Güncelleme Tarihi:
BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, kendisi dahil herkesin bankalarla işlem yaptığını anımsatarak, “Bazı olaylarda haksız veya haklı bankalara kızıyoruz. Ben de telefona gelen yerli yersiz mesajlardan rahatsızım. Ben de kredi kartına çok fahiş ücretten, yıllık aidat alınmasından rahatsızım” dedi. Kriz dönemlerinde gereksiz yere bazı bankaların firmaların üstüne gitmesinden herkesin rahatsız olduğunu dile getiren Bilgin “Ancak şunu lütfen kabul edelim; bankalarımız son yıllarda büyük değişim geçirdi. Son krizde de hepimizin gurur kaynağı oldular. Konuşmalarımıza hep güçlü bankacılık, şeklinde devam ediyoruz” diye konuştu.
Bankalara alkış istedi
Active Academy tarafından düzenlenen ‘Küresel Krizin İsrafı Yeni İstikrarın Geleceği’ başlıklı 9’uncu Uluslararası Finans Zirvesi’nde konuşan ve 8 yıllık başkanlık döneminde bankalara en sert eleştirileri kendisinin yönelttiğini kaydeden Tevfik Bilgin sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunları yapmaya devam edeceğiz. Yeri geldiğinde bankalarımıza teşekkür etmek onlara motivasyon verecektir. Ben hepsine teşekkür ediyorum ve hepsinin alkışı hak ettiğini düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz kriz bana göre 1929 krizinden daha derin bir kriz. Bankacılık olarak krizin yarattığı dev dalgaların önünde dimdik durduk ve durmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz tüm krizlerde temel aktör olan bankacılığımız, bu sefer bu krizin dalga boyunu ülkemiz bakımından azaltmıştır.”
Maliyetleri iyi anlatın
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı (TBB) Hüseyin Aydın’ın BDDK düzenlemelerinin ve global krizin kaynak baskısını artırdığı, kaynak malietinin artmasına ve karlılığın azalmasına neden olduğu yönündeki tespitlerine de değinen Bilgin, şunları söyledi: “Bankalarımıza da bir çağrıda bulunmak istiyorum; lütfen vatandaşlarımıza medya vasıtasıyla bir kredi kartı operasyonunun nasıl çalıştığını, sıfırdan bu işi yapmak için ne kadar bilgisayar, ne kadar maliyet gerektiğini, çağrı merkezlerinde kaç kişi çalıştığını basit cümlelerle bilgilendirin. Banka ne iş yapar, neden havale ücreti, kredi kartı aidatı alır, başka ülkelerde durum nasıldır?”
En sert rekabet bankacılıkta
Bankacılık Kanununun en önemli maddelerinden birinin itibarın korunması maddesi olduğuna işaret eden Bilgin şöyle devam etti: “Bu görev sadece gerçek veya tüzel kişilere değil, aynı zamanda kamuya da verilmiştir. Ortada bir şey yokken, bankaların suçlu gibi algılanmasına neden olacak, kamuoyunu tedirgin edecek yaklaşımlardan kaçınmak profesyonelliğin gereği. Türkiye’de rekabetin en şiddetli olduğu sektör bankacılık sektörüdür” yorumunu yaptı.
Aktif büyüklüğü seneye milli geliri aşar, 2023’te 2.5 trilyon dolar olur
TÜRKİYE’nin 2023 hedefleri kapsamında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı amaçladığına değinen Tevfik Bilgin şöyle konuştu: “Bu süreçte başta bankacılık olmak üzere finans sektörünün ekonomi için lokomotif sektör olacağından şüphemiz yok. Bu vizyon çerçevesinde mevcut istikrar ve büyüme trendinin devamı halinde Türk bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün önümüzdeki yıl yurt içi hasılayı aşmasını ve 2023 yılına gelindiğinde ise 2.5 trilyon dolara ulaşmasını beklemek yanlış olmaz.Böyle bir büyüklük, finansal sektörün ölçeğini yakaladığına veya derinleştiğine de bir işaret olacaktır. Diğer ülkeler israf ettikleri yılların hesabını verirken, bizlerin gelecekle ilgili konuşması ayrı bir mutluluk. Krizin yarattığı dev dalgaların önünde dimdik durduk ve durmaya devam ediyoruz. Tüm krizlerde temel aktör olan bankacılığımız, bu sefer bu krizin dalga boyunu azaltmıştır.”
