Bol krediyi savurma dönemi bitti, konuşmak için bana 10 bin dolar bile vermediler

OTOMOTİV Yetkili Satıcıları Derneği’nin (OYDER) düzenlediği “Otomotiv Sektörünün Geleceği” konulu panelinin açılışında konuşan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, rekabetin acımasız hale geldiği bu dönemde ‘bol kredilerle har vurup harman savunma dönemi’nin bittiğini vurguladı. Otomotivcilere kendi tecrübelerini anlatarak önerilerde bulunan Koç, konuşmacı olarak 10 bin dolar bağış istediğini, ancak şu ana kadar bu bağışı alamadığını da açıkladı.
Onur konuğu olarak yaptığı konuşmasında, otomotivcilere, “Türkiye’de ilk defa sanayi kuruyorsanız bürokrasiyi aşmak için azimli olmak şart” önerisinde bulunan Koç, günümüzde rekabetin acımasız hale geldiğini vurguladı. Koç, “Hem Amerika da hem diğer ülkelerde batırılamayacak büyüklükte şirketlerin ne durumlara düştüklerini gördük. Bol kredilerle har vurup harman savurma zamanı bitti. Menkul gayrimenkul sektörünün etkisi ile oluşan kriz, otomotive ağır darbe vurdu” dedi.
Kâr mı, piyasa hissesi mi
Dünya nüfusu arttıkça ve insanların hayat standardı yükseldikçe otomotive olan talebin artacağını söyleyen Rahmi Koç, şu önerilerde bulundu: “Ama bu artış bundan böyle gelişmekte olan ülkelere, Çin’e, Hindistan’a, Brezilya’ya ve Türkiye’ye kayacaktır. İşte bu trendi iyi takip edip, rekabet gücümüzü artırarak pastadan payımızı almalıyız. İşin can damarı nakdini iyi yönetip kâr etmektir. Zaman zaman şu sualle karşı karşıya kalırım; ‘Efendim kar mı edelim, yoksa piyasa hissesi mi kazanalım?’ Cevabım ‘her ikisini birden yapın’dır. Ancak zararına piyasa hissesi elde etmeye çalışmak uzun vadede tehlikeli  olabilir.”
Boğaz tokluğuna çalıştık
Bu arada ABD eski Başkanı Bill Clinton’ın 360 bin dolara, İngiltere eski Başbakanı Tony Blair’in 250 bin dolara konuşma yaptığını hatırlatan Koç, kendisinin de onlara özenip, konuşmacı olarak çağıranlardan, vakfa 10 bin dolar bağış istediğini söyledi. Ancak bir daha kimseden ses çıkmadığını söyleyen Koç, “Şimdiye kadar boğaz tokluğuna çalıştık. Öğle yemeği yer miyiz, yemez miyiz bilmiyorum ama biletler 300 liraymış, biz bedava geldik. Oradan kârlıyız” diyerek esprili bir konuşmaya imza attı.

Babamın 20 otomobil sattığı yıl Paris bayisi 5 bin satmış

RAHMİ Koç, konuşmasında babası Vehbi Koç’un ve kendisinin sektörde edindiği tecrübeleri paylaşırken, babasının Koç Ticareti 1926 yılında Ankara Ticaret Odası’na kaydettirdiğini, 2 yıl sonra da otomotiv şubesini kurduğunu, daha sonra da asfaltların döşenmesi, otomobil ve benzine ihtiyacın artacağı öngörüsüyle bayilikler alarak yılda 20 otomobil sattığını hatırlattı. Koç, o döneme ilişkin Vehbi Koç’un bir anısını da şöyle aktardı: “Babam bir gün Paris’te Ford bayisi görmüş, Ankara Ford bayisi olduğunu söylemiş. Onlar da babamın Afrika’dan geldiğini zannedip ilgilenmişler. Babam adamlara, ‘Yılda kaç otomobil satıyorsunuz’ deyince, onlar ‘5 bin’ demiş. Babam da sessizce ayrılmış. Babamın davetiyle Bernard Nahum ile1940’da Otomotiv Grubunun temeli atılmış oldu.”

