Güncelleme Tarihi:
Küresel finansal krizde başarılı sınav veren Türk bankacılık sektörü, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminde de sistemi ayakta tutarak ve rutin çalışmaları sürdürerek, sektörün stratejik önemini ve gücünü tüm dünyaya gösterdi.
FETÖ'nün Türkiye'nin mili birlik ve beraberliğine, demokrasisine ve ekonomisine yönelik hain darbe girişimi, aziz milletin ve hükümetin kararlı karşı duruşuyla bertaraf edildi.
Darbe girişiminin bankacılık sektörüne ve finansal piyasalara olası etkilerini asgari düzeye indirmek için başta ekonomi yönetimi olmak üzere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından (TCMB), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), kamu ve özel bankalar, katılım finans kurumları ve diğer paydaşlar proaktif adımlar attı.
İlgili kurum ve kuruluşlar, öncelikle yaptıkları açıklamalarla FETÖ'nün hain darbe girişimini güçlü şekilde kınarken, piyasaların rutin çalışmalarına devamı ve sistemin sağlıklı işleyişi için önlemler aldı.
Merkez Bankası, bankalara gerekli likiditeyi limitsiz sağlayacağını ve gerekli görülmesi halinde, finansal istikrarı korumaya yönelik ihtiyaç duyulacak tüm önlemlerin alınacağını duyurdu.
BDDK, ATM'lerde, kredi kartlarında ya da sistemin herhangi bir noktasında sorun olmadığını, sistemimiz normal, rutin çalışmasına devam ettiğini ve endişe edecek herhangi bir olumsuzluğa sevk edecek bir durum söz konusu olmadığını açıkladı.
Kamu ve özel bankalar da vatandaşların şubelerde ve ATM'lerde nakit sorunu yaşamayacaklarını, müşterileri istedikleri miktarda nakdi bankalardan çekebileceklerini ve bu güçte olduklarını vurguladı.
Aradan geçen 4 yılda çeşitli sınamalardan geçen bankacılık sektörü, güçlü sermaye yapısı, deneyimli insan kaynağı ve tecrübeli yönetim kadrosuyla Türkiye'nin stratejik sektörlerinden biri olduğunu kanıtladı.
"SEKTÖRE VE KURUMUMUZA OLAN GÜVEN BİR KEZ DAHA KUVVETLİ BİR BİÇİMDE TEYİT EDİLDİ"
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, ülkeye, millete ve istikrara karşı yapılan 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin, finansal sistemin sağlamlığı ve ekonomik temellerin güçlü olduğu gerçeğini değiştiremediğini söyledi.
Milletin canı pahasına meydanlara inerek demokrasiye ve egemenlik haklarına sahip çıkarken, finansal otoriteler düzeyinde süratle yapılan görüşmeler ve alınan tedbirlerle bankacılık sisteminde hiçbir sorun yaşanmadığını vurgulayan Akben, ATM, havale ve internet bankacılığı sistemlerinin kesintisiz çalışmasını sürdürdüğünü ve tüm banka şubelerinin normal faaliyetlerine devam ettiğini dile getirdi.
Akben, şunları kaydetti:
"Menfur girişim, Türk bankacılık sektörünün dayanaklılığı ve sahip olduğu dirayetinin gücünü kanıtladığı, uluslararası finans ders kitaplarına örnek vaka olarak geçebilecek bir stres testi olarak görülmektedir. Bankalardan fon çıkışının aksine TL mevduat hacmi artmış, likidite sorunu yaşanmamış, finansal piyasalar ve altyapılar kesintisiz olarak çalışmaya devam etmiştir. Sektöre ve kurumumuza olan güven bir kez daha kuvvetli bir biçimde teyit edilmiştir. 15 Temmuz 2016 sonrası sendikasyon kredisi yenileme oranı yüzde 95 seviyelerinde gerçekleşirken darbe girişimine rağmen yabancı sermayeli bankaların sermaye artışı kararları uluslararası finans kuruluşların Türkiye’ye olan güçlü güvenini somut rakamlarla göstermiştir.
