Oluşturulma Tarihi: Ekim 19, 2002 02:12
Atatürk'ün emri ile kurulan Sümerbank'ı 1995 yılında satın alan Hayyam Garipoğlu, banka kaynaklarını şirketleri için ucuz ve limit dışı kredi mekanizması gibi gördü. Sonunda 1999'da Sümerbank'a el konduğunda bankanın içinden 248 trilyon lira boşaltılmış durumdaydı.
HAYYAM Garipoğlu, 1995 yılının Ekim ayında 103.4 milyon dolara satın aldığı Sümerbank'ı, 22 Aralık 1999 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) kararıyla TMSF'ye devrederek kaybetti. Son yıllarda TMSF'ye devrolan bankaların önemli kısmında görüldüğü gibi Garipoğlu'nun banka sahipliği de kısa sürdü.
248 trilyon liralık ‘‘boşaltma operasyonu’’ yaşayan Sümerbank, tıpkı Etibank gibi
Atatürk'ün döneminde özel emirle kurulmuş, kötü yönetildiği dönemler olsa bile ortalama 70 yıl ayakta kalmayı başardıktan sonra satıldıkları kişilerin ellerinde ilk beş yıllarını dolduramamış bankalardan biriydi.
Bankanın devri sırasında TMSF'nin açıkladığı raporlarda bankanın 248 trilyon liralık boşaltma operasyonuna uğradığı yer aldı. Hayyam Garipoğlu ve bankanın 23 eski yöneticisinin, Mali Şube Müdürlüğü'nde yapılan sorguları sırasında Kıbrıs'ta off-shore bankacılık yapmak üzere kurulan Efektifbank Ltd.'ye 52 milyon
dolar aktardıklarını kabul ettikleri de açıklandı.
MALKİ BAĞLANTISI
Ancak, Hayyam Garipoğlu'nun kamuoyu önüne ilk çıkışı Sümerbank'ın TMSF'ye devri ile gerçekleşmedi. Garipoğlu, Nesim Malki cinayeti ve Türk Ticaret Bankası skandalıyla Türkiye'nin gündemine daha önce girmişti. Sümerbank'ın TMSF'ye devredilmesi sonrasında, bankanın bu iki olaya karışan Garipoğlu'nun elinden özellikle alındığı iddiaları da ortaya atıldı. O günlerde, Garipoğlu'nun adı, 12 Aralık 1998 yılında, bankası Bankekspres'e el konula Korkmaz Yiğit ile yine Türk Ticaret Bankası nedeniyle birlikte anılıyordu.
Garipoğlu, Bursa'da öldürülen Nesim Malki'den aldığı kredilerle Sümerbank'ı satın aldığını daha önce Malki soruşturması sırasında açıklamıştı. Bununla birlikte Garipoğlu ile Malki arasındaki ilişki ve Malki cinayeti nedeniyle tutuklanıp yargılanmış olan Erol Evcil arasındaki ilişki hálá tam olarak çözümlenebilmiş değil.
Hayyam Garipoğlu, Sümerbank soruşturmaları sırasında Erol Evcil ile aralarında Nesim Malki'den alınmış borç nedeniyle yaşanan çeşitli sorunlar olduğunu açıklamıştı. Ancak zamanla Sümerbank olayının derinleşmesi, bankaya el konulma nedenleri arasında Malki cinayeti ve Türkbank olaylarının payı olsa bile bankanın kasasının boşaltıldığını da ortaya çıkardı.
Sümerbank olayı araştırıldıkça, bankanın hangi işlemler aracılığıyla hangi şirkete nasıl ve ne kadar kaynak kullandırdığı tespit edildi.
Sümerbank'ın Kıbrıs'taki bankası Efektifbank'ın off-shore hesaplarında yaptırılan depo işlemlerine ilişkin bakiye olmadığı, bankanın bu işlemlerden 26.6 milyon dolar tutarında zarar ettiği anlaşıldı.
Belgelenen olaylardan bir diğeri Garipoğlu'na ait İpeks Tekstil ve Sümerbakır Sanayi'nin, yabancı bankalardan 46.5 milyon dolar tutarında
kredi kullanmasına imkan sağlandığı, yine bu şekilde kullandırılan 7.5 milyon dolarlık kredinin kayıt dışı kapatıldığı ve bu işlemlerde Sümerbank'tan sağlanan 28 milyon doların Efektifbank aracılığıyla kullandırıldığı ortaya çıktı.
