Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2006 00:00
Bilgi Toplumu Stratejisinin hayata geçirilmesinin, 30 yıl için yıllık ortalama istihdamda yüzde 0,6, işgücü verimliliğinde yüzde 1,4, GSMH’de de yüzde 2 artış sağlanacağı tahmin ediliyor. Yüksek Planlama Kurulu (YPK) tarafından kabul edilen ve 2006-2010 yılları arasını kapsayan Bilgi Toplumu Stratejisi ve bu stratejinin eylem planı, Resmi Gazetenin dünkü sayısında yayımlandı.
Bilgi Toplumu Stratejisinde, mevcut durum ve Türkiye’nin 2010 yılında bilgi toplumuna dönüşüm potansiyeli değerlendiriliyor. Stratejik öncelikler çerçevesinde de 2010 yılı için hedefler ve bu hedeflere ulaşmak için atılması gereken adımlar tespit ediliyor.
TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ: Stratejide, Türkiye’nin bilgi toplumuna dönüşümde "hazırlık" aşamasında olduğu
belirtilerek, bundan sonraki dönemde mevcut yetkinlik ve kaynaklarını etkin şekilde kullanması gerektiği vurgulandı. Stratejide, ülke potansiyeli "vatandaşlar", ’işletmeler", "devlet", "bilgi ve iletişim teknolojileri" ile "Ar-Ge ve yenilikçilik" açısından şöyle değerlendirildi:
Türkiye’de bilgisayar sahipliği ve internet kullanım oranları halen düşük seviyede. 2005 itibarıyla internet kullanan bireylerin toplam nüfusa oranı yüzde 13,9, genişbant abone sayısının oranı ise yüzde 2. AB ortalaması ise 2004 yılı itibarıyla, sırasıyla yüzde 47 ve yüzde 6,5. Türkiye’de hanelerin sadece yüzde 5,9’unda internete bağlı kişisel bilgisayar bulunuyor. Hanelerde internet kullanımının yaygınlaşmamasının başlıca nedenlerini, maliyet yüksekliği ve yetkinlik eksikliği oluşturuyor. Türkiye’de genişbant erişim maliyeti kişi başına milli gelirin yüzde 5,4’üne denk geliyor. Bu alanda, OECD ortalaması ise yüzde 2. Toplumun yarısından fazlasının (yüzde 62) internet hakkında hiç fikri olmaması da dikkat çekici. Öte yandan nüfusun yüzde 54,9’unun 30 yaşın altında olması ve 15 yaşın altındaki bireylerin toplumun yüzde 28,1’ini oluşturması Türkiye için büyük bir potansiyelin işareti.
Türkiye’de Küçük ve Orta Boy İşletmeler (
KOBİ) toplam işletmelerin yüzde 99,8’ini, istihdamın ise yüzde 76,7’sini oluşturuyor. Ancak, GSMH içindeki payı yüzde 26,5 düzeyinde kalıyor. KOBİ’lerde üretilen katma değerin düşük olmasında, bu işletmelerin teknik bilgi ve beceri seviyelerinin, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişim fırsatlarının ve bu teknolojilerin sağladığı avantajlardan faydalanma kabiliyetlerinin sınırlı olması rol oynuyor.
Telekomda vergiler inmeliRAPORUN bilgi ve iletişim sektörü ile ilgili bölümünde şöyle denildi: "Türkiye’de telekomünikasyon sektörü büyüklüğünün GSYİH’ya oranı yüzde 3,3. Bu, yüzde 3,2 olan OECD ortalamasına yakın. Ancak yüzde 0,8 olan bilgi teknolojileri sektöründeki oran, OECD ortalaması oldukça gerisinde kalıyor. Bilgi toplumuna geçiş sürecinde telekomünikasyon sektörü için öncelikli konular; diğer ülkelere kıyasla oldukça yüksek olan vergilerin makul seviyelere çekilmesi ve genişbant iletişim altyapısının yaygınlaştırılması."