Oluşturulma Tarihi: Mayıs 25, 2003 00:00
İSO Başkanı Tanıl Küçük, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı ağırladıkları ‘‘Sanayi Forumu’’nda, ‘‘Zaman kaybetmeden sanayiye sahip çıkın’’ uyarısı yaptı. Küçük, ‘‘Kendi üzerimize düşenleri yapmak konusunda kararlıyız. Yeter ki koşmamızı engelleyen prangalardan kurtulalım’ dedi.İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, Türkiye'nin zaman kaybetmeden sanayisine sahip çıkması gerektiğini belirterek, ‘‘Kendi üzerimize düşenleri yapmak konusunda kararlıyız. Yeterki bizi yavaşlatan, koşmamıza engel olan prangalardan kurtulalım’’ dedi. Küçük, ‘‘Sanayi Forumu’’na dönüştürülen İSO 5'inci Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin büyümek ve kalkınmak istediğini belirterek, ‘‘Türkiye, bunlara giden yolun üretimden geçtiğini artık çok iyi biliyor. Kararımızı verdik. Ekonomik büyüme, kalkınma ve istihdam özel sektör eliyle sağlanacak, büyümenin lokomotifi sanayii olacak’’ diye konuştu.Sanayinin büyük bir finansman sıkıntısıyla karşı karşıya bulunduğunu vurgulayan Küçük, Türk sanayicisinin yatırım ve üretimin en önemli koşulu olan uzun vadeli ve uygun şartlarda
kredi olanağından mahrum olduÄŸunu savundu. Bürokrasinin, çağın hızı karşısında yavaÅŸ ve hantal kaldığını belirten Küçük, sanayiciye ‘‘destek istemiyoruz, yeter ki köstek olmasınlar’’ yılgınlığının yaÅŸatılmamasını istedi.Küçük, Türkiye gibi ciddi ekonomik sorunları olan bir ülkede, tüm toplumsal kesimlerin ekonomiyi her ÅŸeyin önüne koymak zorunda olduklarını belirterek, şöyle konuÅŸtu:‘‘Biz kendi üzerimize düşenleri yapmak konusunda kararlıyız. Zorluklar içinde elde ettiÄŸimiz baÅŸarılar, gelecekte yapabileceklerimizin teminatıdır. Yeter ki bizi yavaÅŸlatan, koÅŸmamıza engel olan prangalardan kurtulalım. Tüm beklentimiz, yolumuzun açılması ve rahatça çalışacağımız bir iklimin yaratılmasıdır. Türkiye artık daha fazla zaman kaybetmeden sanayisine sahip çıkmalı, yatırımın, üretimin ve istihdamın önü açılmalıdır.’’KAMUDAN KAYNAKLANIYORÄ°stikrarsızlığın temel nedeninin, kamu kesiminin yeterince gelir toplayamaması ve gelirinden fazla harcaması olduÄŸunu vurgulayan küçük, istikrarın yolunun kamu gelirlerini artırmak, harcamalarda disiplin saÄŸlamak ve korumaktan geçtiÄŸini söyledi. Sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücü için mali disiplinin korunması, enflasyonla mücadeleye ve yapısal reformlara devam edilmesini isteyen Küçük, üretimin en çok ihtiyaç duyduÄŸunu ÅŸeyin istikrar ve önünü görmek olduÄŸunu kaydetti.Küçük, vergi oranlarının yüksek olduÄŸunu belirterek, son dokuz yılda GSMH'deki vergi yükünün yüzde 44.3 arttığını söyledi. Vergi oranlarında belirli bir program çerçevesinde indirime gidilmesini isteyen Küçük, ‘‘Devlet, vergi reformu ile yaptırımlar getirmeli, aynı zamanda sunduÄŸu destekler, teÅŸvikler ve finansman politikalarıyla da kayıt altında olmayı özendirmelidir’’ dedi.Yatırım mallarında ve iÅŸletmelerin kapasite raporlarında belirtilen hammaddelerin ithalatında KKDF alınmaması gerektiÄŸini belirten Küçük, bunun için koÅŸulların çok uygun olduÄŸunu söyledi.Küçük, Türkiye'nin tek kuruÅŸunu boÅŸa harcama lüksünün bulunmadığını kaydederek, Türkiye'nin