Güncelleme Tarihi:
EMEKLİLİK şirketleri, Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) otomatik katılım uygulamasında, işveren katkısı olması halinde çalışanların sistemden çıkışlarının azalacağını savunuyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve Emeklilik Gözetim Merkezi’nin (EGM) ortaklaşa düzenlediği “Emekliliğiniz İçin Buluşuyoruz, Türkiye BES’leniyor Projesi” kapsamında Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ÇTSO) otomatik BES konuşuldu. Düzenlenen panele Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) Başkanı ve Allianz Yaşam Emeklilik ve Allianz Hayat ve Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, ÇTSO Başkanı İzzet Volkan, Meclis Başkanı Erdim Noyan ve Çorlu Ticaret Borsası Başkanı Yüksel Ertan konuşmacı olarak katıldı.
Taylan Türkölmez, 2017’nin başında başlayan otomatik BES’te, bugün itibariyle 15 milyon kişinin sisteme girişinin yapıldığını belirterek, “Kaç kişi kaldı diye baktığımızda, yaklaşık 5,1 milyon kişi sistemde kalmış durumda. Yani 10 milyon kişi, iki yıl içinde bu sisteme bir göründüler ondan sonra da çıktılar. İster bu çalışanların işverenleri olsun, ister biz emeklilik şirketleri olsun çalışanlarımızın sistemde kalmalarını sağlayamamış durumdayız” dedi.
2019’DA YENİDEN GİRECEKLER
Türkölmez, BES’te toplam 85 milyar TL’lik fon birikimine ulaşıldığını, otomatik BES’te ise 4 milyar liralık fon büyüklüğü oluştuğunu ifade ederek, katılımcı sayısına bakıldığında gönüllü sistemde 15 yılda 7 milyon katılımcıya ulaştıklarını, otomatik katılımda ise çıkışlar olmasına rağmen iki yılda 5 milyon gibi bir katılımcı sayısına ulaşıldığını kaydetti.
Taylan Türkölmez, otomatik katılımda son safhaya gelindiğini ve 2019’un Ocak ayında 5-9 çalışanı olan şirketlerin sisteme gireceklerini, böylece 400 bin şirketin sisteme alınacağını belirterek, sistemin iki yıla yayılmış birinci safhasının biteceğine dikkat çekti. Taylan Türkölmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sonra ikinci boyut başlıyor; o da 2019’un Nisan ayında. Otomatik BES’te sisteme girdikten iki yıl sonra sistemden çıkmış olsanız bile size sorulmadan tekrar sisteme alınacaksınız. Bugüne kadar sistemden çıkan 10 milyon kişinin 6 milyonu Nisan 2019’da tekrar sisteme dahil edilecek. Dahil edilirken de çalışanlara sorulmayacak; mevzuat bunu ön görüyor. Emeklilik şirketine diyor ki bunu bu şekilde yapmanız gerekiyor. Biz emeklilik şirketleri olarak da bunu yerine getireceğiz.”
İŞVERENE YÜK BİNMESİN
ÇTSO Başkanı İzzet Volkan, toplantıda yaptığı konuşmada, otomatik BES’in çok iyi anlatılamadığını belirterek, “Başlarda zorunlu kelimesi ile algılandığı için algı bence çok doğru yönetilemedi. Sistem yatırım kadar tasarrufu da destekleyen ve çok küçük rakamlarla bile ciddi getiri olabilecek bir sistem” dedi.
İzzet Volkan, emeklilik şirketlerinin, gündeme getirdiği işveren katkısını da değerlendirerek, “Devlet yeterli desteği veriyor. İşveren de tabii ki, taşın altına elini koyacaktır ancak şu an işverenin üzerindeki yük çok fazla. Başka fonlardan desteklenerek, işverenin üzerine yük getirmeden bir model geliştirilebilir. Yani yükü paylaşayım” şeklinde konuştu. Volkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nisan ayında daha önce sistemden çıkmış ve yeniden girecek 6 milyon kişiden bahsediliyor. Bu kişiler zaten sistemi terk etmiş, yine çıkma potansiyeli var. Eğer biz sistemi doğru biçimde anlatırsak doğru sonuca ulaşır.”
Yüksel Ertan, BES’in tarım kesiminde çok fazla özendirilmediğine değinerek, şu açıklamaları yaptı: “BES’in ilk çıktığı günden bu yana otomatik katılım da dahil çok iyi anlatılamadı. Yüzde 25’lik devlet katkısında bile insanların kafası karıştı; bir senede mi alacağım, her sene mi alacağım diye. Çiftçi birikimini ve tasarrufunu alacağını bilirse tasarruf yapar.”
Erdim Noyan, Türkiye’de tasarruf bilincinin oluşturulması gerektiğini belirterek, “Bireysel emekliliği uygulayan ülkelerde hem halkın hem de devletin refah seviyesi yüksek. Dolayısıyla bizim burada sihirli kelimemiz tasarruf” dedi.
İŞVEREN KATKISI ÇIKIŞLARI AZALTIR
EGM Başkanı Taylan Türkölmez, otomatik BES’in sadece Türkiye’ye has bir uygulama olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Tüm dünyadaki örneklerine baktığınızda otomatik katılım sistemi işveren katkılıdır. Bizdeki ise değil. Bu çok önemli bir fark ve tecrübeler işveren katkısı ile kalıcılığın sağlandığını gösteriyor. Ancak bizim işverenlerimizin ne tür zorluklar içerisinde çalıştıklarını biliyoruz. Böyle bir ortamda işveren katkısı dediğimizde ek bir yük geliyor. Aslında işverenlere ek yük getirmeden de otomatik BES’te işveren katkısını başlatabilmenin yolları var. Örneğin, sosyal güvenlik sistemine yapılan katkılardan ya da işsizlik sigortasına yapılan katkılardan küçük bir payın işveren katkısı olarak otomatik BES’e aktarılması sağlanabilir. Dünyada bunun örnekleri var. Bu bir devlet desteği gibi algılanabilir; doğru, ama biz illa da çalışandan kesildiği gibi işverenden de yüzde 3 kesilsin demiyoruz. İşveren katkısı 1,5 ile de başlayabilir, yüzde 1 ile de başlayabilir.”