Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2005 00:00
Bilsar Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Selman Bilal, beyaz gömlek markası Bil’s ile dünya pazarında farklarını ortaya koyduklarını belirterek, ‘Zor bir iş olan tek renk koleksiyon hazırlamayı seçtik. Böylece, stratejik pazar olarak belirlediğimiz ABD kapısını açtık’ dedi. BEYMEN Business, Arrow, Rodier ve Brooksfield gibi markaların lisanslı üretimini ve satışını gerçekleştiren Bilsar Tekstil’in Yönetim Kurulu Başkanı Selman Bilal, 1947 yılında kurulan aile şirketinin 1990’larda atağa kalkarak bugün 25 milyon
dolar ihracat yapar hale geldiğini söyledi. GÖMLEĞİ KEŞFETTİK: Bilal, gömlek tasarımı ve üretiminde uzmanlaşmayı seçen bir şirket olduklarına işaret ederek, şöyle konuştu: ‘1990’ların başında yatırım yapacak alan arıyorduk. Çorum’dan İstanbul’a geldiğimizde gömleği keşfettik. O dönemde sanayileşme ve hizmet sektöründeki beyaz yakalı çalışanlar artınca gömlek ön plana çıktı. Böylece, 1992’de İstanbul’da başladığımız gömlek imalatını Çorum’a taşıdık’. ÖNCE BİLGİSAYAR: Bilal, 1994 kriziyle birlikte ihracata başladıklarını da belirterek, ‘Biz üretimden değil ticaretten geldiğimiz için markalaşmaya ve geleceği planlamaya önem verdik. Üretim işini bilmediğimiz için hep uzmanını çağırdık’ dedi. Çorum’daki fabrikayı kurduklarında ilk işlerinin makina yerine bilgisayar satın almak olduğunu söyleyen Bilal, ‘Bilgi işleme önemli yatırım yaptık. İşimizi müşteriye sadece mal üretmek olarak görmedik. Müşterinin çözüm ortağı olmaya çalıştık. Tasarımdan marka üretimine kadar çeşitli hizmetler sunduk. Kısacası bir İtalyan şirketi gibi çalıştık’ diye konuştu.TEK RENK ZORDUR: 1996 yılında Bil’s ile kendi gömlek markalarını yarattıklarını söyleyen Selman Bilal, ‘Beyaz gömlek kültürü konsepti çerçevesinde oluşturulan Bil’s dünyada tek olma özelliğine sahip. Çünkü tek renk üzerine koleksiyon hazırlamak ve farklılık yaratabilmek zor bir iş. Bil’s aslında dünya pazarına nasıl açılıp, kalıcı olabiliriz sorusunun cevabı’ diye konuştu. Bilal, cirolarının sadece yüzde 1’ini oluşturan bu konseptte başarılı olduklarını belirterek, ‘Stratejik pazar olarak belirlediğimiz ABD’nin kapısını bu markayla açtık. Ardından diğer ürünlerimizle pazara yerleşmeye başladık’ dedi. ÇİN’E KARŞI ÖRNEK: Uzun vadede büyük boyutlarda seri üretimin Çin rekabeti nedeniyle avantajlı olmayacağını önceden tahmin ettiklerini söyleyen Bilal, ‘Biz daha esnek ve çok çeşitli mal üretimine odaklandık. Örneğin, geçen yıl 650 değişik model ve 2 bin 950 farklı renkte 2 milyona yakın gömlek ürettik’ dedi. Çin ve bölgesinin uzun bir dönem boyunca önemli bir hazır giyim merkezi olacağına dikkat çeken Bilal şöyle devam etti: ‘Avrupa’da pazar daralırken bizim ihracatımız yüzde 30 arttı. Çin’e karşı ne yapılması gerektiğinin iyi bir örneğiyiz. Avrupa’nın düşük hacimli fakat nitelikli ürün talebini karşıladık. Markaya, marka yönetimine yöneldik.’İTALYANA BENZEYELİM: Türkiye’nin tekstilde İtalya’nın yerini almaya başladığını belirten Bilal, ‘Bilsar olarak biz de bir İtalyan şirketine benziyoruz. Zaten, bizim sektörde İtalya’nın yerini almak için çalışanlar Çin’e karşı rekabette ayakta kalacaklardır. Kotalar gibi dünya ticaretinin önündeki engeller uzun soluklu olamazlar. Bu bir geçiş sürecidir. İyi değerlendirelim. Basit ve standart üretimden kaçınalım’ şeklinde konuştu. 2.5 milyon
Euro yatırıp 10 maÄŸazaya ulaÅŸacağızGEÇEN yıl Capitol AlışveriÅŸ Merkezi’nde faaliyete baÅŸlayan Bilstore ile adım attıkları maÄŸazacılıkta da büyümeyi hedeflediklerini söyleyen Selman Bilal, 2008’e kadar yaklaşık 2.5 milyon Euro yatırım yaparak maÄŸaza sayısını 10’a çıkaracaklarını kaydetti. Bilal, Milano’daki Corso Como ve Paris’teki Collette maÄŸazalarının uyguladığı ‘lifestyle’ maÄŸazacılık anlayışını Türkiye’ye taşıyacaklarını belirterek, ‘Günümüzde insanlar sadece alışveriÅŸ yapmak istemiyor. AlışveriÅŸ yaparken eÄŸlenmek ve keyifli zaman geçirmek istiyorlar’ dedi.Â
button