Güncelleme Tarihi:
TBMM Genel Kurulu'nda, Milli Savunma Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2015 yılı bütçelerinin görüşmeleri sürüyor. Milli Savunma Bakanı Yılmaz, dünyanın artan istikrarsızlık ve güvensizlik ortamı içinde bir süreçte olduğunu, bu süreçte ortaya çıkan risk ve tehlikeleri bertaraf etmenin dış politikanın önündeki başlıca sınamayı oluşturduğunu söyledi.
Türkiye'nin bölgesel ve tarihi sorumluluklarının bilincinde insana ve barışa odaklı politikalarını sürdürdüğünü aktaran Yılmaz, bölgede güçlü olmanın, barış ve istikrar adası haline gelmenin her zamankinden daha önemli ve zor olduğuna işaret etti. "Ülkemizin çevresinde ateşten bir çember bulunmaktadır" diyen Yılmaz, bu çember içinde stratejik önemde gelişmeler yaşandığının altını çizdi. Yılmaz, şunları kaydetti:
"HER TÜRLÜ RİSKE HAZIRLIKLI OLMALIYIZ"
"Birçok ülkeyle kara ve deniz sınırları olan ülkemizin çevresinde ateşten bir çember bulunmaktadır. Bu çember içinde Avrasya güvenlik mimarisi derinden etkileyecek stratejik önemde gelişmeler yaşanmaktadır. Bu kapsamda, Ukrayna'da yaşanan gelişmeler, ülkemizin ve bölgedeki diğer ülkelerin derin güvenlik kaygısına sebep olmaktadır. Güney Kafkasya'da, Abhazya'da ve Güney Osetya'yla Yukarı Karabağ ihtilaflarının henüz çözümlenememiş olması, bölgede barış ve istikrar ortamının oluşmasına engel teşkil etmektedir. Suriye ve Irak başta olmak üzere, Orta Doğu'daki gelişmelerin ortaya koyduğu tehditler de ülkemizin her türlü risk ve tehditlere karşı hazırlıklı olmasını gerektirmektedir.
Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Suriye, Libya ve Yemen'deki süreçlerin nasıl sonuçlanacağını bugünden öngörebilmek de mümkün görünmemektedir. Bölgemiz yeniden şekillenmektedir. Bu kapsamda, ülke savunmasının ana unsuru olan ve önemi daha da artan TSK'nın etkinliği artan, daha nitelikli ve beka kabiliyeti yüksek, modüler, esnek ve her türlü ortamda kesintisiz görev yapabilecek caydırıcı bir kuvvet yapısına sahip olması ve bunu idame ettirmesi her zamankinden daha önemli hale gelmiştir."
68 ÜLKEYLE İŞBİRLİĞİ
Sürekli değişen, karmaşıklığı ve belirsizliği giderek artan güvenlik ortamında Türkiye'nin ulusal güvenliği açısından NATO'nun askeri ve siyasi etkinliğinin muhafazasına büyük önem verdiğini ifade eden Yılmaz, "Avrupa ve çevresinde yeniden şekillenmekte olan güvenlik ortamında, özellikle NATO üyesi ülkelerin askeri yeteneklerini geliştirmeleri ve buna yönelik olarak kapasitelerini artırmaları gerektiğini yaşanan olaylar apaçık göstermiştir" dedi.
Diğer üye ülkelerle birlikte Türkiye'nin, savunma harcamalarını gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2'sine çıkartacağını taahhüt ettiğini anımsatan Yılmaz, "Ülkemiz, gerek tek başına bir güç olarak ve gerekse üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla geniş bir yelpazede barışçı, ilkeli ve etkin bir güvenlik politikası izlemektedir. Bu doğrultuda, bir yandan kolektif savunma ve kriz yönetimi operasyonlarına katkıda bulunurken diğer taraftan, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi, silahsızlanmanın teşvik edilmesi gibi girişimlerde de yer almaktayız" diye konuştu.
Yılmaz, bugüne kadar 68 ülkeyle askeri alanda eğitim, teknik ve bilimsel iş birliği anlaşması, 60 ülkeyle savunma sanayi iş birliği anlaşması, 53 ülkeyle de askeri eğitim iş birliği anlaşması imzalandığı bilgisini verdi.
BEDELLİ BAŞVURU SAYISI
Silahlı Kuvvetlerimizin teknolojik kapasitesinin güçlendirilmesiyle toplumdaki talepleri de göz önüne alarak bedelli askerlik yasası çıkartıldığını anımsatan Yılmaz, "Bugün saat 16.45 itibarıyla bu seçeneğe başvuranların sayısı 20 bin 678 kişi olmuştur. Bedelli askerlik uygulamasından yararlanmak isteyen yoklama kaçağı ve bakayalar hakkında idari ve adli soruşturma ve kovuşturma yapılmayacak, başlatılmış olanlar sona erdirilecek ve bu suçlara ilişkin kesinleşmiş idari para cezaları da tahsil edilmeyecektir" dedi.
Yılmaz, şunları kaydetti: "Türk savunma sanayisi, son dönemde büyük bir atılım göstermiştir. Savunma sanayisi sektörünün en önemli göstergesi olan TSK'nın ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranı yüzde 50'yi aşmıştır. 10 yıl önce yüzde 80 civarında dış teknolojiye bağımlı olan savunma sanayimiz, yürütülen yüksek teknolojiyi haiz ulusal, çok uluslu ve ortak girişim savunma sanayisi projeleri sayesinde, bugün, yüksek yetenekli ulusal ana yükleyiciler, çok sayıda alt sistem üreticisi, KOBİ, ileri teknoloji niş alanlarda çalışan Ar-Ge firmaları, araştırma enstitüleri ve üniversitelerden oluşan geniş bir endüstri alanı oluşturmuştur.
Bugün, savunma sanayimiz 5 milyar dolar ciroya ve 1,5 milyar dolara yakın ihracat rakamlarına ulaşmış ve 1 milyar dolarlık da Ar-Ge harcamasıyla ülkemizin en yüksek Ar-Ge yatırımı yapılan sektörü olmuştur. Savunma sanayisi yüksek teknoloji ürünleriyle ülkemizin 2023 yılında hedeflediği ihracat hedefini yakalamasında büyük katkıda bulunacak sektörlerden biri olarak görülmektedir.Yılmaz, konuşmasında, Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından yürütülen projelere ilişkin bilgiler verdi.