Fon aktarımında alarmdayız
TEVFİK Bilgin, globalleşen dünyanın bir oyuncusu olarak çevredeki gelişmeleri yakından takip etme ve ihtiyatlı iyimserliğin devam ettirilmesi zorunluluğu bulunduğunun altını çizerek şunları söyledi: “Bankacılık sisteminin şeffaflığı herhalde dünyada birinci sıradadır. Toksik ürünlere izin vermeyeceğiz. Denetime devam edeceğiz. Uzaktan gözetim ile yerinden denetimi harmanlayıp, genel müdürlüklerde ve belli büyüklükteki şubelere kadar kapsamlı denetim yapacağız. Eylül 2011 itibariyle bankaların yurt dışından sağladığı fonların toplamı 98 milyar dolar. Bunun içinde kendi ana merkezlerinden sağladıkları fon miktarı ise 18 milyar dolar. Bu noktada bankalarımıza defalarca hem sözlü, hem yazılı olarak ilettiğimiz bir hususu da aktarmak istiyorum; bankalarımızın normal vadesi gelen borçlarını ödemeleri dışında, yurt dışı ana merkezlerine fon aktarımlarını çok yakinen izliyoruz ve alarm durumdayız. Bu konuda, gelecek yıl söz konusu dış kaynakların maliyetlerinin yükseleceği ve yenilemede bir miktar sorunlar yaşanabileceği beklentisi içindeyiz. Genel olarak önümüzdeki yıllarda fonlamada sıkıntı olmayacağını öngörüyoruz.”
IMF’nin kota artışından en çok Türkiye faydalanır
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Türkiye Temsilcisi Mark White Lewis, 2008-2009 ekonomik krizinden bütün gelir gruplarının etkilendiğini belirterek, şunları kaydetti: “Büyümekte olan ekonomilerin büyümeleri devam ediyor. Küresel istikrar bakış açısından ele aldığımızda, büyümekte olan pazarların uluslararası karar alma mekanizmalarında daha iyi temsil edilmelerini sağlamak gerekiyor. Büyümekte olan pazarların buraya dahil edilmesi önemlidir. Bu koordinasyonun sağlanması gerekiyor. G-20 yükselişinde ekonomik forum işbirliği de bir anlamda bunu yansıtıyor. G-7’den G-20’ye geçmiştik. IMF’nin de devam eden reformları var. Kota sistemleri ve oy paylaşımı devam ediyor. Bu önümüzdeki yıl tamamlanırsa Türkiye en çok fayda sağlayan ülkelerden bir tanesi olacak. Çünkü kota payında artış gözlemleyebilecek” dedi.IMF’de Kota sistemi ve oy paylaşımının devam ettiğini belirterek, “Bu önümüzdeki yıl tamamlanırsa Türkiye en çok fayda sağlayan ülkelerden biri olacak. Çünkü kota payında artış gözlemleyebilecek.” dedi. Lewis, zirvedeki konuşmasının başında bir takım bir golü kaçırmışsa veya yediği bir gol varsa, takımın koçunun takımına “bu gol önemli değil, önemli olan bir sonraki goldür” dediğini, kendisinin de konuşmasında bu ruh anlayışı ile küresel ekonomik istikrarın önceliklerinden bahsedeceğini söyledi.
Daha düşük kârlarla çalışıyoruz
AVRUPA borç krizinin, en büyük dış ticaret ortağı olması nedeniyle Türkiye’yi de etkileyeceğini kaydeden Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın şöyle konuştu: “Küresel kriz, bu krizle baş etmeye çalışan Merkez Bankası’nın izlemekte olduğu para politikası ve BDDK düzenlemeleri; sektörde kaynak baskısının daha fazla hissedilmesine, kaynak maliyetinin artmasına, özkaynakların aşınması ile sonuçlanan bono-tahvil faiz oranlarının yükselmesine ve karlılığın düşmesine neden olmaktadır. Bankacılık sektörü, risklerin daha artmakta olduğu bir ortamda daha düşük karlılık ile çalışmak durumunda kalıyor.” İMKB’de işlem gören finansal kurumların piyasa değerinin hızlı düştüğüne işaret eden Aydın, piyasa değerlerinin 1 yılda yüzde 30 gerilediğini kaydetti.
Bilgin’e onur ödülü
Active Academy’nin düzenlediği zirve kapsamında bankaların bilançoları 5 kritere göre incelendi. ‘Ekonomiye Katkı’ ödülünü İş Bankası, ‘Dış Ticarete Katkı’ ödülünü Yapı Kredi ve Halk Bankası alırken, “Bireysel Müşteri Memnuniyeti Ödülü”ne Garanti Bankası layık görüldü. Onur ödülü ise BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in oldu.