Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2001 00:00
NEW YORK'taki Dünya Ticaret Merkezi'nin ikiz kuleleri ile Pentagon'a uçaklı saldırı, resmi rakamlara göre 6 bine yakın insanın canını aldı.Saldırının ABD ekonomisine, ABD'li şirketlere verdiği zararın bilançosu ise gün geçtikçe artıyor. İş ‘‘ABD'nin Yeni Savaşı’’ haline dönüşünce, dünya ekonomisi de bundan nasibini alıyor.Sadece ikiz kuleler ve çevresi için kimi tahminlere göre 15-20 milyar doları, kimine göre de 40 milyar doları bulan sigorta faturası çıkacak.Şimdiden Munich Re ile Swiss Re'nin beli büküldü. Çünkü, ikiz kulelerin sigorta yükü ağırlıklı olarak bu iki şirketin üzerinde.New York Borsası ile Nasdaq, geçen hafta tarihi düşüş yaşadı. Sonuçta Wall Street'teki hisselerin toplam değer kaybı 1.4 trilyon doları buldu.Saldırının yarattığı ortamdan en büyük darbeyi yine başta ABD'liler olmak üzere havayolu şirketleri yedi.Özellikle ABD'li havayolu şirketleri ardarda işçi çıkartma planlarını açıkladı. United Airlines 20 bin, US Airways 11 bin, Continental 12 bin, America West 2 bin ve American Trans Air 1500 kişiyi işten çıkardığını veya çıkaracağını duyurdu.Bunlara uçak üreticisi Boeing de 30 bin kişiyi çıkarma planıyla eklendi.Sonuçta ABD'de havayolu şirketleriyle Boeing'in çıkardığı veya çıkarmayı planladığı işçi sayısı bir hafta içinde 100 bine yaklaştı.Bu haberleri sayfamızda kullanırken bir soru kafama takıldı.Bir kriz bu kadar büyük bir hızla, yani bir haftada 100 bin çalışanın işsiz kalmasına yol açacak kadar hızlı yayılabilir mi?Kafama takılan bu soruyu Kokpit yazarımız Uğur Cebeci'ye ziyarete gelen Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Yusuf Bolayırlı'ya sordum.ARKADA DEVLET YOKBolayırlı, konumu gereği isim vermeden, bazı ABD'li havayolu şirketlerinin yaşadığımız kriz öncesinde sıkıntıya girdiğini hatırlattı.Tamam, bazıları daha önceden sıkıntıya girmiş olabilir, ama bir hafta gibi kısa bir sürede 100 bin kişiyi işsiz bırakabilecek bir refleks gerçekten doğru muydu?Yusuf Bolayırlı'nın buna yanıtı da şöyle oldu:‘‘Bakın, ABD'deki şirketlerin hepsi özel. Arkalarında devlet yok. Çoğu bütün planlarını yüzde 70-80 doluluk oranlarına göre yapmış durumda. Bu oran İkiz Kuleler'e saldırı sonrasında çok düştü. (Gelen
haberler oranın yüzde 30'a kadar indiğini gösteriyor.) Bu durumda başka çareleri yok. Hem uçak sayılarını, hem çalışan sayılarını bu dönemde düşürmek durumundalar. Uçakların bağlı kalması, her dakika zarar yazar. ABD'deki şirketler ayakta kalmak için hızla personel giderini, benzeri harcamalarını azaltmaya çalışıyorlar. Eğer devlet yardım etmezse, büyük bölümü yok olup gider.’’Bu arada hatırlatalım, ABD Kongresi 2.5 milyar dolardan başlayıp, kendi havayolu sektörüne 15 milyar dolara varan yardımı gündeminde bulunduruyor. Bunun 8 milyar dolarlık bölümü de karara bağlanmış durumda.Neyse, döndük THY'ye. Yusuf Bey'e, ‘‘Peki kriz THY'yi nasıl etkiledi. Bizde de ABD'deki gibi olaylar yaşanır mı?’’ dedik.Yusuf Bey, THY'nin halka açık olmasının da verdiği titizliğe uyup, ‘‘Biz de kendimize göre bazı tedbirler alıyoruz. Öncelikle bazı uçuş noktalarımızdan bir dönem için vazgeçiyoruz. (Nitekim THY Miami'ye uçuşu durdurmaya karar verdi.) Bazı uçakları elden çıkarıyoruz’’ demekle yetindi.Terörle gelen savaş ortamı, kapitalist düzenin bir yüzünü yeniden tüm çıplaklığıyla ortaya koydu değil mi?Özel şirketler sıkışınca anında 100 bin kişiyi sokağa atıyor.Arkasında devlet olan şirketler nispeten direnebiliyor.Hangisi doğru, varın kararı siz verin...
button