Bisküvici Dede, 92 yaşında vefat etti, mirası 11.6 milyar liralık gıda devine dönüştü

Güncelleme Tarihi:

Bisküvici Dede, 92 yaşında vefat etti, mirası 11.6 milyar liralık gıda devine dönüştü
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2012 00:00

Türk sanayicilerinin duayenlerinden “Bisküvici Dede” unvanlı Sabri Ülker 92 yaşında vefat etti. Sanayiciliğe 1944’te Nohutçu Han’da bisküvi üreterek başlayan Ülker’in (Yıldız Holding) şirketleri 2011’i 11.6 milyar lira konsolide ciroyla tamamlamıştı. Ülker, 2007’de çikolata devi Godiva’yı 850 milyon dolara alarak küresel marka hedefinde de büyük atılım yapmıştı.

Haberin Devamı

TÜRKİYE’nin en büyük gıda sanayi grubu Ülker’in (Yıldız Holding) kurucularından Sabri Ülker dün 92 yaşında vefat etti. Cenaze namazı bugün öğle namazına müteakip Fatih Camii’nde kılınacak Sabri Ülker, sayaciliğe ağabeyi Asım Ülker ile 1944’te Eminönü’ndeki Nohutçu Han’da bisküvi üreterek adım attı. O küçük atölyede başlayan ‘üretme tutkusundan’ 2012 yılı itibariyle 10 ülkede üretim yapabilen, 54 fabrika ve 300 markası olan, 80’den fazla ülkeye ihracat yapan 11.6 milyar lira konsolide cirolu Yıldız Holding doğdu. 2000’den beri grubun onursal başkanlığını yürüten Sabri Ülker ‘Bisküvici Dede’ unvanıyla anılıyordu. Yıldız Holding, 2007’de 850 milyon dolara, Godiva’yı da alarak küresel marka hedefinde önemli bir atılım yaptı.

ÜLKER AİLESİNE TAZİYE ZİYARETLERİ / WEB TV

Haberin Devamı

 

Kırım’dan İstanbul’a

Sabri Ülker, 1920’de Kırım’da doğdu. Kırım’da bir yandan komünist sistemin dayatmaları, bir yandan da Birinci Dünya Savaşı’nın yoksulluğu yaşanıyordu. Sabri Ülker çocukluğundaki o sıkıntılı günler için “Çok acılı anlarımız, günlerimiz, aylarımız geçti. Bütün bağ, bahçe ve tarlalara el konularak, ‘Hepsi devletindir, baştan dağıtacağız’ dendi. Eğitimli, çalışkan ve kendi düşüncelerinde olmayan insanları Urallar’a Sibirya’ya sürmeler ve toplu kurşuna dizmeler başladı” diyordu. 1929’da Ailesi İstanbul’a göç eden Sabri Ülker Kadırga İlkokulu’na kaydoldu. Ortaokulu Bilecik’te, liseyi Kütahya’da okudu. Asım ve Sabri Ülker bir süre Besler Bisküvi fabrikasında çalıştılar. Aile bir süre de şekerleme dükkanı işletti. 1944’te ise Asım ve Sabri Ülker, Eminönü’nde Nohutçu Han’da bisküvi atölyesini alarak üç çalışanla bisküvi üretmeye başladılar.

