Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2003 00:00
DAHA bir hafta öncesinde herkes, ‘‘Bu
döviz nereden geliyor’’u tartışıyordu. Son iki gündür ise ‘‘Bu döviz neden gidiyor’’u arıyoruz. Bir iktisatçıyla bu hareketin nedenlerini konuşurken ‘‘Dövizin nereden geldiğini bilmezseniz, neden gittiğini de bilemezsiniz’’ dedi. Haklı değil mi?Dövizin nereden geldiği konusunda bir çok tahmin yapıldı ama tam kaynağı bulunmuş değil. İşte bu nedenle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu(BDDK), şüphelendiği ‘‘türev ürünler’’ adı verilen, bankaların vadeli işlemleri ve opsiyon gibi işlemlerini incelemeye aldı.BDDK'nın ‘‘açık pozisyon’’ için yaptığı incelemelerde, sistemde böyle bir şeye rastlamadığını biliyoruz. BDDK'nın bankaların mali iştirakleri üzerinde de bu tür inceleme yetkisi var ve bildiğimiz kadarıyla, mali iştiraklerde yapılan araştırmalarda da açık pozisyon tespit edilemedi.BDDK döviz girişinin nedenlerini bulmak için, şimdi de bankaların yaptığı türev işlemlere ilişkin inceleme başlatıyor. Bunun için BDDK'nın uzanabileceği yerler sınırlı. Yani reel sektör şirketlerindeki ‘‘açık pozisyon’’ ya da bunların vadeli işlemlerine giremiyor. Şirketlerin ‘‘açık pozisyon’’ yaptığı, hatta bunları bankaları da bulunan grupların yaptığı söyleniyor ama...BDDK yaşanan krizler öncesinde, türev ürünlere ilişkin banka bilançolarının nazım hesaplarında bir açık saptamıştı. Şimdi yapılan nazım hesap incelemelerinde de bu tür açık bulunamadı.Bankacılar bundan sonra BDDK'nın yapacağı araştırmalarda off-shore'lara girmesini bekliyorlar. BDDK'nın bankaların sahip olduğu ya da çalıştıkları off-shore'larda inceleme yetkisi bulunuyor.BDDK'nın türev ürünlere ilişkin yaptığı incelemeyi derinleştirmesinde, özellikle 2-3 hafta önce gelen duyumların etkili olduğunu zannediyoruz. Bankacılık kulislerinde, son dönemde özellikle eurobond'lara dönük yüklü opsiyon işlemleri olduğu konuşuluyor. Bu yolla, açık pozisyon göstermeden, eurobond ve
dolar fiyatına bağlı opsiyonlar verilip döviz getirilip içeride işlem yapıldığı kaydedilirken, dövizdeki ya da faizdeki küçük hareketlerin bile bu durumda paniği artırıp, geriye ya da yukarıya doğru gidişleri hızlandıracağı, bankacılar tarafından kabul ediliyor. BDDK da, hem usulüne uygunluğu, hem de türev ürünlerin hacmini saptamaya çalışıyor. Bu arada, Hazine'nin hazırladığı 33 sayılı karar taslağında türev ürünlere ilişkin düzenleme de yer alıyor. Bankacılar, ‘‘vadeli işlem ve opsiyon gibi türev ürünlere ilişkin sözleşmelerin işlem göreceği borsalar ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda faaliyet gösterecek kuruluşların dövize ilişkin işlem yapmaya yetkili kuruluşlar arasından bir kararla Sermaye Piyasası Kanununa istinaden çıkarılacak düzenlemeler ile belirlenir’’ maddesinin gereğini anlamadıklarını, hangi ölçüye göre bunlara izin verileceğinin açık olmadığını söylüyorlar.KURLARDAKİ ARTIŞIN NEDENLERİBu arada, kurlarda geçen hafta başlayan artış, tartışılmaya devam ediyor.
Merkez Bankası'nın dün günlük alım miktarını düşürme kararıyla birlikte döviz fiyatları gevşedi ama bundan sonra kurlar konusundaki tartışmaların devam edeceği anlaşılıyor. Kurlardaki artış konusunda birçok neden sayıldı. Bizce; 8.5 milyar dolarlık ABD kredisinin tehlikeye girmesi de, Irak'tan çıkışta 10 bin dolardan fazlasına yasak getirilmesi de, Cemil Çiçek'in hazırladığı bankacılara ağır cezalar getiren taslak da, Hazine'nin hazırladığı 33 Sayılı Kararname Taslağı'nda sermaye hareketlerine sınır getirme çabaları da, yaşanan YÖK gibi siyasi çatışma konuları da, hepsi birden piyasalarda gerginliğe yol açan nedenler.Öğrendiğimiz kadarıyla, bankacıları tedirgin eden önemli bir neden daha var. Geçen hafta Hazine'nin bir üst düzey yetkilisi, bazı bankacılara, ‘‘Haziranda vadesi gelecek dolar bazlı takas kağıtlarının TL kağıtlarıyla değiştirileceğini’’ söylemiş. Yani bankalar, haziranda aniden 3 milyar dolarlık bir açık pozisyona girmiş olacak. Telaşın bir nedeni de buymuş...Daha önce de yazmıştık: Şimdiye kadar IMF reçetesi aynen uygulandığı için başarı geldi. Ancak şimdi yazılı olmayan, ince ayar dönemi. Ekonomi yönetiminin başarısını şimdi göreceğiz.
button