Güncelleme Tarihi:
Bankacılık kaynakları, dedikodu riskinin yüksek olduğu dönemlerde, banka şube müdürlerinin üzerindeki hedef baskısının kaldırılması gerektiğini bildirdi.
Bilgin, “Faktoring Sektörünün Gelişmesi ve Ekonomiye Katkıları” konulu panelin açılışında yaptığı konuşmada, “Hiçbir banka mensubu diğer bir banka hakkında 3-5 kuruş fazla mevduat toplamak için olumsuz bir ifade kullanamaz. Bu dönemde fısıltı, dedikodu riskine izin vermeyiz” uyarılarını basın mensuplarına değerlendiren bankacılık kaynakları, hiçbir bankanın dedikodu riskini kaldıracak mali güce sahip olmadığını belirtti.
Dedikodu riskinin yüksek olduğu dönemlerde, şube müdürlerinin üzerindeki hedef baskısının kaldırılması gerektiğine işaret eden yetkililer, o kaygı bir kere yuvarlanmaya başlandığında, sonra nerede duracağının bilinemeyeceğini vurguladı.
Kaynaklar, her banka “ben iyiyim” demek durumunda kaldıkça, kamuoyundaki hassasiyetin tersine daha da ağırlaşacağına, “bizde bir şey yok” dedikçe bu sefer insanların daha tedirgin olmaya başlayacaklarına dikkati çekti.
Bu tarz hassas dönemlerden geçilirken bankaların, genel müdürlüklerine, şubeler üzerindeki, bölgeler üzerinde koydukları “Şu kadar mevduata çıkaracaksınız”,“şu kadar karlılığa ulaşacaksınız”, “bu kadar müşteri katacaksınız” tarzı hedeflerinin konmaması gerektiğine vurgu yapan bankacılık kaynakları, 2001 krizinde birçok bankanın bundan zora girdiğini ifade etti.
Banka satışları için önemli uyarı
Bilgin, satış aşamasında olan bankalara ilişkin çıkan haberlerle ilgili de uyarıda bulundu.
Bilgin, bu dönemde bir kısım bankaların bazı nedenlerle satış aşamasında olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
“Bu bankalara talip olduğunu bildiğimiz bankaların, ortada hiçbir şey yokken, ilgili kurumlarla irtibat sağlanmamışken açıklama yapmaları hoş karşılanmaz. Hele halka açık bankalarla ilgili olarak fiyat, rakam telaffuz etmeleri kabul edilemez. Türk bankacılık sistemindeki bankalar üzerinden başka ülke bankalarının reklam yapmasına kesinlikle izin vermeyiz. Bugün Avrupa'nın en önemli sorunu olan güveni tesis etmemiz, uzun yıllarımızı aldı ve bu yolda yıllarımızı harcadık. Bu mevcut ortamı korumak da boynumuzun borcu...”