15 Temmuz, milli birlik ve dayanışma ile tarihe büyük harflerle yazılmıştır. 4. yıldönümünde bir kez daha menfur ve melun darbe girişimini lanetleyerek kınıyorum. Allah tüm şehitlerimizin mekanını cennet kılsın, gazilerimize sıhhat ve afiyet ihsan eylesin. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününüzü kutluyorum."
"BANKACILIK HİZMETLERİ KESİNTİSİZ SÜRDÜRÜLDÜ"
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın ise 15 Temmuz 2016'da ülkeye ve devlete yapılan hain darbe girişimine karşı bankacılık sektörünün de somut ve sağlam bir duruş sergilediğini belirtti.
Olayın sıcak saatlerinde müşterilerin tüm taleplerini karşılamak için gerekli koordinasyonu sağladıklarını ve aksiyonu aldıklarını hatırlatan Aydın, "Ekonomimiz için en doğru olanı yapmanın sorumluluğu içinde olduk. Bankacılık hizmetlerinin kesintisiz olarak sürdürülmesi, piyasaların olağan şekilde çalışması için ne gerekiyorsa yaptık. Sektörümüz elinden gelen tüm imkanları ülkemiz ve milletimizin hizmetine sunmaya devam etti. Bu vesileyle şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize minnetlerimizi sunuyorum." ifadelerini kullandı.
"EKONOMİNİN CANLANMASI VE BÜYÜMENİN HIZLANMASI İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE MÜCADELE ETTİK"
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Başkanı ve Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir de Türkiye'nin 15 Temmuz 2016'da hain darbe girişimi ile karşı karşıya kaldığını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iradeleri ve aziz milletimin feraseti ve dik duruşuyla bağımsızlığı ve demokrasiyi hedef alan bu girişimin
bastırıldığını anlatan Özdemir, "Stratejik ve jeopolitik konumu ile yükselen bir güç olan Türkiye, darbe girişiminin etkilerini çok kısa bir sürede atlatarak hızlı toparlanma sürecini yaşadı. Hükümet, reel sektör temsilcileri, finans dünyası, sermaye piyasaları ve ekonominin tüm aktörleri ile halkımız çok kısa sürede tek yumruk oldu ve kararlı bir duruş ve davranış sergilendi. Darbe girişiminin olumsuz sonuçları da kısa süre içerisinde bastırılarak başarılı bir kriz yönetimi sağlandı." ifadelerini kullandı.
Özdemir, darbe sürecinde tüm kadrolarıyla birlikte tek yürek olarak krize karşı aldıkları önlemleri hızlıca hayata geçirmeye başladıklarını dile getirdi.
Ziraat Katılım olarak, o gece genel müdürlükte sistemlere yönelik olası siber saldırılara karşı ciddi tedbirler aldıklarını aktaran Özdemir, aynı
gece genel müdürlük binasına ve şubelere bayraklar asarak devletin ve demokrasinin yanında milli bir duruş sergilediklerini belirtti.
Özdemir, şunları kaydetti:
"Ekonominin canlanması ve büyümenin hızlanması için var gücümüzle mücadele ettik. O gece gördük ki, aziz Türk milletinin imanı, feraseti, azmi ve cesareti ile kazanamayacağı zafer yoktur. Bu vesileyle vatanımızın dört bir köşesinde hain darbeciler karşısında tarih yazan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, cesaretleri ve fedakarlıkları için de gazilerimize şükranlarımı sunuyorum."
"FİNANSAL İSTİKRARIMIZI KALICI KILAN TEMEL UNSUR İHRACAT ODAKLI BİR MİLLİ EKONOMİ ANLAYIŞI"
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ise Cumhuriyetin temel ilke ve değerlerinin merkezinde bağımsızlığa olan tutkularının bulunduğunu belirtti.
Tarih boyunca gücünü ve dirayetini tüm dünyaya kabul ettiren Türk milletinin, zaman zaman çeşitli unsurların saldırısına uğrasa da her defasında demokrasiye düşman bu girişimleri başarıyla geri püskürttüğünü ifade eden Arslan, "İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un da dizelerinde vurguladığı gibi ezelden beridir hür yaşayan milletimiz, egemenliğine kast eden bu girişimlere karşı inançla ve fedakarlıkla mücadele ederek asla geçit vermemiştir ve vermeyecektir." dedi.
