Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, önceki gün açıkladıkları yeni Orta Vadeli Program’ın (OVP) temel hedefinin ‘vatandaşın tasarruflarını artırmak’ olduğunu dün bir kez daha vurguladı. Babacan, önümüzdeki dönemde ‘borçlanarak’ büyümeye son vermek için özellikle kredi kartları ve tüketici kredilerine dönük yeni kısıtlamalar üzerinde çalışmaya başladıklarını açıkladı. Daha önce bankalara yönelik ‘kredilere limit’ getirdiklerini hatırlatan ve bu önlemler sayesinde mayıs ayındaki küresel dalgalanma karşısında Türkiye ekonomisinin daha güçlü durduğunu söyleyen Babacan, “Biz daha önce 2011’de krediler için dengeleme politikası uyguladık, kredileri sınırladık. Önümüzdeki dönemde de özellikle tüketici kredilerinde yine sınırlamalar olacak” dedi.
ÜRETİM VE İHRACATTA DEVAM
Ali Babacan şöyle konuştu: “Kredi, üretim ve ihracat içinse, yatırım içinse sorun yok ama tüketim içinse, ithal ürünler içinse, bunlarla ilgili tüketimleri krediyle yapıyorsak sorun var demektir. Önce de söyledik; tasarruf oranımız çok düşük. Vatandaş harcamalarını, geliriyle yapıyorsa sorun yok ama borçlanacak yapıyorsa dikkat etmek gerekiyor. Kredi kanalıyla oluşan ilave tüketimler üzerine tedbirler alıyoruz. Maliye politikasında sıkı duruşa devam. Yapısal tedbirleri hayata geçirmeye de devam.”
BDDK AÇIKLAYACAK
Kredi kartında gıda ve akaryakıtta taksitlendirmenin önünü daha önce kapattıklarını hatırlatan Ali Babacan şöyle devam etti: “Şimdi, bunun alanını genişleteceğiz. Nerde? kredi kartında. Tüketici finansman şirketleri üzerinden de kredilendirme yapılıyor. O alan üzerinde de adımlar atılacak. Mesela, otomobilde maksimum kaç yıl vade olur? bakacağız. Türkiye’de satılan otomobillerin yüzde 78’i ithal. Kendi ürettiklerimizi ihraç ediyoruz. Daha donanımlı otomobilleri ithal ediyoruz. Beyaz eşyada, mobilyada, giyimde taksit ne kadar olmalı? Tabii ki çok dikkatli çalışılması gereken konular. Çalışacağız, BDDK hangi tedbirlerin alınabileceğini açıklayacak. Mesela cep telefonu... Birinin taksiti bitmeden ikinci telefonu taksitle alıyor vatandaş.”
Dünyanın hali kötü
Bütün gelişmekte olan ülkelerde büyümelerin aşağı revize edildiğini hatırlatan Babacan, “Gelişmiş ekonomiler de ağır borç yükleri nedeniyle uzun süre canlanamayacak. Bütçe açığı, cari açığı olan, borçları çok, gelişmekte olan ülkeler daha kötü etkilenecek. Küresel likidite daha sınırlı ve maliyeti de daha yüksek olacak. OVP’yi hazırlarken bunları dikkate aldık. Bütçemiz iyi ama dış açığımıza dikkat etmemiz gerekiyor. İthalat ile kredi genişlemesi arasındaki ilişki çok çarpıcı. Yani, cari açıkla krediler paralel ve birbirine bağımlı” dedi.
Borçlanarak büyürsek Yunanistan gibi oluruz
ALİ Babacan, küresel risklerin devam ettiği bir ortamda ayağı yere basan bir programla yola devam etmek gerektiğini vurguladı ve şöyle konuştu: “Yunanistan’ın hali ortada. Borçla sağlanan refah, sonra patlıyor. Refah; üreterek, ihracat yaparak, hak ederek artmalı. Refaha borçlanarak giriyorsak, sonra bizi vuruyor. Büyürken krizin zeminini mi hazırlıyorsun, yoksa sağlıklı mı büyüyorsunuz?”
ABD borç ödeyemezse dünya yeniden sarsılır
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, G-20 toplantıları için Washington’a giderken, küresel ekonomiyla ilgili görüşlerini de şöyle özetledi: “ABD’de yaşanan kilitlenme çözülmezse, eğer ABD tahvil ve bonolarını ödeyemeyecek duruma düşerse, etkileri hem kendilerine hem de dünya ekonomisine
çok kötü olur. Şu anda cari harcamaları azaltıyorlar ama iş borç ödeyememe noktasına giderse çok kötü sonuçlar çıkar. Piyasa, mutlaka anlaşacakları yönünde bir inanca sahip. Umarız öyle olur.”
Borçla, ancak ‘saman alevi’ gibi büyürsünüz
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, “Keşke kredilere bu kadar müdahale etmek zorunda kalmasaydık” dedi ve kredi kartıyla harcamalara ve tüketici kredilerine sınırlamalar getirmenin büyümeyi olumsuz etkileyeceğine yönelik eleştirileri şöyle yanıtladı: “Tamam. Türkiye büyüsün ama bu halkımızın tasarrufları ile olsun ki, sağlıklı olsun. Büyüme sadece iç tüketimden, hele hele krediyle iç tüketimden geliyorsa geleceğe dönük ciddi riskler doğuruyor. Küresel riskler bu kadar yüksekken tasarruflarımızla orantılı büyümek çok önemli. Saman alevi gibi büyümeler doğru değil. Büyüme; yatırımdan, üretimden ihracattan gelecekse önü açık.
Biz ihtiyatlı program yapıyoruz. Böyle yapmamız, Türkiye’nin güvenilirliğini artırır ve daha çok doğrudan yatırım getirir.”
Kartla böyle taksit dünyada yok
BAŞBAKAN Yardımcısı Ali Babacan, kredi kartı ile ödemelerde bu kadar yoğun taksitlendirmeye dünyada pek rastlanmadığını belirterek, neden sınırlama düşündüklerini şöyle açıkladı: “Türkiye’deki kredi kartlarının taksitli borç stoku Aralık 2011’de 26 milyar liraydı. 27 Eylül 2013 itibariyle 48 milyar liraya çıkmış. Bu vatandaşın sadece taksitlendirdiği borcu. Kredi kartlarındaki genel toplam borç da 82 milyar liraya ulaşmış durumda. Makro dengeler açısından tüm dünyada sıkışık olacağını normal bir dönemde olmadığımızı unutmamak lazım.”
3 temel konuda çalışıyoruz
ALİ Babacan, şu anda kredi kartı ve tüketici kredileri alanında üç temel konu üzerinde çalıştıklarını belirterek bu konuları şöyle sıraladı:
1- Kredi kartlarında ve bazı tüketici kredilerinde taksit sayısına sınır getireceğiz.
2- Kredi kartlarında uygulanan borç gelir oranının diğer bireysel kredilere de genişletilmesi üzerinde çalışıyoruz.
3- Konut kredilerindeki asgari peşinat uygulamasını diğer bazı bireysel kredi alanlarına da genişleteceğiz.”