bir yatırım mezarlığına dönüşmemesini istedi.Kavi: Artık vites deÄŸiÅŸtirme zamanıİstanbul Sanayi Odası (Ä°SO) Meclis BaÅŸkanı Hüsamettin Kavi, AKP'nin tek başına iktidara gelmesiyle siyasi istikrarsızlığın son bulduÄŸunu söyledi. Türk toplumunun artık huzur, çalışmak ve üretim istediÄŸini dile getiren Kavi, ‘‘Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluÅŸunun 100. yılı yani 2023 yılında yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti vizyonu oluÅŸturmak istiyoruz. Artık deÄŸiÅŸimi laftan çıkarıp hayata geçirmek zorundayız. Vites deÄŸiÅŸtirmenin zamanının geldiÄŸine inanıyoruz’’ dedi.Dinçkök: Bol faullü maç var ama düdük çalan hakem yok‘‘Sanayi Forumu’’nda Tekstil Sektörü Meslek Komiteleri adına konuÅŸan Ä°SO Meclis Ãœyesi Ömer Dinçkök, Türkiye'nin ve sanayinin rekabet gücünü artmasının ancak reel faizlerin inmesiyle mümkün olabileceÄŸini dile getirdi. Dinçkök, şöyle konuÅŸtu:‘‘Ülkenin borçlanma yapısını insan vücuduna benzetebiliriz. Ekonominin büyümesine göre borç stoÄŸu azaldıkça adeta fazla kiloları kaybetmiÅŸ olacağız. Yüksek faizi indirdikçe hızlı atan nabzı düşürmüş olacağız. Bunlara ilave vadeleri de uzattıkça iniÅŸ çıkışlara dayanıklıatletik bir yapıya kavuÅŸacağız. Ãœretim ve yatırım kesimi olarak bizim bu süreci beklemeye sabrımız yok. Senelerdir reel faizlerin ve faizlerin inmesini bekliyoruz.’’Vergi sistemine de deÄŸinen Dinçkök, ÅŸunları kaydetti: ‘‘Vergi barışı gibi önemli bir adımın tamamlayacağı kayıtdışının denetim altına alınmasından geçer. Bu husus devlete vergi kaybına yol açmaktadır. Ayrıca, düzgün çalışan sanayicinin hevesini kırmakta, rekabet gücünü yok etmektedir. Bir baÅŸka deyiÅŸle, sahada bol faullü bir maç var fakat düdük çalacak hakem yok. Artık hakem sahaya girmeli ve düdüğü öttürmeli.’Sanayici haziran ayından umutluÄ°stanbul Sanayi Odası'nın (Ä°SO) durum tespit anketine katılan Meslek Komiteleri, ekonomide Nisan ayında baÅŸlayan olumlu geliÅŸmelerin Mayıs ve Haziran ayında hızlanarak süreceÄŸi görüşündeler.Ä°SO Ekonomik ve Sosyal AraÅŸtırmalar Åžubesi'nce hazırlanan ‘‘Meslek Komiteleri Mayıs 2003 Durum Tespit Anketi’’ sonuçları açıklandı. Anketin yönetici özeti bölümünde yer alan bilgide, Nisan ayının Irak savaşının sona ermesi ve belirsizlik ortamının kısmen ortadan kalkması sonucu ekonomide canlanma belirtilerinin görüldüğü bir dönem olduÄŸu vurgulanarak, bu canlanmanın Meslek Komitelerinin deÄŸerlendirmelerinde de açıkça görüldüğü belirtildi.Anketten elde edilen bulguların Nisan ayı ile birlikte baÅŸlayan buolumlu geliÅŸmelerin Mayıs ve Haziran aylarında da hızlanarak süreceÄŸinin göstergesi olduÄŸu belirtilerek, ÅŸu görüşler dile getirildi:‘‘Sektörlerin üretimlerinde artış bekleyen meslek komitelerinin oranı Mayıs ayında yüzde 54.3'ten Haziran'da yüzde 62.2 gibi oldukça yüksek bir düzeye eriÅŸmektedir. Dikkat çeken bir diÄŸer nokta ise iç satışlarda artış bekleyenlerin oranının son 1 yıl içindeki en yüksek düzeye eriÅŸmesidir. İç satışlarında artış bekleyenlerin oranı Mayıs'tayüzde 47.8, Haziran'da yüzde 55.6 olmuÅŸtur. Bu bulgu geçmiÅŸ dönemde daha çok ihracatla saÄŸlanan üretim artışlarının iç pazardaki canlanma ile hızlanacağını göstermektedir.’’Â
button