Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2005 15:16
Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticileri Birliği (ALBİYOBİR) Genel Sekreteri Tamer Afacan, Türk Standardları Enstitüsü'nün (TSE), ülke çıkarları ve gerçeklerini dikkate almadan, kanolaya dayanan AB'nin biyodizel standardı EN 14214'ü aynen kabul etmesinin, yerli hammaddeden üretim yapanların önünü kestiğini söyledi.
Afacan, düzenlediği basın toplantısında, 3 ay önce kurulan derneğin faaliyetleri hakkında bilgi verirken, biyodizel hakkında, tarım ve çevre boyutunun yanı sıra, stratejik özelliği nedeniyle Genelkurmay Başkanlığı dahil birçok kamu kurum ve kuruluşunda bilgilendirme çalışması yapıldığını belirtti.
PETROL LOBİSİNİN ETKİSİ
Kamuda biyodizel konusundaki çalışmaların koordinasyon içinde yapılmamasından ve konunun sadece dağıtım ve satış ayağında olanların yapıcı yaklaşmaması nedeniyle sektörde kaos yaşandığını anlatan Afacan, biyoyakıtların dağıtım ve satış boyutuyla ilgili olanların, istekleri olmazsa, biyodizelin önünün tamamen kesilmesi için gerekli düzenlemeleri yaptırmaya çalıştığını öne sürdü.
Pastalarından pay aldırmama gayretinde olan lobilerin dezenformasyonu ile Türkiye'de biyodizelin mevzuat çalışmalarının dağıtım ve satış boyutu ile ele alındığını, TSE'nin de bu doğrultuda, ”petrol olmayan, tarım ürünü türevi olan” biyodizelin standardını petrol grubunda değerlendirdiğini kaydeden Tamer Afacan, bunun yanlışlığını vurgularken, standart çalışması sırasında, 47 petrol ve gaz ağırlıklı kurumdan görüş istenirken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, TÜBİTAK, üniversiteler ve yağ sanayicilerinden, biyodizel sektöründen görüş istenmemesini eleştirdi.
TSE nezdinde yapılan girişimlere karşın, TSE'nin AB'nin kanolaya dayalı EN 1424 biyodizel standardını aynen kabul ettiğini anlatan ALBİYOBİR Genel Sekreteri Afacan, “Türk tarımı ve atık yağlar, biyodizel üretiminde devre dışı kaldı ve Türk biyodizel üretimi başka bahara ertelendi” diye konuştu.
TÜRK TARIMI DEVRE DIŞI KALDI
Afacan, yerli üretimin olumsuz etkilenmemesi için, yakıt özelliği olmayan ve ABD standartlarında da bulunmayan “iyot indisi”nin milli ekle düzeltilmesi gerektiğini vurgularken, şöyle devam etti: “Biz bu standardı milli ek olmadan aynen kabul ederek, Türk tarımını devre dışı bıraktık. İyot indisi tamamen kaldırılabilir veya ayçiçeği, pamuk, soya dikkate alınarak her ürün için ayrı biyodizel standart iyot indisi belirlenebilir. ABD'de araçlara zarar vermeyen iyot indisi, sadece Türkiye'de mi araçlara zarar veriyor.”
AB'nin de biyodizel standardını 2007'de değiştirmek için çalıştığına işaret eden Afacan, tam üye olunmadan, milli çıkarlar gözetilmeden, AB'nin direktiflerinin aynen uygulanmaya çalışılmasının, Türk tarımına büyük darbe vuracağını öne sürdü.
ALBİYOBİR Genel Sekreteri Tamer Afacan, TSE'nin biyodizel standardını, biyodizel üreticileri, tarım sektörü, ilgili kesimlerin katılımıyla yeniden ele alması, hükümetin de biyodizeli sadece dağıtım ve satış ayağı ile değil, tarım, çevre, sanayi, maliye ve enerji boyutuyla değerlendirmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'de kanola üretiminin yetersizliğine dikkati çeken Afacan, bu yıl 4 bin ton olan üretimin, sözleşmeli üretime geçilmesi nedeniyle gelecek yıl 100 bin tona ulaşabileceğini, ancak Türkiye'nin ihtiyacı olan biyodizelin tamamının kanoladan karşılanması için 5 yıllık bir süre gerektiğini vurguladı.
