Bizde beş bankanın çalışanı var, Amerika gibi bankayız
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2006 00:00
Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Burada Halkbank, Pamukbank, Sümerbank, Töbank ve Denizbank’tan çalışanlar var. Yani, Amerika gibi bankayız. Çünkü, herkes birbiriyle kaynaşmış durumda" dedi. Aydın, 10 bin çalışanın en büyük isteğinin özelleştirme olduğunu söyledi.
HALK Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, başta kendisi olmak üzere, bankanın 10 bin çalışanının en büyük isteğinin Halk Bankası’nın en yüksek değerle özelleştirilmesi olduğunu söyledi. "Bilançomuzda zerre-i miskal makyaj yoktur" diyen Aydın, Halkbank’ı "Amerika gibi banka" diye niteledi. Aydın, bu benzetmesini, "Burada Halkbank, Pamukbank, Sümerbank, Töbank, Denizbank çalışanları var. Herkes de birbiriyle kaynaşmış durumda" diye açıkladı. Yılın ikinci yarısında özelleştirilmesi planlanan Halkbank’ın özelleştirme stratejisini Goldman Sachs belirleyecek. Strateji belirleme çalışmalarının başladığını açıklayan Aydın, sürece nasıl baktığını ve sektörle ilgili değerlendirmelerini Hürriyet’e anlattı:
ESKİDEN AĞLAYIP YÜRÜRLERDİ: Eskiden burada ağlarlardı, kapının önünde yürüyüşler olurdu. Şimdi anlayış değişti. Yabancılar alsa bile, sonuçta bu bankalarda Türkler’in çalışıp bu coğrafyanın insanlarına hizmet edeceği biliniyor. Biz özelleştirmeyi sindirdik. Şu anda tek hedefimiz Halkbank’ın bize yakın bankaların piyasa değerinden üstün değerle özelleştirilmesidir.
PERFORMANS ARTIYOR: Kárlılıkta yüzde 85 artış var. Özelleştirme haberlerinden beri bankanın performansında büyük artış oldu. İş kaygısı olan insanlar böyle çalışır mı? Bu süreç bizi pozitif etkiledi. Seçenekler belli. Halka arz, blok satış ya da ikisi birden. Hangisinin olacağı Golden Sachs’ın karar vereceği bir konuyu bugünden söylersem, benim dediğim çıkarsa ben yönlendirmiş gibi olurum. 6-8 hafta içinde sonuç şekillenir. Türkiye’de mali sektöre dönük ciddi talepten biz de üzerimize düşen payı alacağız.
ZERRE-İ MİSKAL MAKYAJ YOK: UBS’in Londra’daki toplantısına, 3 milyar dolardan 1 trilyon dolara kadar fon yöneten 23 firma katıldı. Önce ülkeyi, sektörü tanıtmak istedik, "Hayır bunları biliyoruz. Halkbank’ı tanımak istiyoruz" dediler. Bankamızın önemli özelliği, bilançomuzda zerre-i miskal makyaj olmamasıdır. Dahası çok muhafazakarız. Bütün çalışanlarımız yarın bankadan ayrılacak gibi kıdem tazminatı karşılığı ayırıyoruz. Sorunlu kredilerde belli yüzdeler yeterliyken, yüzde 100 ayırıyoruz. Bunlardan çok memnun kaldılar. Onları en çok etkileyen husus, aktif büyüklük yerine, karlılık ve verimliliği arttırmamız oldu. Bizim de iki kaygımız vardı: Takipteki krediler ile vadeye kadar elde tutulacak görev zararı kağıdı özelleştirmeye engel midir, merak ediyorduk. Kağıtların artık bir yük olarak değerlendirilmediğini, tamamen karşılığı ayrılmışsa sorun olmadığını söylediler.
PAMUKBANK FATURASI 100 MİLYON YTL: Ama şube kapatma, küçültme, yatırım, insan kaynağı, donanım derken 100 milyon YTL’nin biraz üzerinde giderimiz oldu. Ama çok şükür bütün bu masraflar 2005 yılı mali verileriyle birlikte sona erdi.