SABRİ ÜLKER'İN BASINA YANSIYAN FOTOĞRAFLARI

İlk fabrika Sağmalcılar’da

1948’de ise Sağmalcılar’da bisküvi üretimi için bir fabrika kurdu. Böylece üretimini 3 katına çıkardı. Ürünlerini nakliye farkı almadan esnafa ulaştırarak kısa sürede satış ağını genişletti. 1970’lere gelindiğinde Ankara’da da Anadolu Gıda’yı kurdu. 1972’de ilk çikolata üretimine başladı. 1974’te ise ‘200 bin dolarlık’ ilk ihracatını yaptı. 1980’lerde ise Ülker’in ürün sayısı hızla yükselmeye başladı. Bunun üzerine üretimde gerekli tüm hammaddeleri üretecek tesis yatırımlarına yöneldi. 1989’da tüm şirketlerini Yıldız Holding çatısı altında topladı. 1996’da süt üretimine başlandı. Sabri Ülker 2000 yılında grubunun yönetimini gençlere emanet ederek onursal başkan oldu. Yönetimi Murat Ülker üstlendi. 2001’de ağabeyi Asım Ülker’i kaybeden Sabri Ülker, fikirleriyle topluluğa yol gösterdi. Başbakanlık dün gece yarısı Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Sabri Ülker için başsağlığı mesajını yayınladı: “Ekonomimizin büyümesine, ülkemizin uluslararası tanıtımına eşsiz  katkılar sağlayan, servetini hayır ve hasenat yolunda harcayan değerli bir iş adamı, değerli bir vakıf adamıydı.”

Haberin Devamı

 

 

SABRİ ÜLKER'İN GÖRÜNTÜLERİ / WEB TV

Ülker’i nasıl kurdu

/images/100/0x0/55ea2210f018fbb8f86d410f

SABRİ Ülker, Ülker’i nasıl kurduğunu şöyle anlatıyordu: “İkinci Dünya Savaşı’nın sonları. Ülkemizde üretim aletlerini bulmak bile çok zor. 1944 sonbaharında sabahın erken saatlerinde, Eminönü´ndeki Nohutçu Han’a geldim. Üçüncü kata çıktım ve hafifçe alçak bir yapıdan geçerek içeri girdim. 100 metrekarelik alandaki kazanları, kepçeleri, kalıpları, arkada duran fırını ve diğer aletleri tek tek inceledim ve ‘Bu işi başarmalıyım’ dedim. Çünkü, atölyenin sahibi, burasını daha önce başkalarına satmış ama alanlar beceremeyip, eski sahibine daha düşük fiyattan geri vermişler. Sahibi de bizim için ‘göreceksiniz birkaç ay sonra bana geri satacaklar’ demiş. Aslında adamın bildiği bir şey vardı. Makineler çok eskiydi ve sürekli bozuluyordu. Yedek parça olmadığından yeniden çalıştırılmaları da çok zordu. Ama biz makineleri tamir etmeyi de öğrendik. Bu küçük atölyede ilk yıl günde 200 kilo bisküvi üretmeyi başardık.”

Haberin Devamı

      

2 haftalık bisküvi üretimi 13 milyar adedi buluyor

YILDIZ Holding şirketlerinden Ülker Bisküvi kendi alanında o kadar büyüdü ki iki haftalık üretimiyle dünyadaki herkese bir bisküvi sağlayabilecek güce oluştı. Bu 2 haftada yaklaşık 13 milyar adet bisküvi üretme gücü anlamına geliyor. Sabri Ülker 92 yıllık hayatında yakaladığı başarısının sırrını şöyle özetliyordu: “Başarının temelinde önce, bıkmadan, usanmadan çalışma gelir. İkincisi dürüst çalışma, üçüncüsü ise  kaliteli çalışmadır. Üretilen bir malın iyi olması, müşteriye cevap vermesi, yani aldığı paranın karşılığını vermesi gerekir. Dört; tanıtmaya çok önem verilmeli. Bunun üzerinde geniş durmak istiyorum; reklama ilk günden itibaren önem verdik, şimdi de veriyoruz, daima vereceğiz. 1950´den beri Ülker reklamı yapmaktayız. Özellikle, kaliteli bir malın reklamı yapıldığı zaman, elde edilen netice büyük oluyor.”