Yağ bitkileri üretimin artırılmasının, Türkiye'nin yağ açığının karşılanması yanında, biyodizel üretimi açısından da önemli olduğunu kaydeden Afacan, “Biyodizelde bir ulusal eylem planı uygulanmaz, bir geçiş süreci tanınmaz ise Türkiye atıl bir biyodizel tesis mezarlığı olacaktır. Merdivenaltı üretim devam edecek, yağ fiyatları artacaktır” diye uyarıda bulundu.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ YASA TASARISI
Enerji Verimliliği Yasa Tasarısı'ndan “biyodizelin diğer akaryakıt ürünleri ile yüzde 2 oranında harmanlanabileceği, üretim için yerli kaynakların yetmemesi durumunda ithal girdilerin kullanılabileceği” hükmünün kaldırılmasını da eleştiren Afacan, bunu ”AB direkteflerine karşın, ekonomik kaygılarla biyodizelin önüne geçmeye çalışan zihniyetlerin çabası” olarak nitelendirdi.
Söz konusu yasa taslağı konusunda TOBB'un, “atık yağların bertarafından yapılan biyodizelden ÖTV alınması, ekonomik ölçekteki biyodizel tesislerinin teşvik edilmesi” yönündeki görüşlerini de eleştiren Tamer Afacan, “Enerji üretildiği yerde tüketilmedir” prensibi ile standarda uygun olması şartıyla, küçük ve orta ölçekli tesislerde de biyodizel üretilebileceğini söyledi.
“Biyodizel üretiminin artması halinde devletin ciddi vergi kaybı olacağı” iddialarının da gerçeği yansıtmadığını öne süren Afacan, ”Bir bardak biyodizelde fırtına koparılıyor” dedi.
Afacan, Türkiye'nin, tarım politakalarını değiştirerek, üretim fazlalağı nedeniyle alım fiyatının yarısına ihraç edilen mısır ve buğday yerine, yağ açığının da kapatılmasını sağlayacak yağlık bitkilerin üretimine geçmesi gerektiğin vurguladı.
TSE, EN 14214'ÜN İNGİLİZCESİNİ GEÇEN YIL, TÜRKÇESİNİ GEÇEN HAFTA KABUL ETTİ
Öte yandan, TSE Standart Hazırlama Merkezi Başkan Vekili Tunga Gökhun, A.A muhabirine konuyla ilgili yaptığı açıklamada, AB'nin biyodizel standardının İngilizce metninin 1.5 yıl önce Türk standardı olarak kabul edilip ihtiyari olarak uygulamaya konduğunu, geçen hafta yapılan toplantıda da standardın Türkçe çevirisinin aynen kabul edildiğini söyledi.
Gökhun, “Artık herkes arka bahçesinde bile biyodizel üretiyor. Standart nedeniyle üretimini durduran yok” dedi.
AB biyodizel standardında iyot indisinin 120 olduğunu, iyot indisinin yükselmesi halinde motorların bu üründen olumsuz etkilenme ihtimalinin bulunduğunu anlatan Gökhun, yerli üreticilerin, iyot indisinin standartda 140'a yükseltilmesini talep ettiğini, böylece araç motorlarında bu üründen dolayı oluşacak zararların sorumluluğunu TSE'ye yüklemeyi istediklerini ifade etti.
TSE'nin ihtiyari olarak uygulamaya 2004 yılında uygulamaya koyduğu TS EN 14214 standardı, EPDK veya ilgili bakanlık tarafından zorunlu uygulamaya konulursa, kanola dışındaki ürünlerden biyodizel üreten tesisler zor durumda kalacak.
Yerli üreticiler, türkiye'de kanola üretiminin yetersiz olması nedeniyle, iyot indisinin 140'a yükseltilmesini veya yakıt özelliği olmaması nedeniyle standarttan çıkarılmasını, üreticilere geçiş süresi tanınmasını istiyor.
(ANKARA/A.A)