KOÇ’TAN TAVSİYELER

Şatafattan kaçının kâra dikkat edin

Kurumsallaşmanızı şiddetle tavsiye ederim ancak bürokrasiye boğulmayın. İşler artık düşük kârla yapılıyor. En ufak hata sizi ziyana uğratır.
Şatafat ve lüksten kaçının. İş hacminize en uygun boyutu seçin. Sermayenizi akıllıca kullanın. Masraflara dikkat etmek başarının başka bir yoludur.
Geleceğe dönük insan kaynağınıza önem verin ve 2’nci 3’üncü nesilleri iyi eğitin. İngilizceyi çok iyi konuşsunlar.
Bu işten kazandığınızı başka işlere yatırmayın. En kıymetli sermayenizin çalışanlar olduğunu unutmayın. Onlara yapılan yatırımlar hiçbir zaman boşa gitmeyecektir.

Koç Otomotiv’in cirosu 9 milyar dolara ulaştı

RAHMİ Koç, 1928 yılında kurulan Koç Otomotiv’in o dönemde yılda 20 araç satarken, geçen yıl iç piyasada 180 bin, yurt dışına ise 300 bin araç sattıklarını belirterek, “Koç Otomotiv’in 2009 yılı cirosu 9 milyar dolar oldu. Pazardan aldığı hisse ise yüzde 30 dolaylarında. Türkiye’de yapılan otomotiv ihracatının yarısını bizim grup gerçekleştirdi” dedi.

İşi, Bernard Nahum’dan öğrendim buz gibi depoda mal saydım

KENDİSİNİN 1958 yılında işe başladığını anlatan Rahmi Koç, “O zaman İstanbul’da hangi şirkette ne iş yapacağım diye düşünürken babam 1 Eylül’den itibaren otomotiv sektöründe çalışacağımı söyledi. Babam beni Bernard Nahum’a ‘eti senin kemiği benim’ diyerek emanet etti. Nahum, ‘Yedek parça ve tamir işlerini bilirsen otomotivde iyi olursun’ diyerek beni garajda işe verdi” diye konuştu. Bernard Nahum her akşam evine gitmeden, satışların hepsini istediğini anlatan Koç, “Yılbaşı günü buz gibi depoda mal sayar, envanter çıkartırdık. İşi bozulan bayilere özel itina gösterirdi” açıklamasını yaptı.

Pazardaki dalgalanmaya kalp dayanmaz

TÜRKİYE’deki istikrarsız koşulların, iniş çıkışların pazarı ciddi şekilde etkilediğine dikkat çeken Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, sektörle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu normal insanların kalbinin dayanabileceği bir durum değil. Ya müşteri buluyoruz araç yok ya da araç çok oluyor müşteri yok. Türkiye’de her yeni bir araca karşılık 2 adet ikinci el araç satışı gerçekleşiyor. Bu nedenle ikinci ele daha fazla eğilmeliyiz. Araç satışı tabi ki işin başı ancak koyunun etinden, sütünden ve derisinden de faydalanmak lazım.”

Türkiye kendi ihracat pazarlarını yaratmalı

PANELDE otomotiv sektörünün geleceğine ilişkin konuşan Tofaş CEO’su Ali Pandır, Türkiye’de elektrikli araç üretilecekse, pilinin de burada üretilmesi gerektiğini savundu. Türkiye’nin ihracat alanının daraldığına dikkat çeken Pandır, şöyle konuştu: “Yakın zamana kadar Rusya’ya ihracat yapıyorduk, şimdi onlar da kendileri üretiyor. Bu noktada Türkiye’nin yapması gereken şey kendine yeni ihracat pazarları yaratmak. Avrupa Birliği’ne bağımlılıkla otomotiv sanayisinin gelişmesi çok zor. Ar-Ge’nin durması ve teşviklerin bitmesi de çok tehlikeli. Türkiye’nin yatırım çekebilmek için kendi pazarında da büyümesi lazım” diye konuştu.

Pazarda ya aslan olacaksın ya da gazel

TOPLANTININ moderatörü olarak konuşan ve para kazanmanın zor olduğu bir dünyada yaşadığımızı söyleyen Hyundai Assan Genel Müdürü Kurthan Tarakçıoğlu, “Ya aslan ya da gazel (ceylan) olacaksınız. Ya ölecek ya da öldüreceksiniz. İşte böyle bir pazarda mücadele ediyoruz” diye konuştu.