PAHALI MEVDUATI BIRAKTIK: Türkiye’de pasifi yönetmek kolaydır. Mevduata rakiplerinizden fazla faiz verir toplarsınız. Bankanın aktifinin büyük bölümü, görev zararı karşılığı alınmış, vadeye kadar elde tutulacak kağıtlardan oluşuyordu. Hazinece vadesi gelince hem faiz hem de anaparaları ödenmeye başlandı. Hazine’nin yaptığı ödemeler mukabilinde aktifte büyümeye başladık. Oralardan çözülen fonları kredilere yönlendirdik. Pahalı mevduatı bıraktık. Mevduatta çok agresif olmadık.
Maaşımdan başka gelirim yok, iyi bir özelleştirme istiyorum
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Kendi payıma hiçbir kaygı taşımıyorum. Benim işyerim yok, emekliliği de haketmiş değilim. Ortaokulda ve üniversitede iki çocuğum var. Maaşımdan başka da bir gelirim yok. Ama Halkbank için çok güzel bir özelleştirme arzu ediyoruz" dedi.
Artık para kazanılamıyor bankalar kağıttan çıkıyor
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "2005’de krediler yüzde 51 arttığı halde mevduat yüzde 27 arttı. Bu bir sorundur, tasarruf açığı olduğunu gösterir. Hazinenin borçlanma faizleri, mevduat faizlerinden daha hızlı düştü. Mevduat maliyetleriyle Hazine kağıtlarının getirisi kafa kafaya. Para kazanılamıyor. Bankalar kağıttan çıkıyor. Bilançolara baktığınızda menkul değerler cüzdanı hızla azalıyor. Bankalar hızla kredilere yöneliyor. Kredi faizleri çok yüksek değil aslında. Ama krediyle birlikte artık diğer ürünleri de bir paket olarak sunuyorsunuz" dedi.
Kimse kamuda olmamızın dezavantajını görmüyor
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Özelleştirme, piyasada etkin çalışabilmek için gerekli. Herkes ’kamunun avantajlarından yararlanıyorsunuz’ diyor. Ama kimse dezavantajlarından söz etmiyor. Örneğin Danıştay, personel alımımıza ilişkin kararı iptal etti. ’Yeni eleman almayın’ dendi. Patron bankasında böyle kısıt olur mu? İhalelerde kısıtlar var. Gazetelere ilan verirken Basın İlan Kurumu, ’ilanını benden geçireceksin’ diyor. Arkadaşlar ilan için gazetelerle çatır çatır pazarlık ediyor. Bana ’Sektörde mevduatın krediye dönüşüm oranı yüzde 32’yken, sizde neden yüzde 28?’ deniyor. Benim belki 28’den 32 olmayacaktı ama 29 olacaktım mesaimin vaktimin yarısı bu işe gitti. IMF bile avantajlarımızın rekabeti bozucu tarzda olmaması gerektiği söylüyorlar. Buna ben de katılıyorum" dedi.
Bankacılıkta yabancıya sınır gümrük duvarına benzer
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Bankacılıktaki üç temel unsurdan ikisi, teknoloji ve insan kaynağı bakımından Batı’dan çok ilerdeyiz. Ama sektörün en büyük sıkıntısı sermaye yeterliliği. Türkiye’deki bütün bankaların aktif büyüklüğü bir Deutsche Bank etmiyor. Paya sınır koymak gümrük duvarı koymak gibi birşeydir. Hüsnü Bey (Özyeğin) fiyatı beğendi sattı. Şimdi Şekerbank’a Rabobank’ın 10 misli teklif gelse, hangimiz satmayın diyebiliriz? Tamamı yabancı olmaz. Çünkü ülkenin piyasası belli, ekonomide sektörün büyüklüğüü sınırlı. Ama daha bankayla hiç tanışmamış bir sürü ilçemiz var. Demek ki bu sektörün daha yapacağı şeyler var" diye konuştu.
