Belediyelerle el ele veriyor, ter kokusuna karşı savaş açıyor

Güncelleme Tarihi:

Belediyelerle el ele veriyor, ter kokusuna karşı savaş açıyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2008 00:00

Deotak; belediye, holding gibi kurumsal müşterilerle Türkiye çapında ter kokusuyla etkili mücadeleye girişmeyi planlıyor. Fischem’in sahiplerinden Murat Fis, "Türkiye gibi bir turizm ülkesinde bu çok önemli bir konu. Toplu ulaşımda, hizmet sektöründe kokmamak çok önemli" dedi.

TER kokusuna karşı başlattığı savaşla 1990’larda önemli bir başarı elde eden Deotak, belediye ve holdinglerle işbirliği yaparak kötü kokulara karşı ’kurumsal mücadele’ye girmeye hazırlanıyor. Fischem’in sahiplerinden Murat Fis kurumsal müşterileri olduğuna dikkat çekerek, "Kurumsal müşteriler arasında başta güvenlik şirketleri bulunuyor. Oteller, holdingler, restoranlar, kafeteryalar ve barlar var. Hizmet sektöründe kokmamak çok önemli" dedi.

Belediyelerle görüşüyor

Bazı belediyelerle görüştüklerini ve kapsamlı bir çalışma başlatmak istediklerini belirten Fis, "Belediyelerde, toplu taşıma araçlarındaki şoförler ve taksi şoförleri arasında yaygınlaşması gerek. Koku konusunda ince bir çizgi var. İnsanları rencide etmeden bu tür ürünlere yönlendirmek gerekiyor. Alışkanlık edinince sorun çözülüyor. Türkiye gibi bir turizm ülkesinde bu çok önemli bir konu" diye konuştu.

Türkiye’de deodorantın daha çok yazyık ürün olarak algılandığından yakınan Fis, terleme devam etmesine rağmen kış aylarında deodorant satışlarının neredeyse durduğunu söyledi. Fis, "Deodorant satışlarının yüzde 70’i yazın gerçekleşiyor, kalan yüzde 30 ise yılın kalan zamanlarında" dedi.

Roll-on ve stick çıkıyor

Deotak markasıyla Fischem, 60-70 milyon dolar büyüklüğündeki Türk deodorant pazarından yüzde 3 civarında pazar payı alıyor. Murat Fis, Türkiye’de deodorant ve parfüm algısının aynı olduğundan şikayet ederek "Deodorant daha çok kişisel bakım ve temizlik ürünüdür. Bakteri üremesini, böylece koku oluşumunu engelliyor. Deodorant bir çözüm ürünüdür. Yüzde 20 ÖTV deodoranta haksızlık" dedi. Fis, tüpte satılan Deotak’ın roll-on ve stick versiyonun çıkaracaklarını, Tarabya’daki üretimi İstanbul dışına çıkarmak istediklerini de sözlerine ekledi.

40 yıldır sanayide

40 yıldır sanayinin içinde olduklarını belirten Fis, baba ve üç kardeş işin içinde olduklarını söyledi. Fis Ailesi, kürdan ve ekmek işiyle uğraşırken 1980’lerde ithalatın patladığı bir dönemde İtalya’daki bir fuarda kozmetik sektörüne girmeye karar verir. İspanyol bir şirketten aldıkları ürünleri getirip kendi çevrelerinde pazar yoklaması yaptıklarını hatırlatan Fis, şunları söyledi:"Deotak’ı deneyenler çok memnun kaldı. 1991’de çok yoğun bir reklam kampanyası yaptık. Ter komusu için ’7 gün 24 saat etkili krem’ dedik ve çok başarılı olduk. 1992’de ise tüy dökücü Depitak’ı piyasaya sunduk. Erkek pazarı daha yeni keşfediliyor ama biz ta o zaman Depitak Men’i çıkarıp başarılı olmuştuk. 1995 yılında İspanyol firma Amerikalılar’a satıldı. Biz de markanın tüm haklarını alıp Türkiye’de üretime başladık."

