Blair, viski mektubuyla görevini kötüye kullandı

Güncelleme Tarihi:

Blair, viski mektubuyla görevini kötüye kullandı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2006 00:00

İngiltere Başbakanı Tony Blair’in aralarında İngiliz şirketi Diageo’nun da bulunduğu içki ithalatçılarına kesilen cezalar için devreye girmesi Türkiye’den sonra İngiltere’de de gündeme geldi. "Sevgili Tayyip" diye başlayan mektubunda Başbakan Erdoğan’dan halen devam eden davaların çözümüne ilişkin yardım isteyen Başbakan Blair, görevini kötüye kullanmakla suçlandı.

İNGİLTERE Başbakanı Tony Blair’in, aralarında İngiliz şirketi Diageo’nun da bulunduğu içki dağıtımı yapan firmalar için devreye girmesi, Türkiye’den sonra İngiltere’yi de karıştırdı. Gümrük Müsteşarlığı’nın bu firmalara kestiği vergi cezasına ilişkin halen Danıştay’da davalar devam ederken, Blair’in Başbakan Erdoğan’a bir mektup yazması "görevini kötüye kullanmak" olarak nitelendirildi.

GİZLİ VE KİŞİSEL: İngiliz şirketi Diageo, Hollanda kökenli Maxxium ve Fransız şirket Pernord Ricard gibi firmalara açılan davayı konu alan mektuba ilişkin bir haber yayınlayan The Times gazetesi, Blair’in, mahkeme kararına müdahaleyle ilgili mektubunun Türkiye’de kızgınlık yarattığını aktardı. David Charter imzalı haberde, Blair’in konumunu suistimal ederek, İngiliz şirketler üzerindeki ağır cezaların önüne geçilmesi için Erdoğan’a "gizli ve kişisel" bir başvuru yaptığı belirtildi. Mektuba "Sevgili Tayyip" diye başlandığına dikkat çekilen haberde, şirketlerin Türkiye’den çekilmekten başka çaresi kalmayacağının vurgulandığı aktarıldı. Haberde, İngiltere Başbakanı’nın mektubunda, İngiliz şirketlere verilen cezanın 500 milyon dolar olarak yazıldığı oysa gerçek cezanın 500 değil 50 milyon dolar olduğu kaydedildi.

BÜYÜKELÇİLİK TAVSİYESİ: Mektubun Türkiye’deki muhalifler tarafından yayınlanmasının ardından büyük bir tepki uyandırdığı belirtilen haberde, İngiltere Hükümeti’nin savunması da yer verildi. Haberde İngiltere hükümetininin, mektubun İngiltere Büyükelçiliği’nin tavsiyesiyle gönderildiği ve bunun sıradan bir olay olduğunu savunduğu aktarıldı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol tarafından gündeme taşınan mektupta Blair, Başbakan Erdoğan ile bu konuyu daha önce de görüştüğünü hatırlatırken, "Konuştuğumuz üzere, Türkiye’ye alkollü içki ihracatı, özellikle Skoç viski satan başta Diageo firması olmak üzere firmaların yaşadığı sorunlar hakkında bu mektubu yazıyorum" diyor. "Benim ve Ankara Büyükelçisi Peter Wesmacott’un ricasıyla, geçmişte Gümrük Müsteşarlığı ile İngiliz şirketleri arasındaki sorunları çözmeye çalışmıştınız" diyen Blair, çabası ve ilgisinden dolayı Erdoğan’a teşekkür ediyor.

YARGIYA MÜDAHALE Mİ: "Bir yabancı ülke başbakanının, Türkiye Başbakanı’na yüksek bir yargı organını şikayet etme cüreti gösterebiliyor" şeklinde yorumlanan mektupta Blair, şu ifadeleri kullanıyor: "Danıştay’ın yakın gelecekte sonuca bağlanması söz konusu olacak davaya konu olan olaylarla ilgili tüm gerçekleri dikkate alabilme imkanına sahip olabileceğini sanmıyorum. Hatta, bana aktarıldığı üzere Gümrük Müsteşarlığı’nın konuyla ilgili olarak gerekli bilgilerin Dünya Gümrük Birliği’nden alınması için girişimde bulunulduğu, ancak gerekli bilgilerin henüz sağlanamadığı görülüyor. Danıştay’ın açılan davada şirketler aleyhine karar vermesi ve mahkemenin Gümrük Müsteşarlığı’nca istenen cezaların uygulanmasını (toplam 500 milyon dolar, Türk piyasasından elde edilen sınırlı miktardaki kárla ilişkili olmayacak şekilde) talep etmesi; Diageo ve Maxxium, Pernod Ricard gibi şirketlere Türkiye’deki faaliyetlerini sona erdirmekten başka seçenek bırakmayacaktır."