Kaçan müşterinin kapısına gittik
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Sektörde kárlar düşerken bizim brüt karımız yüzde 85 arttı. Krizden sonra Halkbank yeniden yapılandırma döneminde bir boşluk olmuş. Müşterilerin bir bölümü bizden gitmiş. Bir hafıza kaybı olmuş. Ekonomi düzelince kaçan, batan o eski müşterilerin kapılarını çalıp neredesiniz dedik. Pamukbank’ın eski müşterilerine gittik" dedi.
ESKİDEN AĞLAYIP YÜRÜRLERDİ: Eskiden burada ağlarlardı, kapının önünde yürüyüşler olurdu. Şimdi anlayış değişti. Yabancılar alsa bile, sonuçta bu bankalarda Türkler’in çalışıp bu coğrafyanın insanlarına hizmet edeceği biliniyor. Biz özelleştirmeyi sindirdik. Şu anda tek hedefimiz Halkbank’ın bize yakın bankaların piyasa değerinden üstün değerle özelleştirilmesidir.
PERFORMANS ARTIYOR: Kárlılıkta yüzde 85 artış var. Özelleştirme haberlerinden beri bankanın performansında büyük artış oldu. İş kaygısı olan insanlar böyle çalışır mı? Bu süreç bizi pozitif etkiledi. Seçenekler belli. Halka arz, blok satış ya da ikisi birden. Hangisinin olacağı Golden Sachs’ın karar vereceği bir konuyu bugünden söylersem, benim dediğim çıkarsa ben yönlendirmiş gibi olurum. 6-8 hafta içinde sonuç şekillenir. Türkiye’de mali sektöre dönük ciddi talepten biz de üzerimize düşen payı alacağız.
ZERRE-İ MİSKAL MAKYAJ YOK: UBS’in Londra’daki toplantısına, 3 milyar dolardan 1 trilyon dolara kadar fon yöneten 23 firma katıldı. Önce ülkeyi, sektörü tanıtmak istedik, "Hayır bunları biliyoruz. Halkbank’ı tanımak istiyoruz" dediler. Bankamızın önemli özelliği, bilançomuzda zerre-i miskal makyaj olmamasıdır. Dahası çok muhafazakarız. Bütün çalışanlarımız yarın bankadan ayrılacak gibi kıdem tazminatı karşılığı ayırıyoruz. Sorunlu kredilerde belli yüzdeler yeterliyken, yüzde 100 ayırıyoruz. Bunlardan çok memnun kaldılar. Onları en çok etkileyen husus, aktif büyüklük yerine, karlılık ve verimliliği arttırmamız oldu. Bizim de iki kaygımız vardı: Takipteki krediler ile vadeye kadar elde tutulacak görev zararı kağıdı özelleştirmeye engel midir, merak ediyorduk. Kağıtların artık bir yük olarak değerlendirilmediğini, tamamen karşılığı ayrılmışsa sorun olmadığını söylediler.
PAMUKBANK FATURASI 100 MİLYON YTL: Ama şube kapatma, küçültme, yatırım, insan kaynağı, donanım derken 100 milyon YTL’nin biraz üzerinde giderimiz oldu. Ama çok şükür bütün bu masraflar 2005 yılı mali verileriyle birlikte sona erdi.
PAHALI MEVDUATI BIRAKTIK: Türkiye’de pasifi yönetmek kolaydır. Mevduata rakiplerinizden fazla faiz verir toplarsınız. Bankanın aktifinin büyük bölümü, görev zararı karşılığı alınmış, vadeye kadar elde tutulacak kağıtlardan oluşuyordu. Hazinece vadesi gelince hem faiz hem de anaparaları ödenmeye başlandı. Hazine’nin yaptığı ödemeler mukabilinde aktifte büyümeye başladık. Oralardan çözülen fonları kredilere yönlendirdik. Pahalı mevduatı bıraktık. Mevduatta çok agresif olmadık.
