Güncelleme Tarihi:
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü Fatih Birol, "Türkiye'nin bölgede ve dünyadaki genel ağırlığı açısından nükleer enerji olmazsa olmaz bir opsiyon" dedi.
Fatih Birol, Katar'ın başkenti Doha'da eski Katar Petrol Bakanı Abdullah bin Hamed Al Atiyye adına bu yıl üçüncü kez verilen ödüllerde, Üretici ve Tüketici Diyaloğunun İlerletilmesi alanında Ömür Boyu Başarı Ödülüne değer görüldü. Birol, ödülünü almak için geldiği Doha'da değerlendirmelerde bulundu.
IEA'nın başına geçmesinin ardından Orta Doğu ülkeleriyle tüketici ülkeler arasında bir köprü kurmaya hedeflediğini dile getiren Birol, bugünkü petrol fiyatlarının Türkiye gibi petrol ithal eden ülkeler için avantaj teşkil ettiğini belirtti.
Birol, fiyatların düşük olmasının cari açığı olumlu etkilediğini vurgulayarak, "Petrol fiyatlarının sürekli düşük kalacağını düşünüp de fazla rehavete kapılmamak lazım. Ekonomi, enerji politikalarımızı şimdiye kadar olduğu gibi gerçekçi varsayımlara dayandırmamız lazım" dedi.
OPEC'in haziran ayında düzenlenecek bakanlar kurulu toplantısıyla ilgili ise Birol, üye ülkelerin sözcülerinin yaptığı açıklamaların çok büyük bir değişikliğe gideceği izlenimini vermediğini söyledi.
Birol, bunun o ülkelerin vereceği bir karar olduğunun altını çizerek, "Fiyatların şu anda 70 dolarlara dayanması herhalde üretici ülkeler tarafından poziitif bir gelişme olarak görülüyor. Toplantıda ne çıkar buna OPEC üyesi ülkelerin bakanları karar verecek" diye konuştu.
DOĞALGAZIN ÖNEMİ ARTACAK
Fatih Birol, IEA'nin raporlarında doğalgazın "altın çağa" girdiğini vurguladığına dikkati çekerek, doğalgazın özellikle elektrik üretiminde çok önemli bir rol oynayacağını ifade etti.
Bu önemin giderek artacağı öngörüsünde bulunan Birol, şunları kaydetti:
"Özellikle de ABD'den, Kanada'dan, Avustralya'dan gelen kaya gazının üretimindeki artış doğalgazın daha da cazip bir yakıt haline gelmesini sağlıyor. Doğalgazın önümüzdeki yıllarda öneminin daha da artacağını düşünüyorum. Türkiye'nin açısından bakarsak; Türkiye çok ciddi doğalgaz kaynakları olan ülkelere komşu bir ülke. Hem Kafkas hem Orta Asya'dan hem ileride Irak ve daha da ileride diğer bazı komşularımızla doğalgazı Avrupa'ya diğer ülkelere taşıma konusunda çok ciddi bir avantaja sahibiz. Doğalgaz maliyetlerinin çok büyük bir kısmı taşıma maliyetleridir, üretim maliyetlerinden ziyade. Taşıma maliyeti de uzaklıkla alakalı. Türkiye bu ülkelere nisbeten daha yakın olduğu için maliyetler açısından önemli bir opsiyon durumunda. Türkiye'nin bölgede siyasi istikrarı olan bir ülke olması da bölgedeki avantajını artırıyor."
Avrupa Birliği'nin (AB) Rusya ile gerilen ilişkilerinin enerji dünyasına yansımalarını değerlendiren Birol, AB'nin Rusya'ya son derece yüksek bir bağımlılığı olduğunu, AB ülkelerinin bunu çeşitlendirme yönüne gittiklerini belirtti.
Çeşitlendirmeye giderken de iki tercihleri olduğunu kaydeden Birol, "Birincisi yeni boru hatlarıyla Avrupa'ya gaz getirmek burada da Türkiye'nin Gürcistan'ın Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) projesinin ciddi bir rol oynayabileceğini de düşünüyorum. İkincisi de sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ile gaz ithal etmek. AB Komisyonu'ndaki meslektaşlarımla görüştüğüm zaman her iki konuda da AB'nin oldukça dinamik ciddi politikalar izleyebileceğini hem Türkiye'den geçebilecek olan boru hatlarıyla hem de LNG'nin gaz ithalatındakini payını artırarak Rus gazında belli bir azalışa gideceğini düşünüyorum. Bununla birlikte şunu demek lazım; orta ve uzun vadede Rusya hala Avrupa'nın çok önemli bir enerji partneri olmaya devam edecek" diye konuştu.
Türkiye'nin coğrafi olarak enerji merkezi olmak için son derece olumlu, önemli bir yerde olduğunu aktaran Birol, komşularında son derece ciddi petrol ve doğalgaz rezervleri bulunan aynı zamanda jeopolitik olarak da bu kadar da zor günler geçiren "Orta Doğu'da stabil bir ülke olmasının" Türkiye'nin şansını bu konuda artırdığını dile getirdi.
YA O YA BU DURUMU YOK
Fatih Birol, Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali Akkuyu projesi hakkında ise nükleer enerjinin Türkiye için olmazsa olmaz bir opsiyon olduğunu ifade etti.
Hem Türkiye'nin enerji güvenliği açısından hem iklim değişikliğiyle ilgili Türkiye'nin atacağı adımlar açısından bunun önemli olduğunu vurgulayan Birol, "Nükleer enerji, karbondioksit emisyonu çıkarmayan nadir enerji türlerinden biri hem de genelde Türkiye'nin bölgede ve dünyadaki genel ağırlığı açısından olmazsa olmaz bir opsiyon" dedi.
Nükleer enerjiden ziyade rüzgar, güneş gibi yenilenebilir enerjiye yatırım yapılp yapılmaması gerektiği konusunda ise Birol, şunları kaydetti:
"Türkiye'de 'ya o ya bu' değil, 'hem o hem bu' durumundayız. Türkiye'nin enerji talebi ciddi olarak artıyor. Avrupa'daki hiçbir ülkede olmadığı şekilde artıyor. Tabii bu da neden oluyor nüfusumuz artıyor, ekonomimiz güçleniyor. Ülke giderek modernleşiyor. Bu bakımdan ülkenin hem rüzgara, hem güneşe, hem jeotermal enerjiye, hem de nükleer enerjiye ihtiyacı var. Hepsinden kullanmamız gerekiyor. Tabii bunları kullanırken de ekonomideki maliyetleri son derece önemli."
Lüks elektrikli araba üreticisi Tesla'nın açıkladığı yeni ürünü evler için ürettiği batarya "powerwall" hakkında ise Birol, bu ve buna benzer teknolojik gelişmelerin oldukça önemli olduğunu vurguladı.
Birol, buradaki en önemli faktörün bu yeni teknolojik gelişmelerin maliyetleri açısından mevcut olduğunu belirterek, "İçten yanmaya dayalı motorlu arabalarla ekonomik olarak başa çıkabilmesi bu bakımdan da güzel bir başlangıç ancak ileride daha katedecekleri epey bir yol var" ifadelerini kullandı.