Arslan, 15 Temmuz darbe girişiminin, maalesef bu yöndeki çabaların en hain ve kanlı kalkışmalarından biri olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin 2000'li yıllarda yazdığı ekonomik ve siyasi başarı ile toplumsal kalkınma hamlesini içine sindiremeyen bir takım odakların, Gazi Meclisi kurşunların hedefi yapacak kadar gözlerini kararttığını anlatan Arslan, şöyle devam etti:
"Ne mutlu bize ki, 'Ben bugüne kadar milletin üstünde bir güç tanımadım' diyerek her zaman cesur bir irade gösteren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, o gecenin karanlığı ertesi sabaha kalmadan aydınlandı. Ulu Önder Atatürk'ün bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimiz bir badireyi daha atlattı. 15 Temmuz'dan sonraki süreçte, finansal istikrar açısından kritik virajları başarıyla geride bıraktık. Özellikle son iki yılda ekonomide güçlü bir paradigma değişikliği yaşadık.
Ekonomimiz her türlü müdahaleye karşı güçlü bir bağışıklık kazandı. Finansal istikrarımızı kalıcı kılan temel unsur; önceliği yerli üretime vererek sanayicimizin ithalata bağımlılığını ortadan kaldıran, ihracat odaklı bir milli ekonomi anlayışı oldu. Aynı zamanda, Türk lirasının gücünü korumayı da amaçlayan bu yaklaşım, rekabetçi kur politikasıyla imalatçı sektörlerin desteklendiği yeni bir ekonomi modelini önümüze koydu."
Osman Arslan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele sürecinde de aynı dirayeti gösterdiklerini söyledi.
Halkbank olarak pandemi sürecinde 6 Temmuz itibarıyla 1 milyon 959 bin müşteriye 73,5 milyar TL kredi kullandırdıklarını belirtti.
Bu kredilerin yüzde 24'e yakınını esnaf ve sanatkârların aldığını ifade eden Arslan, 485 bin 500 firma ile 229 bin bireysel müşterinin toplam 27 milyar TL tutarındaki kredisini ötelediklerini dile getirdi.
Arslan, böylece, 2 milyon 673 bin müşteriye 100,5 milyar TL destek sağladıklarını, bundan sonraki süreçte daha da inovatif ve dinamik bir bankacılık sunacaklarını sözlerine ekledi.
"ÜLKEMİZİN GELECEĞİNDE STRATEJİK ÖNEME SAHİP PROJELERE SAĞLADIĞIMIZ DESTEĞİ AYNI KARARLILIKLA SÜRDÜRDÜK"
DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş de Türkiye'nin ve demokrasinin bundan dört yıl önce önemli bir sınav verdiğini ve bu sınavdan başarıyla çıktığını belirtti.
Aktiflerinin yüzde 100'ünü bu toprakların insanlarının geleceği için kullandıran milli bir banka olarak o dönem yaptıkları değerlendirmelerde bankacılığın ve makroekonomik göstergelerinin sağlam olduğunu vurguladıklarını ve ileriye güvenle baktıklarını hatırlatan Ateş, bu anlayışla, geçen dört yıllık süreçte KOBİ, tarım, bireysel, kurumsal müşteriler ve ülkenin geleceğinde stratejik öneme sahip projelere sağladıkları desteği aynı kararlılıkla sürdürdüklerini anlattı.
Ateş, şunları kaydetti:
"Memleketimizin geleceği için çalışmayı kendisine misyon edinen kurum olma hüvviyetimizle, Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine erişeceği her türlü zaruri yatırımlar için sağladığımız finansmanı durmaksızın sürdüreceğimizi ifade etmek isterim.
Hem kurulduğumuz günden beri yılmaz savunucusu olduğumuz Cumhuriyetimizin ve milli duruşumuzun bize verdiği güçle hem de omuzlarımızdaki sorumluluğun bilinciyle çalışmaya devam edeceğiz."