Haberin Devamı

Güzide Hanım’la mütevazı hayat

SABRİ Ülker her zaman iş hayatındaki başarısının ardında, ‘mutlu bir özel hayat’ olduğunu söylerdi. İşi Güzide Hanım’la mütevazı bir yaşam seçen Sabri Ülker, çocuklarını ve torunlarını da aynı anlayışla mütevazı yaşam biçimine özendirdi. Güzide Hanım ve Sabri Bey’in hayatlarındaki en büyük acı ise evlatları Ali Ülker’i küçük yaşta kaybetmeleriydi. Kaybettikleri evlatlarının anısını, adını verdikleri torunları Ali Ülker’de yaşattılar. Güzide Hanım 2010 yılında vefat etti. Ülker’in evlatları Ahsen Özokur ve Murat Ülker hem ailenin değerlerini hem de Sabri Ülker’in iş değerlerini benimseyerek yola devam ediyor.

Akşama babacığım unutma Ülker getir

Haberin Devamı

REKLAMA inancını her sohbetinde vurgulayan Sabri Ülker, çok erken başladığı reklam kampanyaları ile bu alanda kuşakların hatıralarına bile yerleşti. Türkiye’de reklamın öneminin çok bilinmediği yıllarda “Akşama babacığım unutma Ülker getir” klasiği, Sabri Ülker’in çocuklar için, Türkiye için Ülker için istediği her şeyi anlatan bir cümleydi.

‘Hayattayken Ülker’i dünya devi görmek isterim’ demişti

TÜRK sayasinin duayenlerinden Sabri Ülker, kendisiyle yaptığımız son röportajında “Ülker için dönülmez hedef; dev dünya markaları arasına girmek ve orada kalmak. Ümit ederim hayattayken Ülker’i bu noktada görmek nasip olur” demişti. O’nun bu duası gerçekleşti ve 2008’de 850 milyon dolarlık bir satın alma ile dünyanın en bilinen çikolata markası Godiva ‘Ülker Grubu’na katıldı. Merhum, o gün bu hedefinin anlamını da; “Bu ne demektir? İnşallah; milyar dolarlık ihracat, on binlerce yeni istihdam, katrilyon vergi, ekonomide yoğun ve kapsamlı sirkülasyon. Doğrusu içimdeki heyecanı ve bu gelişmeyi sadece Ülker için de değil; Türkiye’mizden çok sayıda firma için taşıyor ve bunu çok arzu ediyorum” diye açıklamıştı. O röportajın üzerinden 10 yıl geçti ve Sabri Ülker’in kurucusu olduğu sanayi organizasyonu 10 ülkede 54 fabrikada üretim yapan, 300 markaya sahip, 80’den fazla ülkeye ihracatı olan 11.6 milyar lira konsolide cirolu bir küresel dev haline geldi.

‘Ülker bizi aldı’

Sabri Ülker’e o meşhur soruyu da sormuştuk; “‘Ülker bizi alıyor’ deyip duruyorlar. Bu konudaki gerçek durum nedir?” Cevap “Ülker gelişimi paralelinde gıda sektöründe genişleyen bir perspektife sahip. Kapsamlı bir entegrasyona yönelmesi de tabiidir. Ülker’in bu yönelimleri yadırganmamalıdır. Süt ve sütlü mamüller, gazlı ve gazsız içecekler, mama üretimi yanında yeni yapılanma teşebbüslerimiz oldu. Bu dönemde bazı firmaların kendilerini pazarlama adına Ülker adını kullandıkları söylentileri bizim de kulağımıza geldi” şeklinde olmuştu. Bu konuda da önemli bir aşamaya gelinmiş durumda. Artık Avrupa başta olmak üzere birçok ülkede önemli markalar ve şirketler Ülker ile ortaklık ya da satış görüşmesi yaptıklarının ‘dedikodusunu’ yayıyor. Sabri Bey’e Allah’tan rahmet diliyoruz ve eserlerini emanet ettiği ikinci kuşağın, çok büyük sorumluluk taşıdığını düşünüyoruz. - Sadi ÖZDEMİR

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!