Güncelleme Tarihi:
Araştırma, Aralık 2020’de Türkiye çapında bin 200 kişi ile görüşerek, Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü’nden Prof. Dr. Ali Hakan Büyüklü ile Bursa Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Dr. Ömer Bilen’in akademik denetiminde, bilgisayar destekli telefonla yapılan anket yöntemi ile (CATİ) gerçekleştirildi. Araştırma sonuçlarını inceleyen Baydarol, KÖİ çerçevesinde altyapı ve kalkınma konusunda gerçekleştirilen kamu yatırımlarının halk tarafından faydalı bulunduğunu, ancak projeler hakkında bazı önemli konularda halkın eksik ve yanlış bilgi sahibi olduğunu belirtti.
KÖİ projelerinde tartışmaların ağırlıklı olarak siyasi zeminde gerçekleştiğine değinen Baydarol, “Araştırmaya yansıyan diğer bir bulgu da kamuoyunun ortaya atılan tartışmaları siyasi ve objektiflikten uzak bulduğu şeklinde. Bunun yanı sıra KÖİ konusunda yerleşik algının da seçmenin yönelimine göre değişiklik gösterdiği karşımıza çıktı. Örneğin, ‘Cumhur İttifakı’na oy veren kitlenin hayata geçirilen projelere daha çok destek verdiği görülürken; ‘Millet İttifakı’na oy verenlerin yarısının projelere tamamen karşı olduğu, kalan kısmının ise projeleri ülke açısından gerekli ve faydalı bulduğu görülüyor.” dedi.
YANLIŞ ALGILAR YERLEŞMİŞ
Araştırma sonucuna göre, KÖİ projeleri konusunda kamuoyunun mevcut algısı şekillenirken daha çok televizyon ve dijital mecrada dillendirilen iddiaların belirleyici olduğunu ifade eden Baydarol, “Televizyon ve internet medyasını, yakın çevreden duyulan görüşler takip ediyor” diye konuştu. Baydarol sözlerini şöyle sürdürdü;
“Özellikle basında yer alan hayata geçirilen projelere ‘el konulması’ şeklindeki söylemler, kamuoyunda projelerin devlete ait olmadığı gibi yanlış bir algı yerleşmesine neden olmuş. Siyasi zeminde düzenli olarak dillendirilen, kimi zaman gerçeğe dayanmayan iddiaların, kamuoyunda devlet kaynaklarının özel sektör şirketlerine yüksek maliyetlerle aktarıldığı gibi bir algının oluşmasına neden olduğu da araştırma sonucunda karşımıza çıktı. Belli ki, uluslararası finansman ile yapılan bu çaptaki projelerin sözleşmelerinin dövize endeksli olması gerekliliği halka iyi anlatılamamış. Bu sebeple, Türk lirası cinsinden gelir elde edip kredi borçlarını döviz üzerinden ödeme yükümlülüğü olan proje şirketlerinin yıl içindeki kur riskini üstlendikleri de bilinmiyor, aksine daha fazla kazanç sağladıkları gibi yanlış bir anlayış oluşmuş. Bunun dışında, araştırma sonuçları gösteriyor ki; halk, projelerin işletme süreleri sonunda kamuya devredileceği gibi çok temel bilgilere dahi sahip değil. Nitekim çevre konusu da bunlardan biri. Bu büyüklükteki projelerin, finansman anlaşmaları gereği uluslararası çevre kuruluşlarının standartlarına da uygun olarak inşaat ve işletme süreçlerini yürütme zorunluluğu var. Böyle olmasına rağmen, projelerin çevre hassasiyeti ile yapılmadığına ilişkin yanlış bir algı da oluşmuş.”
“KAMUOYU FAYDALARININ FARKINDA”
Araştırmada, KÖİ konusunda kamuoyuna yerleşmiş algının yaş grupları, eğitim ve gelir düzeylerine göre farklılık gösterdiğini belirten Baydarol, “Kamuoyu, çoğu Yap İşlet Devret modeli ile hayata geçirilen ‘KÖİ’ projelerinin istihdam sağlama, sektöre tecrübe kazandırma, kamunun kaynak yetersizliği durumunda ihtiyaç duyulan yatırımlara hız kazandırma ve birçok projeyi aynı anda yapabilme gibi konularda genel bir olumlu uzlaşı içinde. Araştırma sonuçları bize gösteriyor ki; projelerle ilgili olumsuz düşünceler genel olarak bilgi eksikliği ve gerek siyasilerin gerekse çeşitli medya organlarının olumlu veya olumsuz anlamda hatalı yönlendirmeleri sonucunda doğru eksene oturtulamayan tartışmalardan kaynaklanıyor. Özellikle pandeminin de etkisi ile şehir hastaneleri ve otoyollara kamuoyunda sempati ve destek yüksek. Sonuç olarak kamuoyunun büyük bir çoğunluğu KÖİ ile hayata geçirilen projeleri gerekli ve faydalı buluyor” diye konuştu.