Güncelleme Tarihi:
BİRLEŞİK Krallık (İngiltere) markasını pazarlamak üzere Türkiye dahil pek çok ülkede yürütülen ‘Great’ kampanyası kapsamında BBC’nin CEO’su Tim Davie, İstanbul’a geldi. Medyaya siyasi etki, ‘etik’ olarak tüm dünyada tartışılırken, dünyanın en büyük kamu medya kuruluşunun tepe yöneticisiyle editoryal bağımsızlığı konuştuk.
BBC, sahibi devlet olan dünyanın en büyük medya kuruluşu. BBC’yi Birleşik Krallık markasından nasıl ayırıyorsunuz?
- BBC, gerek editoryal gerekse operasyonel olarak Birleşik Krallık hükümetinden bağımsız kamu hizmeti yapan bir yayıncı. Tüm dünyada tarafsızlığımız ile tanınıyoruz. Ancak aynı zamanda temel olarak Britanyalıyız ve Tüzüğümüz ‘Birleşik Krallık’ı, ulusunu, bölgelerini ve topluluklarını temsil etmemizi’ ve onu dünyaya ve dünyayı ona taşımamızı da gerektiriyor. Birleşik Krallık’ın dışında, izleyicilerimizin Britanya menşeli içeriklerin kalitesini ve ayırt ediciliğini takdir ettiğini görüyoruz, ancak yerel hassasiyetlere de uyum sağlıyoruz. Örneğin, Cumartesi geceleri 10 milyon izleyiciye sahip olan Strictly Come Dancing, Birleşik Krallık’ın dışında Dancing with the Stars adı altında 50 ülkede yayınlanıyor.
BAĞIMSIZLIK MERKEZİMİZDE
Ülkenin siyasi çizgisine ne kadar paralel hareket ediyorsunuz? Daha dolaysız söylemek gerekirse, ne kadar bağımsızsınız?
- Ürettiğimiz tüm yayınlarda, hükümetten bağımsızlığımızı koruyoruz ve tarafsızlık, 90 yıllık tarihimiz boyunca BBC’nin merkezinde yer aldı. Tüm dünyada bununla tanınıyoruz.
Bağımsızlığınızı korumak konusunda neler yapabiliyorsunuz? Resmi makamlara zıt düştüğünüzde neler olabiliyor?
- Siyasi tarafsızlığımız, tüzüğümüz ve editoryal politika ve süreçlerimiz üzerinden korunuyor. Gazetecilerin ve ekiplerin zorlu ortamlarda aldığı riskleri yönetmek ve asgari düzeye çekmek için elimizden geleni yaparken cephe hattındaki raporlamanın ve bunu gerçekleştirenlerin adanmışlığını takdir ediyoruz.
‘İçerik kraldır’a inanıyorum
Medyanın geleceğindeki öngörüleriniz nedir?
- Linear kanalların halen iyi bir büyüme potansiyeline sahip olduğuna önümüzdeki yıllarda da bu potansiyelini koruyacağına inanıyorum. Halen ‘içerik kraldır’ sözüne güçlü bir şekilde inanıyorum. Doctor Who’dan Breaking Bad veya 24’e kadar
küresel televizyon markalarının yükselişine bir bakın. BBC Worldwide olarak içerik ve haklara yaptığımız yatırımı yılda 200 milyon sterline yükseltmemizin sebebi de bu.
Great Festivali’nde ilk ayak İstanbul
BBC, Great Yaratıcılık Festivali ile işbirliği yapıyor?
- BBC Worldwide, dünyanın her yerinde Britanya’nın yaratıcılığının desteklenmesinde aktif rol oynuyor. Britanya’da
üretilen televizyon içeriklerinin ana ihracatçılarından biri olarak, en büyük ABD dışı bitmiş program distribütörü ve 110 ülkedeki BBC kanallarının işletmecisiyiz. Bu, bizi ilk olarak İstanbul’da, ardından da Asya’da gerçekleştirilecek olan Great Festivali’nin de doğal bir katılımcısı yapıyor.
Gelişmiş ülkeler kendini pazarlıyor
Bir proje bir ülkenin markasını nasıl yaratır?
- Ancak odaklı kampanya hedefine ulaşabilir. Great kampanyası da Britanya’nın yaratıcılığını hayata geçirerek herhangi bir şeyi ileri sürmek yerine deneyimler ve gösteriler yaratıyor. BBC de Britanya’nın yaratıcılığını yansıtıyor. Sherlock gibi bir dizinin metin, oyunculuk ve yapım sonrası tekniklerinin orijinalliğini düşünmeniz yeterli. Bunların tümü, ülkenin markasının inşa edilmesinde önemli bir rol oynuyor.
