Güncelleme Tarihi:
HAZİRAN’DAN bu yana petrol fiyatları yaklaşık yüzde 60 değer kaybetti. Bu durum, uluslararası enerji firmalarının bilançolarını olumsuz etkiledi. Eski adıyla Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), yeni adıyla Türkiye Petrolleri’nin (TP) Genel Müdürü Besim Şişman’a, “TP, maaşları Ziraat Bankası’ndan kredi çekerek ödedi” şeklinde bir söylentinin kulağımıza geldiğini söylediğimizde, “TP’nin yurtdışı yatırımları çok fazla olduğu için tabii ki kredi çekiyor, bu çok normal bir şey. Bizim şu ana kadar yurtdışında yaptığımız yatırım 1 milyar doları geçti. Önümüzdeki yıl 2.3 milyar dolar yurtdışı yatırımımız var. Sonuçta bunları bir yerden karşılayacaksınız. Bu sene, Türkiye Petrolleri’nin 61. senesi. Devletten bugüne kadar bir tek kuruş para talep etmedi. İhtiyacı olduğu zaman gidip diğer tüm şirketlerin yaptığı gibi bankalardan kredi çekti. Bunu yapmamız, TP zarar ediyor diye değil. Proje yatırımlarımız yüksek olduğu için” şeklinde konuştu.
Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi Zirvesi’ndeki oturumunun ardından sorularımızı yanıtlayan Türkiye Petrolleri (TP) Genel Müdürü Besim Şişman, “Petroldeki düşüşe bağlı olarak toplamda ne kadar kredi çektiniz” sorumuza, “1.5-2 milyar dolara yakın kredi çektik şimdiye kadar. Öncelikli olarak Şahdeniz yatırımı için, Irak’taki projelerimiz de devam ediyor. Bunları şimdi kredi çekip yatırıyoruz ama 2018-2019’dan sonra fazlasıyla geri dönecek” yanıtını verdi. “Personel giderlerine filan da gidiyor herhalde” diye araya girdiğimizde ise Şişman, şöyle devam etti: “Onu ben öyle düşünmüyorum. Benim mevcut üretimimden zaten sistemimi karşılıyorum. Türkiye Petrolleri’nin kendi kazandığı, kendi sistemini fazlasıyla karşılıyor. TP bugün günlük 105 bin varil petrol üretiyor. Gittikçe de bu üretimimiz artacak.”
PARALAR FAZLASIYLA DÖNER
Şişman, “Uluslararası petrol şirketleri binlerce çalışanını işten çıkarmak zorunda kaldı, tüm sektörde bir yaprak dökümü yaşandı. O etki TP’de nasıl kontrol ediliyor, kamunun başka kaynaklarından destek alınıyor mu” şeklindeki sorumuzu da şöyle yanıtladı: “Dünyanın en büyük servis şirketi Schlumberger 20 bine yakın insanı işten çıkardı. Biz bir devlet şirketiyiz, insan işten atamazsınız. Bu Türkiye şartlarında doğru da değil. Geçen yıla göre yurtiçindeki yatırımlarımızı yaklaşık yüzde 50 azalttık. Bu normal bir tepki. Yurtdışındakileri taahhüt ettiğiniz için onları zaten yapmak zorundasınız. Bu cepheden baktığınız zaman, yurtdışındaki mevcut yatırımlarımız olmasa biz hala çok kâr ediyor pozisyonunda olacaktık. Ama 3-4 yıl sonra yine öyle bir pozisyona geri geleceğiz. Yani bugün bankadan çekip yatırıma harcadığımız paralar yarın fazlasıyla bize geri dönecek. Bu neye benziyor? Ailenizin bir maaşı var, bir araba aldığınız zaman gidip kredi çekiyorsunuz. Bu iflas ettiniz mi demek? Bu maaşınızla onu ödüyorsunuz sonuçta ama elinizde araba diye bir değer oluyor. Şahdeniz bizim için bir değer.”
