Güncelleme Tarihi:
AVRUPALI ve Asyalı rakiplerinden daha pahalı üretim yaptıklarını belirten hazırgiyim ve ayakkabı sektörleri, ortak bir toplantı düzenledi. Toplantının ana konusu üretim maliyetlerindeki artış oldu. Türkiye’de üretilen bir ürünün rakip ülkelerde daha ucuza üretilmesinin ihracatçıya yaşattığı sipariş kayıplarına dikkat çekildi. İhracatta daralma yaşayan sektör, iç piyasada ise vatandaşın temel ihtiyaç görmediği bu ürünlere yönelik talebini kısmasıyla zorda. Temmuzda Birleşmiş Markalar Derneği’nin (BMD) temsil ettiği 514 markanın yüzde 66’sının adet bazlı satışları hazirana göre geriledi. Bu düşüş ayakkabı markalarıda yüzde 85’i buldu. Geçen yılın ilk yarısında 731 milyon dolar olan ayakkabı ihracatı ise bu yılın ilk yarısında 630 milyon dolara geriledi.
Bir araya gelen BMD Başkanı Sinan Öncel, Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten ve Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, perakendecilerin bir ‘dip dalga’ yaşadığını; bundan çıkabilmek için hammadde ve yarı mamul ithalatında uygulanan ek vergi oranlarının düşürülmesini talep etti.
BİR ÇİFT AYAKKABIDA 4 DOLARLIK FARK
TASD Başkanı İçten, “Girdi maliyetleri ile kur arasındaki makas giderek açıldığı için fiyat tutturamıyoruz. Bu nedenle rakiplerimize göre çok pahalı kaldık. Örneğin bir çift spor ayakkabı için kullanılacak malzemeyi hesapladığımızda, Çin ile Türkiye arasında 3.9 dolarlık fiyat farkı oluşuyor. İşçilik ve diğer maliyet kalemlerini eklediğimizde fark çok daha açılıyor” dedi. Bu durumun sadece ihracatı değil, Türkiye’de üretime başlamak isteyen yabancı yatırımcıyı da etkilediğini vurgulayan İçten, son dönemde küresel bir spor markasının Türkiye’de üretim yapması için çaba sarf ettiklerini ancak henüz sonuç alamadıklarını ifade etti.
‘VERGİ AZALIRSA FİYAT %25 DÜŞER’
İçten’in aktardığına göre, ayakkabı üretimi için gerekli 5 bin dolarlık bir hammadde, vergiler sonrası 12 bin 245 dolara yükseliyor. “Çin’in 5 bin dolara aldığı ham maddeyi biz 12 bin dolara alıp kesmeye, dikmeye başlıyoruz. Bu makas artarak devam ediyor. Rekabet etme şansımız kalmadı” diyen İçten, vergi yükünde hafifleme olursa bunun tüketici fiyatlarını da aşağı çekeceğine işaret ederek “Malzeme ve ham madde fiyatlarındaki yüksek koruma önlemlerinin makul seviyeye indirilmesinin, bitmiş üründe en az yüzde 25’lik fiyat farkını sağlayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
BİR YILDA 110 BİN ÇALIŞANI ETKİLEDİ
Sanayicinin hem iç hem dış piyasada yaşadığı zorluklar, fabrikaların üretim kapasitelerinde ve istihdamdaki kayıplarını da hızlandırdı.
Deri ve ayakkabı sanayide kapasite kullanım oranı 2022 Temmuz’da yüzde 69.1, 2023 Temmuz’da yüzde 67.5 iken 2024 Temmuz’da yüzde 61.7’ye düştü. 2023’te 350 bin kişiye istihdam sağlayan sektörün bu yıl sağladığı istihdam 240 bin kişiye geriledi.
TGSD Başkanı Kaya da hazırgiyimde son bir yılda 65 bin kişilik istihdam kaybı olduğunu; bu rakamın iki yılda toplam 110 bin kişiye ulaştığı bilgisini verdi.
ALTI ORTAK TALEP
Kaya, “Kârsızlıkla karşı karşıyayız. Talepteki düşüş, enflasyondaki artışla döviz kurundaki artış arasındaki dengesizlik, hammaddelerin yükselmeye devam etmesi... Sermayelerimizin sınırlı olduğunu da unutmamak gerekiyor. Kamunun destekleyici politikalar geliştirmesinin toparlanma sürecini hızlandıracağına inanıyoruz” dedi.
Kaya, sektörler olarak kamudan öncelikli ortak beklentilerini ise şöyle sıraladı: ‘Bölgesel asgari ücret uygulamasına geçilmesi’, ‘asgari ücret desteği verilmesi’, ‘sektörün dört-beş yıllık dönüşüm sürecini finanse edebilmesi için uygun koşullarda orta vadeli krediler sağlanması’, ‘ihracatta özel kur uygulamasına geçilmesi’, ‘sektörümüzü etkileyen ithalatta yüksek koruma önlemlerinin kademeli olarak azaltılması ve kaldırılması’ ve iş gücü maliyetleri üzerindeki SGK yüklerinin azaltılması’.
BMD: KİRALARDA 4 KAT ARTIŞ İSTENİYOR
MARKALAR için işçiliğin yanı sıra kira ve ortak alan giderleriyle ham maddenin en önemli maliyet kalemlerini oluşturduğu bilgisini veren BMD Başkanı Sinan Öncel, “Fahiş kira artış talepleriyle karşı karşıyayız” dedi. “10 uzama yılı sona eren kontratlarda 4-5 kat kira artış talepleriyle karşılaşıyoruz” diyen Öncel, “Kabaca 400 bin TL olan kiranın 1.6 milyon TL’ye yükseltilmesi gibi talepler duyuyoruz” diye konuştu. Son bir yılda kiraların dolar bazında yüzde 32.11 artığını, ciro kirasının uygulandığı mağaza için rayiç bedel üzerinden uyarlama davası açılmaması gerektiğini söyleyen Öncel, şöyle devam etti: “Çünkü fahiş kira artış talepleri ve ham madde ithalatında uygulanan yüksek vergiler başta olmak üzere tüm maliyet artışları er veya geç fiyatlara yansıyor ve enflasyonla mücadeleyi olumsuz etkiliyor.”