.
2020’de 50 milyar cihaz birbiriyle görüşecek
NETAŞ CEO’su Müjdat Altay, küresel bilişim pazarının büyüklüğünün bugün 3.7 trilyon dolara ulaştığını belirterek şu bilgileri verdi: “Global ekonomik büyüklüğün yüzde 6’sını bilişim pazarı oluşturuyor. 4-5 yıl sonra bu rakamın iki haneli noktalara, yani bilişim teknolojilerinin küresel pazarda yüzde 10’unun üzerinde yer alacağı belirtiliyor. Dünya nüfusu 7 milyara ulaştı. Geçen yıl sonunda mobil abone sayısı ise 6 milyarı buldu. Bu dünyada herkesin bir mobil telefona sahip olduğunu gösteriyor. 2020 yılında 50 milyar cihaz ve insanın birbiriyle görüşeceği bekleniyor. Veri trafiği her yıl yüzde 30 artıyor. Akıllı cep telefonu pazarı ise yüzde 50 büyüyor. Makineden makineye iletişim, iş zekası gibi yeni bileşenler, bilişim pazarındaki büyüklüğü daha da tetikleyen etkenler olacak. Küresel girişim sermayesi yatırımların yarısından fazlasını bilişim odaklı yapıyor. Türkiye’de ise, 2012 yılında bilişim pazarında yüzde 7.4’lük bir büyüme bekleniyor.”
Ürünün giysisi ambalaj 9 milyar dolara ulaştı
AMBALAJ Sanayicileri Derneği Başkanı Sadettin Korkut, 2005 yılında 4.75 milyar dolar büyüklüğü olan ambalaj sektörünün ülke ekonomisinden daha hızlı büyüyerek, 2011 yılında 9 milyar dolar büyüklüğe ulaştığını söyledi. Korkut, ‘Ambalaj Ticarette Stratejik bir Araçtır’ başlıklı konuşmasında, “Ambalaj sektörümüzün büyüklüğü 9 milyar dolar ama 300 milyar dolarlık bir ekonomik hareketliliği etkiliyoruz. Ambalaj bir ürünün giysisidir. Ürününüz ne kadar iyi olursa olsun giysisi iyi değilse satmanız zor olacaktır” dedi. Türkiye’de ambalaj sektörünün dünya ortalamasının üstünde bir büyüme elde ettiğine dikkat çeken Korkut, şöyle konuştu: “Türkiye’de 2006’da 1.5 milyar dolar olan ambalaj ihracatımız, 2011’de 3 milyar dolara çıkmış durumda. 180 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2011’de en çok ambalaj ihraç edilen ülkelerin başında Almanya, İngiltere, Irak, Fransa, İran, Hollanda, İtalya, İsrail, Rusya ve Yunanistan geliyor. Bu ihracatta yüzde 69’luk payla plastik ambalaj geliyor.”
Hava güneşli değil ama açmaya meyilli
OKAN Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Dünya Gazetesi yazarı Prof. Dr. Taner Berksoy da düzenlenen panelde mevcut koşullarda dünyanın hiçbir yerinde havanın güneşli olmadığına dikkat çekerek şunları söyledi: “Ama ekonomik anlamda bakarsanız kar da yağmıyor. Bir yıl önceye kıyasla dünya ekonomisi daha iyi bir yerde. Atılan iki adım sorunların çözümü yolunda önemli etki yaptı. Bunlardan biri Avrupa’nın Euro’ya sahip çıkması, diğeri Avrupa Merkez Bankası’nın likidite vermesi ve vermeye devam edeceğini açıklaması. Dolayısıyla hava açmaya meyilli. Çin’in büyüme hedefini yüzde 7.5’e düşürmesi de krizin atlatılması için atılmış çok önemli bir adım. Çünkü krizin temelinde ticari dengesizlikler var. Çin’in kararı önce bir problem olarak algılandı ama bence krizin çözülmesi için atılmış çok önemli bir adım. Yuan’ı da daha esnekleştireceklerini düşünüyorum” diye konuştu. Berksoy, petrol fiyatlarında da aşırı bir yükseliş öngörmedi.