Biyodizelde standart tartışması

Güncelleme Tarihi:

Biyodizelde standart tartışması
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2005 14:16

Üreticilerin, Avrupa Birliği'nin (AB) biyodizel standardının aynen yayımlanması halinde üretimin duracağı iddialarına karşın, Türk Standardları Enstitüsü (TSE), 1.5 yıldır ihtiyari olarak uygulamada olan standardın üretime dönük olumsuz bir etkisinin olmadığını belirtiyor.

TSE Standart Hazırlama Merkezi Başkan Vekili Tunga Gökhun, AB biyodizel standardının İngilizce metninin 1.5 yıl önce Türk standardı olarak kabul edilip ihtiyari olarak uygulamaya konduğunu belirterek, ”Artık herkes arka bahçesinde bile biyodizel üretiyor. Standart nedeniyle üretimini durduran yok” dedi.

Gökhun, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, AB biyodizel standardında iyot indisinin 120 olduğunu, iyot indisinin (sayısı) yükselmesi halinde motorların bu üründen olumsuz etkilenme ihtimalinin bulunduğunu anlatarak, yerli üreticilerin, iyot indisinin standartda 140'a yükseltilmesini talep ettiğini, böylece araç motorlarında bu üründen dolayı oluşacak zararların sorumluluğunu TSE'ye yüklemeyi istediklerini ifade etti.

TSE'nin, hazırladığı standartlardan kaynaklanan her konuda sorumluluğu alabileceğini vurgulayan Gökhun, ancak hazırlanan standartların bilimsel gerçeklere, teknik donanıma uygun olması gerektiğini kaydetti.

STANDART 1.5 YILDIR İHTİYARİ OLARAK UYGULAMADA

TSE Standart Hazırlama Merkezi Başkan Vekili Tunga Gökhun'un verdiği bilgiye göre, biodizel konusunda ilgili AB standardı olan EN 14214 standardı, TSE'nin 28 Ocak 2004'teki teknik kurulunda, İngilizce metin Türkçe kapak şeklinde Türk Standardı olarak kabul edildi.

Söz konusu standard, TSE Petrol İhtisas Grubu tarafından “- tst EN 14214 Otomotiv yakıtları -Yağ asidi metil esterleri (YAME) - Dizel motorlar için - Özellikler ve deney yöntemleri” şeklinde Türkçe'ye tercüme edilirken, bugün yapılacak toplantıda, yeniden kabul edilmesi öngörülüyor. Standart, Türkçe metin olarak da ihtiyari olarak uygulanmaya devam edecek. Yani, üretici firmalar bu standarda uyma konusunda kişisel tercihlerini kullanacak.
Bir standardın ancak ilgili kurum veya bakanlık tarafından zorunlu hale getirilebileceğini hatırlatan Gökhun, biyodizelin de, tarım ürününden elde edilmekle birlikte sonuçta bir akaryakıt olması nedeniyle, standardın, ancak EPDK tarafından zorunlu uygulamaya konulabileceğine dikkati çekti.

Yani, ihtisas gurubu tarafından bugün kabul edilecek Türkçe metin, eskiden olduğu gibi üreticiler açısından bir şey değiştirmeyecek.

AB STANDARDINA MİLLİ EK EKLEME ŞARTLARI

Gökhun'un verdiği bilgiye göre, AB'ye uyum nedeniyle AB standartları aynen kabul ediliyor. Ancak, AB'nin milli ek yapılmasına olanak tanıdığı durumlarda, standartlara milli ekler yapılabiliyor.
AB, standartları yayımlarken, bazı konularda, iklim şartları, ülke özellikleri dikkate alınarak milli şartların konabileceğini belirtiyor. Söz gelimi, mazotun donma derecesi dikkate alınarak, her ülke AB mazot standardını zorunlu uygulamaya koyarken, AB mevzuatının verdiği olanakla, mazotun teknik özellikleri konusunda ülkesel şartlarını koyabiliyor.

Ancak, AB'nin ülkesel ek koyma olanağı vermediği standartlarda bu eklemeleri yapmak mümkün değil.
Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticileri Birliği'nin (ALBİYOBİR) iddia ettiği gibi, İspanya ve Avusturya'nın AB'nin EN 14214 biyodizel standardına milli ek yapmadığını, TSE'nin şimdiye kadar yaptığı araştırmalarda böyle bir tespitinin olmadığını anlatan Gökhun, söz konusu standardın ancak zorunlu uygulamaya konulması halinde üreticiler açısından sorun yaşanabileceğin vurguladı.