Ayakta kalmak için YARATICILIK ŞART
BİRLEŞİK Krallık’ın GREAT Yaratıcılık Festivali’nde konuşan Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, dijital çağda liderliğe değinerek “Ayakta kalabilmak için çok yaratıcı olmak şart” dedi. BİRLEŞİK Krallık’ın 20-22 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da düzenlediği GREAT Yaratıcılık Festivali’nde “Dijital Çağ’da Liderlik” konusu ele alındı. BBC CEO’su Tim Davie, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, Vestel CEO’su Turan Erdoğan ve Birleşik Krallık Sağlık Bakanlığı’ndan Lord Howe’ın katıldığı oturumda dijital çağ her yönüyle ele alındı. Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Begümhan Doğan Faralyalı, dijital çağın olağanüstü bir güç olduğunu belirterek “Bu güç iyi yapılandırırsanız pek çok hayatı değiştirebilir. Ancak bu güç dikkatinizi de dağıtabilir. Örneğin medyanın dikkatini çok dağıttı bu güç, fakat müzik endüstrisi birkaç yılda dikkatini toparladı” dedi. Begümhan Doğan Faralyalı sözlerini şöyle sürdürdü: “Gangnam Style bir adamın yaptığı ucuz bir içerik. Youtube’da patladı. Dağıtımda da büyük medya şirketlerine bağlı değiller. Bir video ile ünlü olmak, marka yaratmak mümkün. Çok farklı formatlar var. Ayakta kalabilmek için çok yaratıcılık şart.”
Liderliğin ana değerlerinin dijital çağda da aynı kaldığını belirten Begümhan Doğan Faralyalı, “Fakat artık dijital çağın lideri daha demokratik. Bugünün liderine yaklaşmak daha kolay. Günümüz gençliği çabuk sıkılıyor onları motive etmek zor.Yetki ve sorumluluk almak istiyorlar” diye konuştu. Şirketlerin insanların çok yönlü olmalarına izin vermesi gerektiğini vurgulayan Begümhan Doğan Faralyalı, şu görüşleri aktardı. “Klasik şirketler bu tür çok farklı yetenekleri olan insanları çok bastırıyor. Peki biz ne yapıyoruz? İyi bir lider seçip yetkiyi ona bırakıyoruz. Kimse başarısızlığı yermiyor. Yanılmaktan, risk almaktan korkmuyorlar böylece. Esneklik şart. Ben sabah 9 akşam 6 çalışma saatlerine inanmıyorum. Biz 7/24 çalışıyoruz. İşini ciddiye alan herkes akşam 6 sonrası da işini düşünür.”
Türkiye’nin genç nüfusuna, insanların teknolojiye açık olduğuna işaret eden Begümhan Doğan Faralyalı, “Ancak insanlar teknolojiye açıkken şirketler bu konuda zorlanıyor. Bizde teknoloji yatırımı daha çok donanım olarak algılanıyoır. Orada sıkıntı yok ama yazılımda sıkıntı var” dedi.
İngiltere güvenli, sürpriz yok
Festival’de konuşan Harrods Genel Müdürü Michael Ward, “Biz ekibimize her zaman, ister son derece şık olsun ister döküntü şeyler giysin herkse iyi muamele yapasını söyleriz. Kimin zengin kimin yoksul olduğunu her zaman kıyafetlerinden anlayamazsın. Ayrıca, yarın kimin zengin olacağını da bilemeyiz” dedi. İngiltere’yi, Londra’yı bu kadar pöpüler yapan şeyi güven ve hukuk kavramlarıyla açıklayan Ward, “Biz hukuk sayesinde insanların sokakta huzurl gezmesini sağlarız. Bir ev alırsanız başınza bir şey gelmez, yarın karşınıza sürpriz bir vergi çokmaz” diye konuştu.
İngiltere’nin en çok ziyaret edilen 10 yeri arasında bulunduklarını anlatan Ward, Türk markaların Harrods’a girmesiyle ilgili şöyle konuştu: “Bizi günde 50 bin kişi ziyaret ediyor. Dünyanın sahnesi giiyiz. Harrods’ta satılan markalara karar veren biz değiliz; tüketici. Harrods’ta olmanın yolu tüketiciyi kazanmaktan geçiyor. Türk markalar da eğer, global bir pazarlama yapıyor olsalar kesinlikle bizde yer bulurlar. Godiva ve Bee Goddess şu anda mağazamızda yer alan Türk markalardan.”