Yerli-yabancı ortaklık teklifleri alıyoruz

MURAT
Fis, "Çok sayıda yabancı ve yerli firmadan satın alma teklifi geliyor. Görüşüyoruz. Biz işi büyütmek istiyoruz. Değerini bulan şey satılır. Biz daha çok bir partner ile işleri büyütme yolunu tercih ediyoruz" dedi.

İlk ambalajlı ekmek ve iki ucu sivri kürdanı ürettiler

MURAT
Fis, kozmetikten önceki faaliyetlerini şöyle anlatıyor: "Babam Kürsan’ı kurup iki ucu sivri kürdanları ilk kez Türkiye’de üretmiş. 1986 gibi Kürsan Altınşehir’e taşındı. 1994’te İSKİ Sazlıdere Barajını yapacağım dedi. 1996’da kapattık. Hálá mahkememiz sürüyor. 1975’te Türkiye’nin ilk ambalajlı ekmeği Altın Ekmek’i kurmuş. Dalan’ın belediye başkanlığı döneminde fabrikası istimlak edilmiş. 1985’te Halk Ekmek satın almış. Babamın önemli bir vizyon koyarak giriştiği işler ancak sonradan Türkiye’de anlaşılabilmiş."

Fischem çatı oldu ’tak’ uzantılı ürünleri topladı

DEOTAK’
ın jenerik marka olduğunu ve ilk çıktığı günden buyana kullanan kemik bir kitlesi olduğunu belirten Murat Fis, "Yanında başka ürünler kullansa da bu üründen vazgeçmiyor" dedi. Fis diğer ürünleriyle ilgili şu bilgileri verdi: "Peditak markası altında 1.5 yıldı ayak bakım ürürlerimiz var. Koku, çatlak, sertlik, kaşıntı için krem, jel ve scrub bulunuyor. Bacak bakım jeli de mevcut. Selülit için değil ama kan dolaşımını atırarak varis oluşumunu engelleyen sıkılaştırıcı bir ürün. Handytak ise el bakım ürünleri. Fischem çatısı altında markalarımızı topladık. Uzun sure sessiz kaldık. Bundan sonar daha agresif olacağız."

Kamboçya’ya da ter önleyici krem satıyor

2009
ciro hedeflerini 10 milyon dolar olarak açıklayan Murat Fis, şu değerlendirmeyi yaptı: "Şu anda yüzde 10 olan ihracatımız beş yılda cironun yüzde 50’sini oluşturacak. İki yıldır ihracata ağırlık veriyoruz. Ortadoğu ile başladık. Balkanlar ve Türki cumhuriyetlere hatta Kamboçya’ya bile ihracatımız var. En çok ilgi çeken ürün Deotak ile giriyoruz yeni pazarlara. Ardından diğer Ürünlerimizi sunuyoruz. Mısır’la başlamak üzereyiz. Suudi Arabistan’da eczane zinciri olan bir partnerimiz var. Başka ülkelerde de ortağı olan Arap partnerin ulaştığı binlerce nokta bulunuyor."

Yerli firma yaşayacağından bile emin değilönünü göremiyor

DÜNYA
kozmetik pazarının 200 milyar dolar büyüklüğünde olduğuna dikkat çeken Fis şunları söyledi: "Türkiye’de ise kozmetik pazarı sadece 2 milyar dolar büyüklüğünde. Ve bunun içine sabun da dahil. Dayanılıabilirse Türkiye çok ilginç bir pazar. Potansiyel oldukça yüksek. Ülkemizde pazarın yüzde 70’I ithal ürünlerden oluşuyor. Inanılmaz bir raf savaşı yaşanıyor. 2001 krizinden sonar toptancılar döküldü. Ya sektör değiştirdiler ya da üretici oldular. Müşteri profile oluşturmak zorlaşıyor. Şu anda marketere odaklanılıyor ama eczaneler de zincirleşerek önemli bir alan olacaklar. Bu bizim işimizi kolaylaştıracak. Rakiplerimizin çoğu çok uluslu, dev firmalar. Dağıtım kanalları çok güçlü. 10 yılda lider olmayı hedeflerse olur. Hangi yerli firma böyle bir şey söyleyebilir. Türk firmalar yaşayacağından bile emin değil."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!