SORUN, İYOT İNDİSİ

Verilen bilgiye göre, biyodizel standardında sorun iyot indisinden kaynaklanıyor. Kanola yağı dikkate alınarak hazırlanan AB biyodizel standardında iyon indisi (sayısı) maksimum 120 olarak öngörülürken, pamuk, soya, ayçiçeği, mısır gibi ürünlerden elde edilen biyodizelde iyot indisinin 140'ın üzerine çıkabildiği belirtiliyor.
Yerli üreticiler, standardın zorunlu olarak uygulamaya girmesi halinde, Türkiye'de kanola üretiminin çok düşük olması nedeniyle, yerli ürünler olan pamuk, soya, ayçiçeği ve mısırdan biyodizel üretmelerinin mümkün olmayacağını, dolayısıyla Türkiye'nin petrol bağımlılığını azaltmak bir yana, hammadde olarak dışarıya bağımlılığının artacağını öne sürüyorlar.

TSE yetkilileri ise 1.5 yıldır ihtiyari uygulamada olan AB biyodizel standardının ancak EPDK tarafından zorunlu uygulamaya konulması halinde, iyot indisi konusunda milli ek yapılıp yapılamayacağı konusunda kesin veri bulunmadığını öne sürüyorlar.

En kaliteli biyodizel kanoladan elde edilmesine karşın, soya, ayçiçeği, mısır, pamuk gibi diğer yağ bitkilerinden ve atık yağlardan da biyodizel elde edilebiliyor. Ancak, kanola dışındaki ürünlerden elde edilen biyodizelde iyot sayısını 120'ye düşürmek mümkün olmuyor.

İyot sayısının yüksekliğinin, mevcut motorlara zarar verebileceği belirtiliyor. TSE Standart Hazırlama Merkezi Başkan Vekili Tunga Gökhun, petrol esaslı otomotiv yakıtları ürün kalitesi açısından muhtelif mevzuat hükümlerine tabi olduğu halde, kendisi de bir otomotiv yakıtı olan biodizelin kalite kontrolü ile ilgili şu an yürürlükte hiçbir mevzuat bulunmadığına ve bunun çok büyük bir eksiklik olduğuna dikkati çekti.

İLERİDE ÖNEMLİ ARIZALAR ÇIKABİLİR

Şu an üretimi yapılan ve hiçbir kalite denetimine tabi olmadan satışa sunulan ürünün dizel motorlarda ileride önemli arızalar ortaya çıkarma ihtimalinin bulunduğunu vurgulayan Gökhun, şu bilgiyi verdi: “İyot sayısı, yağdaki doymamışlığın (karbon-karbon çift bağı) bir ölçüsü olup, muhtelif literatürde, yüksek iyot sayısının enjektörlerde, silindir üst kısımlarında ve segmanlarda (halkalarda) kalıntı oluşumuna (polimerleşmeye) neden olduğu rapor edilmektedir. Bu sayının standardda belirtilen sınır içinde tutulabilmesi için, yerli bitkilerden üretilecek yüksek iyot sayılı yağların düşük iyot sayılı yağlarla (kanola, palm vb.) harmanlanması gerekmektedir. Şu an için, ülkemizde kanola yağı üretiminin çok az olduğu ve ihtiyacın ithalatla karşılandığı bilinmektedir. Ayrıca, dizel motorlar üzerinde yüzde 100 biodizel kullanılarak yapılan testlerde, petrol kökenli dizele göre motor yağı kalitesinin daha çabuk bozulduğu ortaya konmaktadır.”

TSE tarafından kabul edilen AB biyodizel standardı 'TS EN 14214”ün kapsam maddesinde, “yüzde 100 derişimli (YAME-kanola kökenli biyodizelin), yüzde 100 derişimli YAME ile çalışmak üzere tasarımlanmış veya daha sonradan uyarlanmış dizel yakıtlı araçlarda kullanılabilir” hükmü bulunduğunu da hatırlatan Gökhun, TS 3082 EN 590 standardında ise “Dizel yakıtlar yüzde 5'e (V/V) kadar EN 14214'e uygun YAME ihtiva edebilir” ibaresi yer aldığını belirti.

Yerli üreticiler, EN 14214'te belirtilen gereklere tam olarak uyan biodizel üretseler bile, biodizel kullanacak biçimde tasarımlanmamış veya modifiye edilmemiş mevcut motorlarda kullanılan motorine, ancak yüzde 5'e kadar biyodizel katılabileceğini anlatan Gökhun, şunları kaydetti:  “Dünyada, biyodizelin iyileştirilmesi ve/veya yüzde 100 biyodizelle çalışabilecek motor tasarımlanması ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Biyodizelle ilgili ticari uygulamalar tüm dünyada yaygınlaşana kadar, ülke olarak ihtiyatlı davranmak ve motorine katılacak biodizel oranı konusunda mevcut standartlarda belirtilen sınıra uymak en doğru yol olacaktır.”(ANKARA/A.A)
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!