Güncelleme Tarihi:
BU bölümü yazarken dinlediğim “Gangnam Style” isimli şarkının videosu, youtube’da düne kadar tam 2 milyar 418 milyon 643 bin 266 kişi tarafından izlenmişti. Güney Koreli şarkıcı Park Jae-Sang, kısa adıyla PSY, bu başarısıyla Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başardı. Şarkıda adı geçen Gangnam, Seul’de bir semtin adı. Kentin güneyinde yeni kurulan semt, şarkıda dikkat çekilen yaşam stili ile zenginleşen ülkenin kültürel değişimin sembolü haline gelmiş durumda. Gökdelenleri ile, barlarıyla, restoranlarıyla, beyaz yakalılarıyla New York’un ünlü semti Manhattan’ı andırıyor.
ESKİ VE YENİ İÇ İÇE
Güney Kore ekonomisinin başarısını anlattığım ilk iki bölüm konusunda CHP’li İlhan Kesici’den bir mesaj aldım. Sayın Kesici, Kore’nin başarılı bir Amerikan projesi olduğuna dikkat çekmiş. Doğrudur, ABD, Türkiye dahil bir çok gelişmekte olan müttefikini aynı projelerle ayağa kaldırmaya çalıştı ama Türkiye bugüne dek o tür fırsatları değerlendiremedi. Bugün paylaşacağım günlük yaşama dair izlenimler de Kesici’nin Kore ile ilgili tespitini doğrular nitelikte.
Ekonomisiyle, Başkanlık sistemiyle, eyaletleriyle, hukuk devleti ilkelerine katı bir şekilde bağlılıklarıyla, farklı inançların birarada özgürce yaşamasıyla tam bir Amerikan prototipi olan Güney Kore, sosyal ve kültürel alanda da ABD’nin izinde. Bir taraftan yerel kültür korunuyor, diğer tarafından Popüler bir Kore kültürü inşa ediliyor. Seul tiyatrolarında Brodway müzikalleri ile birlikte Geleneksel Kore dans gösterilerini görmek mümkün. Güney Kore’de gökdelenlerin arasında tarihi sarayları, Bukchon Hanok gibi tarihi mahalleleri görmek de mümkün.
K-POP VİRÜS GİBİ YAYILIYOR
Türkiye’de Kore dizilerini internetten izleyen geniş bir hayran kitlesi olduğunu biliyor musunuz? Lise çağındaki çocuklarımızdan bu dizileri izleyerek Korece öğrenen örnekler var. Kore popu da dünyada hızla yaygın ve K-Pop denilen müzik akımı dünyada yayılmasını sürdürüyor. Hal böyle olunca Kore de yeni bir turizm varış noktası olma yolunda ilerliyor. Yılda Kore’ye gelen turist sayısı 10 milyonu geçmiş durumda.
MEHMETLERİN GEÇİDİ
Seul’deki savaş müzesi Kore’nin savaş tarihinden izler taşıyor. Bir bölüm de 1950-1953 tarihleri arasında yaşanan savaşa ayrılmış. Müzenin girişindeki uzun geçitte, Kore savaşında ölen yabancıların isimleri yazılı. ABD’den sonra en fazla isim Türkiye bölümünde var. Malum, Türkiye bir piyade tugayı ile savaşa katılmıştı. Kore savaşı için 17 Ekim 1950’den itibaren bu ülkeye giden Mehmetçik sayısı 14 bin 936 olmuş. 724 mehmetçik cephede şehit olmuş. 2 bin 68 mehmetçik ise yaralanmış. Eski asker olan müze rehberi, Türklerin savaşa katkısının hayati olduğunu gözleri dolarak anlattı.
Sınırdaki iki köprünün sırrı
GÜNEY ile Kuzey arasında herhangi bir geçiş yok. Bu nedenle iki taraf arasındaki tüm temaslar BM tarafından kontrol edilen ‘silahsızlandırılmış bölge’de gerçekleşiyor. İngilizce kısaltması DMZ olan bu bölge, Seul yarımadasının doğusundaki Sarı Deniz kıyısından başlayıp, batısındaki Japon Denizi kıyısında biten 4 km genişliğinde 240 kilometrelik bir hattı kapsıyor ve ilgili otoritelerden izin almak kaydıyla siviller tarafından da ziyaret edilebiliyor.