36 ŞİRKET KULLANMŞ
Sümerbank davası ilerledikçe Hayyam Garipoğlu'nun, bankasını 36 aile şirketi aracılığıyla boşalttığı ortaya çıktı. Garipoğlu Şirketler Grubu'ndaki bu 36 şirketin, Sümerbank'tan tam 8.5 trilyon liralık kredi kullandığı ve bunları ödememek için hileli işlem gerçekleştirdiği belirlendi. Sümerbank ile ilgili bu iddialar, İstanbul 1'inci Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan ‘2000/417 Esas no’lu dava dosyalarında yer aldı.
MÜŞTERİLERİ DÖVDÜ
Sümerbank davasında dolandırıcılık, zimmet ve teşekkül oluşturma suçlamalarıyla yargılanan Hayyam Garipoğlu, İstanbul Adliyesi'ndeki duruşmalarının birinden çıkarken, denetçi raporlarında ‘hayalet banka’ olarak yer alan Efektifbank'ın bazı gerçek müşterilerinin saldırısına uğradı. Garipoğlu, adliye binasından çıkana kadar müşterileri tarafından bir hayli hırpalandı. Hayyam Garipoğlu'nun hakkında açılmış çeşitli davalar vardı. Ancak Garipoğlu, Sümerbank nedeniyle 17 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Garipoğlu'nun hapiste kalma süresi, batık banka patronları arasında Murat Demirel'den sonra en uzun ikinci süreyi temsil etti.
Sümerbank'ın kilit ismi Karahasanoğlu'ydu
TMSF'ye devredilen Sümerbank'ın eski genel müdürü İsmail Emen, Hayyam Garipoğlu'nun gözaltına alındığı günlerde Hürriyet'e yaptığı açıklamada, ‘‘Neden suçlandığımı bile bilmiyorum’’ demişti. Emen, genel müdürlüğü döneminde bankanın sahibi Hayyam Garipoğlu'na açılan krediler için 450 milyon dolarlık ipotek aldığını açıklamıştı. Eşinin tedavisi nedeniyle Amerika'da bulunan İsmail Emen, genel müdür olarak görev yaptığı Şubat 1998-Mart 1999 döneminde, suç oluşturabilecek herhangi bir işleme imza atmadığını iddia etmişti.
İlginç bir şekilde İsmail Emen'den önce Sümerbank'ın genel müdürlüğünü yapmış olan Şükrü Karahasanoğlu da ‘‘3 yıllık genel müdürlük dönemim murakıplarca denetlendi. Suç tespiti yapılamadı’’ açıklamasını yapmıştı.
İlginç olan Şükrü Karahasanoğlu, İstanbul 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde bu ifadeyi verirken, aynı zamanda Etibank davası kapsamında da tutuklu bulunuyordu. Özetle, Karahasanoğlu, Emlakbank dahil edildiğinde banka genel müdürlüğü yaptığı üç banka da içi boşaltılmış ender bankacılardan biri olarak Türk bankacılık tarihindeki yerini aldı. Karahasanoğlu, yukarıdaki sözlerini söylediği duruşma sonrasında Sümerbank davasından ‘tahliye’ edilmişti ama Etibank davası nedeniyle tutukluluğu sürmüştü.
Malki krizi yüzünden kredileri yeniledim
SÜMERBANK'a el konulmasından yaklaşık dokuz ay önce genel müdürlük görevinden ayrılmış olan İsmail Emen, Hürriyet'e yaptığı açıklamada, Sümerbank'tan grup kredisi kullanıldığını şu sözleriyle kabul etmişti.
‘‘Ben eski kredileri yeniledim. Nesim Malki krizi nedeniyle bu krediler yenilenmek durumunda kalındı. O dönemde Nesim Malki dosyası açılmış, Hayyam Bey gözaltına alınmıştı. Banka da çok zor bir durumdaydı. Kriz patladığında Hayyam Bey'in bu kredileri geri ödeyecek durumu yoktu. Yeni kredi vermedik ama var olanları da tahsil etme şansımız yoktu. Ama yenilenen kredilere karşılık olarak da 450 milyon değerinde teminat, ipotek aldım. Hayyam Bey'in bütün fabrikalarının, gayrimenkullerinin bankaya ipotek ettirdim. Her patron, kendi şirketleri için kredi kullanıyor. Önemli olan bu kredilerin yasal limitler içerisinde kalması. Hayyam beyin kullandığı kredilerin bir kısmı da bilindiği gibi Nesim Malki'nin öldürülmesinden sonra ailesine yapılan ödemelerden kaynaklandı.’’