Arda Turan’ı örnek aldık
SON yıllarda milli petrol şirketlerinin dünyada çok önem kazandığını anımsattığımızda, Şişman şöyle konuştu: “Biz arkadaşlarla diyoruz ki Arda Turan Türkiye’de arka arkaya şampiyonlukları kazandı. Önüne bir yol haritası çıktı. Ne yapsın? Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye geçsin. Oradan bir daha Beşiktaş’a mı geçsin yoksa Barcelona’ya mı geçsin? Doğrusu Barcelona’ya gitmesiydi değil mi? Bizim için de aynı şey geçerli. Türkiye’de şampiyonuz, şu kadar büyük bir şirketiz. Sonra? Rakiplerimiz burada değil ki... Dedik ki bizim yerimiz burası değil. Bir ekiple dünyadaki şirketleri irdeledik. Bizim gibi petrol ve gaz ülkesi olmayan ama güçlü petrol şirketleri olan ülkelere baktık. 20 küsür şirkete indik. Bunları çok ciddi analiz ettik. Doğru model bu, bunlar devlet şirketiyken, uluslararası arenaya açılmış. Bizim bu yolu izlememiz lazım. Yurtdışındaki tüm projeleri şirketleştirdik.”
Karadeniz’de BUZ GAZI
TP’yi sadece bir petrol ve doğalgaz şirketi olarak düşünmemek gerektiğini de dile getiren Şişman, şunları anlattı: “Büyük şirketlere bakın, hepsi farklı enerji alanlarına önemli yatırımlar yapıyorlar. Bizim bunu kaçırmamamız lazım. Mesela Karadeniz’de gaz hidrat projelerinde çalışıyoruz. Bu henüz dünyada çok yeni, Japonlar bu konuda çok önemli projeler gerçekleştiriyorlar. Buz gibi madde, tabanın altındaki bölgelerden giriyorsunuz, atmosferi açıyorsunuz, gazlaşıp yukarıya çıkıyor. Mantığı bu. Bunun üzerine teknik çalışmalar yapıyoruz. 9 Eylül Üniversitemizle bir gemiyle deniz tabanından numuneler toplayacağız. Önce potansiyel alanı tespit edeceğiz, arkasından dünyadaki gelişmeleri de takip ederek, nasıl üretebiliriz noktasına gideceğiz. Dünyadaki büyük şirketler biyodizel veya yenilenebilir enerji gibi yatırımlar yapıyorlar. Bizim de artık bir Ar-Ge merkezimiz var TP bünyesinde. Bu yönümüzü geliştirmeye çalışıyoruz.”
Haddimizi bileceğiz edepsizlik etmeyeceğiz
DEVLET şirketlerinin konservatif bir duruşu olduğuna ve değişmediklerine dikkat çeken Şişman, “Zaten böyle çalışacaksak, benim bu şirkette durmamın da bir anlamı yok. Devlet insanı zengin etmez ama devlet adam olursanız sizi itibar sahibi yapar. Biz bunun için buradayız. Bu şirketimizi biz adam edelim, arkamızdan gelenler ‘Evet, burada doğru bir iş yapılmış’ desin. Biz de yönetimle, daire başkanları, sendika ve işçilerimiz hepsi ile birlikte bu dönüşümü yaşamak istiyoruz. TP gibi bir şirketin asla kökten satışı doğru olmaz. Ne BP, ne Chevron, ne Shell hiçbiri özel şirket değildir aslında hepsi devletleri ile birlikte hareket eder. Bizim böyle güçlü, milli sermayemiz var. Dolayısıyla devlet bu işin içinde durmalı ama devlet bu işin içinde kontrol edip, yön verecek kadar. Bizim gibi şirketlerin yöneticileri, CEO’ları da haddini bilecek. Biz de edepsizlik etmeyeceğiz, işimizi adam gibi yapacağız, sorumluluklarımızı yerine getireceğiz” şeklinde konuştu.