Güney Kore’den DMZ’e ilk geçiş noktası BM Destek Grup Komutanlığı Kampı’nın girişi. “Hepsinin önünde” denilen bu alanda ilk pasaport kontrolünü Güney Koreli askerler yapıyor. Bu geçiş noktasının ardından girilen askeri bölgede bir süre ilerledikten sonra “İnek köprüsü” denilen bir köprüden geçiliyor. Köprünün bu ismi almasının nedeni ilginç bir hikaye. Ülke bölündükten sonra güneyde kalan bir çiftçi, uzun ve çetin görüşmelerden sonra yaklaşık bin sığırını bu köprüyü kullanarak Kuzey’e geçiriyor. Bölünmeden sonra bu köprüden geçen ilk canlılar inekler olduğundan ismi ‘İnek köprüsü’ olarak kalıyor.
Köprüyü geçtikten sonra Ortak Güvenlik Alanı’na giriliyor. Önemli diplomatik toplantıların yapıldığı bu alan bazı talihsiz olaylar nedeniyle ikiye bölünmüş durumda. Kuzey ile Güney arasında 7 adet konferans kulübesi var. Bunlardan üçü BM tarafından kontrol ediliyor ve 4’ü de Kuzey Kore’nin kullanımında. Kulübelerin yarısı Kuzey’de yarısı güneyde. Mavi Kulübelere iki taraftan da girilebiliyor. Tam ortasından sınır çizgisi geçen bu kulübelere girenler, fiziki olarak sınırı da geçmiş oluyor. Güney Kore, kendi tarafından gelen ziyaretçilere katı yasaklar uyguluyor. Kuzey’in askerleriyle ya da ziyaretçileriyle göz teması bile kurulmaması isteniyor. Kuzey Kore askerleri zaman zaman sınır çizgisinin yanında nöbet tutuyor.
4 km genişliğindeki silahsız bölgenin ortasında Kuzey ile güney arasında bir köprü var. Amerikalılar bu köprüye ‘No return köprüsü’ adını takmış. Yani ‘geri dönüş yok’ köprüsü.. Çünkü, savaştan sonra Kuzey ile Güney arasında mülteci takası yapıldığında bu köprüden geçenler bir daha geri dönememiş.
Sınırdaki fabrika ve iki köy
GÜNEY Kore, Kuzey Kore sınırındaki bir fabrikayı hala açık tutuyor. 4 bin Kuzey Koreli işçi bu fabrikalarda çalışıyor ve her işçiye 400 dolar maaş ödeniyor. Maaşlara Kuzey yönetimi el koyuyor. DMZ sınırları içinde ayrıca iki ayrı kasaba var. Kuzey’in kasabası Güneyliler tarafından ‘Propaganda köyü’ olarak adlandırılıyor. 160 metre yüksekliğinde bir bayrak direği ve ağırlığı nedeniyle dalgalanmayan bir bayrağı var. Köydeki mavi çatılı evlerin tamamının boş olduğu iddia ediliyor. Güneydeki köyde ise 250 kişi yaşıyor. Pirinç üretiyorlar ve Güney Kore devleti halkın köyde yaşamasını teşvik için ürünlerinin tamamını yüksek fiyatla satın alıyor.
Kuzey kapalı kutu
BİLİNENİN aksine Kuzey Kore’ye seyahat mümkün. 2010 yılından itibaren ABD vatandaşları dahi Kuzey Kore’ye seyahat edebiliyor. Sadece Kore Cumhuriyeti (Güney Kore) pasaportu taşıyanlar ile biz yabancı gazetecilerin seyahat etmesi yasak. Gazeteci olduğunuzu saklasanız dahi, Kuzey Kore yönetiminden izin alarak bu ülkeye gruplar taşıyan tur şirketleri, ülkeyle ilgili fotoğraf yayınlama ve yazı yazma konusunda çok katı kurallar koymuş durumda.
Türk vatandaşlarının Kuzey Kore’ye gitmek için vize alabileceği en yakın Konsolosluk Bulgaristan’da. İngiliz Koryo Tur gibi şirketler, Pekin’de topladıkları müşterilerini, uçakla Pyong Yang’a götürüyor. Çinliler, Ruslar ve Japonlar da Kuzey Kore’nin ziyaretçileri arasında geniş yer tutuyor.
İzin verilen yerler dışında fotoğraf çekmediğiniz, rehberlerin belirlediği gezi rotalarından çıkmadığınız, Kuzey Kore liderini eleştirmediğiniz sürece son derece güvenli bir seyahat yapabilirsiniz.