BES’te otomatik katılıma özel fon

Güncelleme Tarihi:

BES’te otomatik katılıma özel fon
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2016 20:39

45 yaş altı tüm çalışanların bireysel emeklilik sistemine girmesine imkan tanıyan otomatik katılımda fonlar da sadeleştirildi. Çalışanların maaşlarından kesilen paralar ilk 2 ay likit fona, sonrasında ise standart fona yatırılacak. İsteyen faizsiz fonları da seçebilecek.

Haberin Devamı

45 yaş altı tüm çalışanların 1 Ocak 2017’den itibaren Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) otomatik katılımına imkan tanıyan uygulamanın başlamasına az bir zaman kala, en çok merak edilen konuların başında çalışanların birikimlerinin hangi fonlarda değerleneceği ve kesintilerin neler olacağı geliyor. Yönetmelik henüz yayınlanmamakla beraber fonlar konusunda şimdilik bilinenler şunlar: Otomatik katılım başladığında sisteme girenler isterlerse 2 ay içinde sistem çıkabilecekler, yani cayma hakkını kullanacaklar. İşte bu 2 aylık süre içinde çalışanların birikimleri likit fonda değerlenecek ki, maaşlardan yapılan kesintiler değer kaybetmesin, cayma hakkı kullanıldığında aynen kişiye iade edilebilsin. Burada da iki tür likit fon olacak, biri faizsiz, diğeri faizli. 2 aydan sonra ise birikimler yine faizli ve faizsiz olmak üzere standart fona aktarılacak. Sonrasında ise farklı risk kategorilerine göre kişilere 4 fon daha sunulacak. Daha açık bir anlatımla, otomatik katılımda, katılımcılara sunulan fonlar daha sade olacak. Otomatik için kurulacak emeklilik fonlarını ise bugün olduğu gibi yine portföy yönetim şirketleri yönetecek.

Haberin Devamı

DAHA BASİT OLACAK

Otomatik katılımın bir özelliği de, çalışanlardan, emeklilik hesabındaki birikimleri üzerinden sadece fon işletim gideri kesilecek, başka hiçbir kesinti yapılmayacak. Kesinti oranları ise henüz netleşmedi ama bugünkü uygulamada, katılımcıların seçtikleri fona göre yıllık yüzde 1,09 ile yüzde 2,28 arasında fon işletim gider kesintisi uygulanıyor.

Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) Başkanı ve Ak Portföy Genel Müdürü Dr. Alp Keler, otomatik katılımın sürdürülebilirliği açısından çalışanların basit, anlaşılabilir, şeffaf bir sistem üzerinden plana dahil olması gerektiğini söyledi. 4 farklı risk profil fonunun hem yatırımcı açısından uygun bir model olacağını hem de portföy yönetim şirketlerinin performanslarının birbirleriyle kolayca karşılaştırılabilmesine imkan sağlayacağını belirterek, şunları söyledi: “Bu yapının tüm şirketlerde sektör standardı olarak aynı şekilde belirlenmesi uygun olacaktır. Fonların yapıları değişken olarak tanımlanabileceği için bu fonların girişim sermayesi fonları ve altyapı fonları gibi yatırımlara yönlendirilmesi için asgari alt limitler belirlenerek, fonların büyümeyi destekleyici alanlara yönlendirilmesi kolayca sağlanabilecektir.”

