Güncelleme Tarihi:
Bir zamanlar Türkiye'nin turizm yıldızı olan Turing, bugün batmak üzere. Vergi borçları karşısında pes eden, önemli tesisleri Büyükşehir Belediyesi tarafından geri alınan kurum, elinde kalanları satmaya çalışıyor.
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu 1923'te Türk turizminin canlandırılması için dönemin Milletvekili Reşit Saffet Atabinen tarafından dernek olarak kuruldu, 1930'da Bakanlar Kurulu kararıyla ek gelirlere kavuşturuldu.
1930'dan itibaren ülkeye giriş-çıkış yapan ve yurt dışına gönderilen tüm otomobillere derneğin triptik belgesi vermesine karar verilir. Triptik, otomobilleriyle yurda giren veya çıkan turistlere gümrük vergisi karşılığı verilen belgedir. Bu belgeyi taşıyan turist otomobillerinin, karşılıklı olarak bu rejimi kabul etmiş devletlerin sınırlarından hiçbir resim vermeden geçmesi sağlanır. Türkiye 1930'da ‘‘Uluslararası Turizm ve Otomobil Birliği’’nin triptik kurallarını kabul etmiştir.
Turing böylece düzenli bir gelire kavuşur. Topladığı triptik vergilerini devlet ile paylaşan Turing gelirinin büyük bölümünü de Türk turizminin canlandırılmasına harcar. Köşk restorasyonları, otel ve lokanta işletmeciliği gibi turistik işlere muazzam paralar harcar.
Kapıkule'deki cami dedikodusu
Ancak 80'lerin başında Turgut Özal'ın iktidara gelmesiyle hükümet ile ilişkileri bozulur.
Gerginlik, bir söylentiye göre Kapıkule yüzünden ortaya çıkar. Kapıkule Gümrüğü'nün işletmesi 70'lerde Turing'e bağlanır. Kurum, iki geçiş kapısı bulunan yeri onlarca kapının çalıştığı bir gümrük kapısına dönüştürdükten sonra çevreyi de güzelleştirmeye başlar. Ancak Özal iktidarı bu hizmetlerin Gümrük Kapısı'na yapılacak bir camiyle taçlandırılmasını isteyince herşey tepetaklak olur. Turing öneriyi geri çevirir.
Turing bu ihtilafın ardından elindeki yetkileri de yitirmeye başlar. Önce gümrük kapıları gider. Ardından Adnan Kahveci'nin Maliye Bakanı olduğu dönemde Turing'in elindeki yurt dışından gelen araçlardan triptik vergisi toplama yetkisi alınır. Ülkeye araç girişi serbest bırakılmıştır. Kurumun elinde bir tek ülke dışına çıkan araçlardan triptik vergisi kalır.
Turing'in yetkileri budanıyor
O sırada vergi davaları da başlar. Çünkü Turing, 65 yıl vergi dışı sayıldıktan sonra, 1988'de yazılan bir teftiş raporunda vergi sistemi dahilinde bulunması gereken bir kurum olarak gösterilmiştir. Maliye Bakanlığı, bu raporun ardından, kuruma vergi tahakkuk eder ancak Turing'in itirazı üzerine konu mahkemeye gider. Turing açtığı davanın hem Vergi Mahkemesi aşamasını, hem de Danıştay aşamasını kazanır.
Fakat ertesi yıl Maliye Bakanlığı Turing için yine tahakkukta bulunur ve yine mahkemeye gidilir. Turing aynı mahkemeleri ikinci kez kazanır. Ancak Maliye azimlidir. Üçüncü yıl yeniden tahakkukta bulunurlar. Yine davaları kaybeder.
Hukuk tarihine geçen karar
Maliye Bakanlığı dördüncü yıl aynı konuda verilmiş üç Danıştay kararı ve üç vergi mahkemesi kararına rağmen yine tahakkukta bulunur. Turing bu aşamayı yine kazanır. Ama Danıştay bu sefer bir sürpriz yapar.
Daha önce aynı vakayı görüşüp üç tane aynı doğrultuda karar çıkartan Danıştay 4. Dairesi, dördüncü sene aynı vaka, aynı argümanlar, aynı taraflarla görülen davada, daha önceki senelerde verdiğinin tam tersi bir karar çıkarır. Turing dördüncü turda dava maratonunu kaybeder.
Büyükşehir geri alıyor
O sırada 1994 yerel seçimlerinde İstanbul belediye başkanlığını Refah Partisi'nden Tayyip Erdoğan kazanır. Belediye, kendisine ait olan, Turing'e kiraladığı köşklerin hepsini geri alır.
Kurum elindeki gelir kapılarını da yitirmektedir. 1994'ten sonra bir türlü belini doğrultamaz. Dördüncü davayı kazanan Maliye Bakanlığı kurumdan, mahkeme kararından önceki son beş senenin vergilerini faizleriyle ister. Yüzde 172 faiz oranıyla kurumun vergi borcu bir anda 250 milyara ulaşır. Kurumun verdiği her taksit ancak borç faizini karşılamaktadır.
Turing elde ne var ne yok satmaya başlar. İçinde eskiden işlettiği köşklerin tablolarının, özel eşyaların da bulunduğu antika koleksiyonu açık artırmaya çıkarılır. Restorasyon projeleri durdurulur. Gayrimenkuller satışa çıkarılır. Bir zamanlar Türk turizminin lokomotifi olan dev kuruluş batacağı günü beklemeye başlar.
Çelik Gülersoy Saroz yolcusu
On yıldır sürekli kan kaybeden Turing herkes tarafından terkedilmeş. Öyle ki, Turing'in Başkanı Çelik Gülersoy'un randevu saatleri dışında telefonlara cevap veren bir yetkili bile bulmak imkansız. Ancak İstanbul'dan ayrılıp Saroz Körfezi'nde bir çiftlik evine yerleşmeye karar veren Çelik Gülersoy da bir bakıma Turing'i terkedenler kervanına katılıyor. Turing'in çeşitli kademelerinde görev aldıktan sonra 1977'den itibaren Başkan olan Gülersoy, şüphesiz kurumun bugünkü haline en fazla üzülen kişi. Yıllarca iğneyle kuyu kazar gibi çalışıp bugünlere getirdiği kurumunun bu hallere düşmesi İstanbul'u terk kararında rol oynamış. Görüşmemiz sırasında kendisini arayan ve randevu talep eden İstanbul Defterdarı'na iki taraf için de orta yer denilebilecek bir yerde randevu verdikten sonra randevu talebinin büyük ihtimalle vergi cezaları için sıkıştırma çalışmalarının bir parçası olduğunu söylüyor. En büyük kırgınlığı ise hükümete. Yıllarca Türkiye'nin tanıtımı için çalıştığını söylüyor. Başbakanlık Tanıtma Fonu'undan Turing'e yardım yapılmasını istiyor. ‘‘En azından bunu hakettik’’ diyor Gülersoy.