Maaşımdan başka gelirim yok, iyi bir özelleştirme istiyorum
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Kendi payıma hiçbir kaygı taşımıyorum. Benim işyerim yok, emekliliği de haketmiş değilim. Ortaokulda ve üniversitede iki çocuğum var. Maaşımdan başka da bir gelirim yok. Ama Halkbank için çok güzel bir özelleştirme arzu ediyoruz" dedi.
Artık para kazanılamıyor bankalar kağıttan çıkıyor
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "2005’de krediler yüzde 51 arttığı halde mevduat yüzde 27 arttı. Bu bir sorundur, tasarruf açığı olduğunu gösterir. Hazinenin borçlanma faizleri, mevduat faizlerinden daha hızlı düştü. Mevduat maliyetleriyle Hazine kağıtlarının getirisi kafa kafaya. Para kazanılamıyor. Bankalar kağıttan çıkıyor. Bilançolara baktığınızda menkul değerler cüzdanı hızla azalıyor. Bankalar hızla kredilere yöneliyor. Kredi faizleri çok yüksek değil aslında. Ama krediyle birlikte artık diğer ürünleri de bir paket olarak sunuyorsunuz" dedi.
Kimse kamuda olmamızın dezavantajını görmüyor
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Özelleştirme, piyasada etkin çalışabilmek için gerekli. Herkes ’kamunun avantajlarından yararlanıyorsunuz’ diyor. Ama kimse dezavantajlarından söz etmiyor. Örneğin Danıştay, personel alımımıza ilişkin kararı iptal etti. ’Yeni eleman almayın’ dendi. Patron bankasında böyle kısıt olur mu? İhalelerde kısıtlar var. Gazetelere ilan verirken Basın İlan Kurumu, ’ilanını benden geçireceksin’ diyor. Arkadaşlar ilan için gazetelerle çatır çatır pazarlık ediyor. Bana ’Sektörde mevduatın krediye dönüşüm oranı yüzde 32’yken, sizde neden yüzde 28?’ deniyor. Benim belki 28’den 32 olmayacaktı ama 29 olacaktım mesaimin vaktimin yarısı bu işe gitti. IMF bile avantajlarımızın rekabeti bozucu tarzda olmaması gerektiği söylüyorlar. Buna ben de katılıyorum" dedi.
Bankacılıkta yabancıya sınır gümrük duvarına benzer
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Bankacılıktaki üç temel unsurdan ikisi, teknoloji ve insan kaynağı bakımından Batı’dan çok ilerdeyiz. Ama sektörün en büyük sıkıntısı sermaye yeterliliği. Türkiye’deki bütün bankaların aktif büyüklüğü bir Deutsche Bank etmiyor. Paya sınır koymak gümrük duvarı koymak gibi birşeydir. Hüsnü Bey (Özyeğin) fiyatı beğendi sattı. Şimdi Şekerbank’a Rabobank’ın 10 misli teklif gelse, hangimiz satmayın diyebiliriz? Tamamı yabancı olmaz. Çünkü ülkenin piyasası belli, ekonomide sektörün büyüklüğüü sınırlı. Ama daha bankayla hiç tanışmamış bir sürü ilçemiz var. Demek ki bu sektörün daha yapacağı şeyler var" diye konuştu.
Kaçan müşterinin kapısına gittik
HALKBANK Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Sektörde kárlar düşerken bizim brüt karımız yüzde 85 arttı. Krizden sonra Halkbank yeniden yapılandırma döneminde bir boşluk olmuş. Müşterilerin bir bölümü bizden gitmiş. Bir hafıza kaybı olmuş. Ekonomi düzelince kaçan, batan o eski müşterilerin kapılarını çalıp neredesiniz dedik. Pamukbank’ın eski müşterilerine gittik" dedi.