Levent GÖKMEN
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2002 01:43
Bisse gömlekleri 2003 yılında ABD üzerinden Çin pazarına açılacak. Bisse'nin sahibi İbrahim Kefeli, 300 milyonluk marka tutkunu zengin Çinli'ye gömlek satmayı hedeflediklerini söyledi.
AVRUPA'nın ilk 10 gömlek markası arasında 7'nci sırada yeralan Bisse, kendi markası ile ABD üzerinden Çin'e açılacak.
Kefeli Giyim Sanayii Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Kefeli, ABD üzerinden Çin'e açılıp marka düşkünü 300 milyon zengin Çinli'ye Bisse markalı gömlekleri satmayı hedeflediklerini söyledi.
ABD üzerinden Çin'e açılma projesi için 2000 ve 2001 yıllarında adımlar attıklarını ancak Kasım ve Şubat krizlerinin kendilerine engel olduğunu belirten Kefeli, ‘‘Bu belirsizlik ortamında yeni bir adım atmayacağız. 2002'de krizde kırılan dökülen yerlerimizi tamir edip 2003'te harekete geçeceğiz’’ dedi.
Kefeli, 2001 yılında 5 milyon dolarlık ihracatla birlikte toplam 12 milyon dolarlık ciro yapan Bisse'nin 2002 yılı ciro hedefinin 15 milyon
dolar olduğunu da söyledi.
FİKİR ÇİNLİ'DEN
ABD üzerinden Bisse markası ile Çin'de gömlek satma fikri Bisse tutkunu bir Çinli tarafından İbrahim Kefeli'ye önerilmiş. Kefeli'ye 1997 yılında, İstanbul Akmerkez'deki Bisse mağazasından bir Çinli'nin düzenli olarak önemli sayılarda gömlek aldığı bilgisi iletiliyor ve Kefeli de o kişiye gömlek ve kravat hediye edilmesi talimatını veriyor. Kefeli 1997'de Las Vegas'ta bir otelde kahvaltı yaparken karşı masalardan birinde oturan bir Çinli'nin üzerinde Bisse marka gömlek görüyor. Kefeli gömleğin Bisse olup olmadığından emin olmak için Çinli'ye yaklaştığında Çinli kendisine gömlekteki logoyu gösterip ‘‘Bisse‘‘ diyor.
İbrahim Kefeli Çinli adama kartvizitini uzattığında ise Çinli adam, ‘‘Ben Akmerkez'deki mağazanızdan gömlek ve kravat hediye ettiğiniz kişiyim‘‘ diyerek kendini tanıtıyor.
ABD'deki bu tesadüfi karşılaşma neticesinde Bisse tutkunu Çinli ile tanışıp sohbet ettiklerini söyleyen Kefeli, Çinli'nin kendisine, ‘‘Çin'de 300 milyon marka tutkunu zengin Çinli var. Bunlar özellikle de Amerikan mallarına bayılırlar. Çaylarını bile Amerikan malı olmayan bir kaşıkla asla karıştırmazlar. Çin'de başarılı olmak istiyorsanız ABD üzerinden Çin'e açılmalısınız. Bu fırsatı değerlendirin önerisinde bulundu‘‘ diye konuştu. Avrupa ülkeleri, Ortadoğu ile birlikte ABD'de de kendi markası ile satılan Bisse'nin İsrail, Almanya ve Fransa'da toptan satış ağı bulunuyor. Kriz döneminde kalitesiz üretim yapan şirketlerin azaldığını ve Türkiye'nin kaliteli ürün üreten ülke imajının yükseldiğini söyleyen Kefeli, dünyada kaliteli üretici imajının pekiştirilmesinin markalaşma çabalarını da destekleyeceğini vurguladı.
Marka teşvikleri bilinçli yapılsın AB yolunda ilerleyen Türkiye'nin markalaşma konusunda önemli adımlar atması gerektiğini vurgulayan İbrahim Kefeli, ‘‘Teşvik konusunda devletin politikaları değişti. Devlet yeni yatırım yapmayı planlayan herkese teşvik vermiyor. Artık markalaşma teşvik ediliyor ancak marka teşviki daha bilinçli yapılmalı‘‘ dedi. Kefeli, deneyimli firmaların daha fazla desteklenmesi gerektiğine inandığını da söyledi.
Dünyaca ünlü markaların ülkelerin imajlarını da etkilediğine dikkat çeken Kefeli, ‘‘Bir marka dünyada kabul gördüğünde ülkesinin imajını da yükseltiyor. Armani, Versace, Gucci gibi markalar İtalya'nın imajını doruklara çıkardı. AB'ye girersek rekabet nedeniyle hazır giyim üretimi yapmamız zorlaşacak. Bu nedenle markalaşıp daha kaliteli, katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz. Markalaşırsak başka ülkelerde üretim yaptırıp dünyaya satabiliriz‘‘ diye konuştu. Kefeli, markalaşmak isteyen firmaların önce Türkiye içinde markaların oturtup, fiyat politikalarını istikrarlı hale getirmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:
‘‘Marka olmak isteyen bir firma önce fiyat politikasını iyi oturtmalı ve yerli yersiz indirimlerden uzak durmalı. Zamansız indirimler, ülkelerinde pek tanınmayan ancak Türkiye'de yabancı isim olduğu için kabul gören markalara prim veriyor. Türk markalara olan güven sarsıldıkça bu markalar güven telkin eder hale geliyorlar.’’