Diageo: İki başbakan arasındaki yazışma için yorum yapamayız

BLAIR’in mektubuna konu olan Diageo şirketi, dünyanın en büyük içki üreticilerinden biri olarak biliniyor. Şirketin ürettiği içkilerin arasında Johnie Walker, J&B, Guinness, Baileys, Cuervo ve Tanqueray gibi markalar bulunuyor. 185 ülkede faaliyet gösteren şirketin, Türkiye’de de Diageo Türkiye Dağıtım Satış ve Pazarlama A.Ş. olarak yer alıyor. Diageo Türkiye Genel Müdürü Aydın Soysal, "İki ülke başbakanı arasındaki yazışmalar hakkında bir görüş bildirmemizin uygun olmayacağını düşünüyoruz. Alkollü içki ithalatçıları ile Türk Gümrük İdaresi arasında ithal malların kıymetlendirilmesi yöntemi ile ilgili anlaşmazlık 2.5 yıldır sürüyor. Konu ile ilgili yargı süreci devam ettiğinden şirket politikamız gereği daha fazla yorum yapamayayız" dedi.

Sorun 2.5 yıldır sürüyor viski yine de geliyor

GÜMRÜK Müsteşarlığı’nın ünlü viski markaları başta olmak üzere içki ithalatçısı firmalarla yaşadığı kavganın temeli 2004 yılına dayanıyor. Mektuptan önce Prens Charles ve Başbakan Blair’in Türkiye ziyaretlerinde de gündeme gelen konunun, ortaya çıkışı ve süreci şöyle:

Sorun, 2003 sonunda gümrük müfettişlerinin viski ithalatçılarını gündeme almasıyla başladı. İthalatçılar hakkında "vergi kaybına sebebiyet vermek" tesbitiyle bir rapor düzenlendi.

Rapora göre şirketlerin, Duty Free’lere verdiği fiyat, yurtiçine yapılan ithal fiyatından daha yüksekti. Firmalar, iç piyasada satılacak içkiler için daha düşük vergi ödeyebilmek amacıyla ithal fiyatını düşük tutuyordu.

Müfettişlerin 100 trilyonun üzerinde vergi ve ceza belirlediği raporu Gümrük Müsteşarlığı, 2004 ortalarında işleme koyunca firmalar bu karara itiraz ederek, ithalatı durdurdu.

Firmalar bu arada konuyu mahkemeye taşırken, Mersin Gümrük Müdürlüğü, Gümrük Kanunu’nun 243. maddesinde "Davaların sonuçlanmasını beklemeksizin tahsilat" hükmüne dayanarak, üç firmanın hesaplarına tedbir koydurdu.

Bu arada Blair’den Prens Charles’a ABD Büyükelçisi Edelman’dan AB Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jörg Kretchmer’e kadar pek çok kişi devraya girdi. Müsteşarlık da konuyu bir daha incelemeye aldı. İkinci inceleme tamamlanana kadar da ithalata izin verdi. Ancak soruşturmadan ikinci kez aynı sonuç çıkınca Mart 2005’te sıkıntı yine başladı.

Ancak konuya ilişkin davalar devam ettiği için ithalatçılara müsteşarlık, teminat mektubu gibi bir kolaylık sağlayacağını açıkladı. Davalar yitirilirse teminat mektupları paraya çevrilecek, kazanırlarsa iade edilecekti. İthalatçı firmalar bunu da kabul etmeyince ithalat bir kez daha durdu.

Mayıs 2006’dan bu yana ise viski ithalatı eskisi gibi, beyaz içkiler (votka, cin gibi) müsteşarlığın istediği yöntemle ithal edilir oldu. Viski de sorun şimdilik çözülmüş gibi olsa da diğer içkiler de ithalat sınırlı kaldı. Bu arada davalar da Yargıtay’a taşındı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!