Güncelleme Tarihi:
AKBANK Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, son dönemde özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya yönelik eleştirileri ile gündeme gelen faiz tartışmasına ilişkin, “Aslına bakarsanız bankalar düşük faiz ister. Düşük faiz ile birlikte ekonomi ne kadar büyürse, talep ne kadar artarsa bankaların kârı da o kadar artar” değerlendirmesinde bulundu. Bankaların kârının yüksek faiz ortamında düştüğüne ve düşük faiz ortamında da arttığına dikkat çeken Binbaşgil, büyüme hızı ve sektöre yönelik düzenlemelerin getirdiği maliyetlerin de bankaların kârlılığını etkileyen diğer iki önemli etken olduğunu vurguladı.
KÂRDA 2013’Ü YAKALAYABİLİRİZ
Akbank’ın davetlisi olarak katıldığımız dünyanın önde gelen finans yayınlarından Euromoney’nin Londra’daki ‘2014 Mükemmellik Ödülleri’ töreni öncesinde gazetecilerle bir araya gelen Binbaşgil, 2013’te yüzde 5.1 artışla 24.7 milyar TL kâr elde eden ancak 2014’ün başından bu yana yaşadığı ciddi düşüşle gündeme gelen Türk bankacılık sektörünün kârlılığı için iyimser konuştu. Yılın ilk çeyreğinde faizlerdeki artışla birlikte bankaların kârının azaldığını kaydeden Binbaşgil, tekrar düşüşe geçen faiz ortamında banka kârlarının da artmasının beklendiğini söyledi. 2014 ikinci çeyrekte kârların aşağı yukarı ilk çeyrek ile aynı seviyede olacağının öngörüldüğünü belirten Binbaşgil, “Yılın kalan kısmında faizlerin biraz daha düşmesi ve büyümenin de ilk çeyrekteki gibi iyi gelmesi durumunda bankacılık sektörünün kârının 2013 ile aynı seviyede olmasını bekleyebiliriz” dedi.
ENFLASYON İLE İLİŞKİ ÖNEMLİ
“Merkez Bankası’nın faiz politikasına ilişkin eleştirileri bir banka yöneticisi olarak nasıl izliyorsunuz” sorusununa ise Binbaşgil, şöyle cevap verdi: “Biz teknik kişiler olarak olaya matematiksel bakıyoruz. Ankara’nın elindeki veriler bizde yok. En fazla veri Merkez Bankası’nda. Onların elindeki veri bizde olmadığı için hangi faiz seviyesinin doğru olduğu konusunda benim bir yorum yapmam zor. Ancak bizim için atılan adımların sürdürülebilir olması önemli. Faiz kararları sürdürülebilir büyüme için önemli. Hepimiz düşük faiz istiyoruz ama bunun sürdürülebilir olması enflasyon seviyesi ile paralel gidiyor. Şunu da belirtmek lazım ki özellikle global ekonomide azalan likidite ortamında artık negatif reel faiz pek mümkün görünmüyor.”
5’inci kez ‘En İyi Banka’ seçildi
EUROMONEY tarafından düzenlenen ‘2014 Mükemmellik Ödüllerinde Akbank Türkiye’nin En İyi Bankası’ seçildi. Londra’daki törende değerlendirmelerde bulunan Hakan Binbaşgil, son on yılda bu ödülü beşinci kez kazanarak önemli bir başarıya imza attıklarını söyledi. Euromoney ödülünün son derece prestijli bir ödül olduğunu belirten Binbaşgil, “Bu ödülü bize 2013 rakamlarına göre verdiler. Gelirlerimizi etkilese de Akbank olarak makro ihtiyati tedbirlerle uyumlu gittik. 2013 yılında sektör yüzde 19 büyürken bizim KOBİ, ticari ve kurumsal kredilerimiz yüzde 31 büyüdü. Kredi kartlarında da eskiden yüzde 35 büyürken, bunu yüzde 5’e düşürmüşüz. Bunu bilinçli olarak yaptık” dedi. Bankanın müşteri odaklı olma konusunu çok önemsediklerini belirten Binbaşgil, her gün mutlaka Akbank’ın değişik şubelerinden hizmet almış 850 müşteriyi bağımsız bir şirkete arattırıp, fikirlerini öğrendiklerini söyledi.
Önlemler olumlu sonuç veriyor
İÇ tüketimin azaltılması tedbirleri kapsamında bankacılık sektörüne yönelik olarak alınan makro ihtiyati tedbirlerden genel ekonomik göstergelerde olumlu sonuçlar alınmaya başlandığını kaydeden Hakan Binbaşgil, şöyle konuştu: “Bankaların gelirlerinde azalmaya neden olsa da uzun vadede ülke ekonomisine katkı sağladığı için biz bu önlemleri destekliyoruz. Örneğin 2014 ilk çeyrekteki yüzde 4.3’lük büyüme oldukça iyi bir sonuç. Üstelik çok da kaliteli bir büyüme çünkü ihracat ağırlıklı bir performans. Bunun dışında bankacılık sektöründe mevduatın vadesi uzamaya başladı. Çok büyük farklar yok ama uzama trendine girmesi de iyi haber. Bu yıl ilk 6 ayda tüketici kredileri sadece yüzde 5.2 büyürken ve kredi kartlarında da yüzde 7.9 küçülme görülürken, TL ticari krediler yüzde 11.9, yabancı para ticari krediler de yüzde 5.2 büyüdü. Bütün bunların sonunda cari açıkta önemli bir iyileşme oldu. Ayrıca dış finansman koşulları ve tasarruf oranında da iyileşme gözleniyor.”
Cumhurbaşkanlığı seçim ortamı beklendiği gibi
BANKACILIK sektörüne ilişkin değerlendirmesinde olumlu tablonun yanı sıra bazı risklere de dikkat edilmesi gerektiğini belirten Hakan Binbaşgil, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yapabileceği hızlı bir faiz artırımı, Euro Bölgesi’nde oluşabilecek deflasyon, Rusya-Ukrayna gerginliği, Çin’de büyümenin yavaşlaması, Ortadoğu’daki gelişmeler ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanabilecek olası sıkıntıları sıkı sıkıya takip edilmesi gereken global riskler olarak sıraladı. “İçeride her hangi bir risk görmüyor musunuz” sorusuna ise Binbaşil, Türkiye’de bir yıl içinde 3 seçimin olduğu bir dönemi daha önce hatırlamadığını ve durumun biraz tansiyon yarattığını söyledi. İçeride en büyük tansiyonun birinci çeyrekten sonra geride bırakıldığını düşündüğünü belirten Binbaşgil, “Eski tansiyonlu dönemlerin geride kaldı diye düşünüyorum. Bizim de piyasadan gözlemlediğimiz, yatırımlar, talep artmaya başladı. Piyasalar hareketlendi. Cumhurbaşkanlığı seçim atmosferinin de piyasaların beklentisi doğrultusunda geçtiğini düşünüyorum” diye konuştu.