Haberin Devamı

PARA PİYASA FONU

İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan, otomatik katılımda sisteme ilk girişte katılımcılara para piyasası fonu sunulacağını belirterek, şu açıklamaları yaptı: “Cayma süresi sonunda cayma hakkını kullanmayan ve fon tercihi yapmayan katılımcılara ise standart fon sunulacak. Ancak cayma hakkını kullanmayan ve risk profili anketini tamamlayan katılımcılara ise kendi risk profillerine uygun fonların da sunulması mümkün olabilecek. Bu fonların toplam sayısının 3-4 tane olması öngörülmekte. Yukarıda bahsedilen fonlardan bazılarının İslami usullere göre de yönetilen türlerinin emeklilik şirketlerince sunulması zorunlu olacak. Kesinti yapısının BES ile benzer olması öngörülmekte. Bunun yanı sıra otomatik katılımda fonların performans açısından eşik değerlerinin olması tartışılan konulardan biri. İlave olarak katılımcıların fon tercihlerini isabetli olarak gerçekleştirebilmeleri amacı ile yatırım danışmanlığı hizmetinin sağlanması sektör olarak önerilerimiz arasında yer alıyor.”

Haberin Devamı

MERKEZİ FON REKABETİ BOZAR

TKYD Başkanı Dr. Alp Keler, otomatik katılım sisteminde merkezi fon kurulması ve bu fonu tek bir şirketin yönetmesi, tüm emeklilik şirketlerinin de bu fonu katılımcılara sunması yönündeki görüşler hakkında şu değerlendirmeyi yaptı:“Merkezi tek fon yerine, her şirketin 4 farklı fonu müşterilerine sunması dinamik işleyen rekabetçi bir piyasanın oluşmasını sağlayacaktır. Her emeklilik şirketinin kendi planlarında yer alan bir adet devlet katkısı ve bir adet standart fonu mevcuttur. Tek bir şirket üzerinden kurulabilecek ve yönetiminin tek bir portföy yönetim şirketi tarafından yapıldığı merkezi bir fon yapısı, rekabetin ve katma değerin azalmasına sebebiyet verebilecektir. BES, kurulduğu 2003 yılından beri geçen 13 yıllık dönemde açık mimari bir yapıda kurgulanmış ve katılımcılar açısından esnek ve şeffaf bir  alt yapı oluşmuştur. Otomatik katılıma dahil olmak isteyen tüm emeklilik şirketlerine veya sektörde gerekli rekabet ortamının oluşmasına imkan verecek sayıda olmak üzere Hazine Müsteşarlığınca belirlenecek kriterleri sağlayan emeklilik şirketlerine; standart fonların kuruluş hakkının verilmesi, fonların yönetiminde ise SPK tarafından gerekli koşulları sağlayan portföy yönetim şirketleri tarafından hizmet sunulabilmesi  sağlanmalı, bu sayede katılımcıların sistemden daha etkin hizmet almasına olanak tanınmalıdır.”

Haberin Devamı

BİRDEN FAZLA FON YÖNETİCİSİ OLMALI

İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan, otomatik katılımın şeffaf, rekabete açık, hesap verme üzerine oluşturulmasının önemine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Sisteme olan güvenin sağlanabilmesi için düzenleme, denetim, gözetim ve icra faaliyetlerinin farklı kurumlar tarafından ifa edilmesi önemli. Sistemde birden daha fazla sayıda fon yöneticisinin olması bu gerekleri tam olarak sağlayabilmekte. Diğer taraftan merkezi tek bir fonun, yönetim maliyetlerini düşürmesi söz konusu olabilecek. Kişisel olarak rekabetçi yapının hem katılımcılara hem de ülkemize daha fazla fayda sağlayacağını düşünüyorum. Girişi zorunlu ancak çıkışı serbest olan otomatik katılım sisteminde katılımcıların devamlılık oranını en yüksek düzeyde tutacak; şeffaf, rekabete açık, hesap verme üzerine kurulu bir yapının olması gerektiğini düşünüyoruz. Fon performansları açısından başarı kriterlerinin belirlendiği ve bu başarı kriterlerinin sağlanamaması durumunda yaptırımların söz konusu olduğu bir sistem oluşturulmasına ihtiyaç duyulmakta. İlave olarak sistemin reel ekonomiye uzun dönemli kaynak aktarımını sağlayacak düzenlemelerin yapılması makro açıdan daha verimli yapının oluşmasını sağlayacak.”

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!