Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 2002 02:01
Fon’a üç yılda 20 banka devredildi ve ekonomiye 17 milyar dolarlık yük bindirildi. Kötü yönetim ve kötü niyet sonucu batan bankalar, her Türk vatandaşının cebinden 246 dolar götürdü. Yani, bugün doğan bir bebek omzunda 246 dolarlık ‘batık banka borcu’yla dünyaya gözünü açmış olacak.
SON üç yılda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen 20 bankanın oluşturduğu 17 milyar dolarlık yük, her Türk vatandaşının cebinden 246
dolar çıkardı. Sadece bu bankaların TMSF'nin üzerine yıktığı ve sonuçta Türk vatandaşları tarafından ödenmek zorunda kalınacağı görüntüsü olan zararlar nedeniyle yeni doğan bebekler de 246 dolar borçla dünyaya gözlerini açmaya başladı.
TMSF'ye devredilen toplam 20 bankanın, Türkiye'ye oluşturduğu yük 16.7 milyar dolara ulaştı. Böylece, kötü yönetim ve kötü niyet sonucu içi boşalan bankalar, her Türk vatandaşının cebinden 246 dolar götürdü. Buna göre, bugün Türkiye’de doğan bir bebek, 246 dolarlık ‘batık banka borcu’yla gözünü dünyaya açmış olacak.
TOPLAM BORCUN % 12’Sİ
84 milyar doları iç, 125 milyar doları dış olmak üzere toplam borcu 200 milyar dolar olan Türkiye'nin, 20 banka için göğüslediği maliyet, faiz hariç, toplam borcun yaklaşık yüzde 12'sini buluyor. 20 bankanın Türkiye'ye oluşturduğu yük, Türkiye'nin IMF'den aldığı ve alacağı toplam 33.4 milyar dolar kredinin de yaklaşık yarısını oluşturuyor.
Aralarında ‘kötü niyet’ ile yönetilen bankaların da bulunduğu 20 TMSF bankasında gerçekleşmiş en büyük batık, ‘kötü yönetim’den kaynaklanan nedenlerle Demirbank'ta görüldü.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK), TMSF'ye devretme kararı aldığında yaklaşık 3.2 katrilyon liralık (o dönem itibariyle yaklaşık 5.7 milyar dolar)
bono portföyü taşıyan Demirbank'ın TMSF'ye yükünün 3 milyar dolar düzeyinde olduğu belirtiliyordu. Demirbank'ın kötü yönetim nedeniyle oluşturduğu bu zarardan sonraki en büyük zarar ise yaklaşık 2.8 milyar dolar ile Pamukbank'ta oluştu.
Yıllarca, Hazine'nin kontrolünde kalan ve sonuçta tasfiyesine karar verilen Türk Ticaret Bankası bile Türkiye'ye son rakamlar çerçevesinde 813 milyon dolarlık bir yük oluşturarak, tarihe karıştı.
Bankası elinden alındığı için en sert tepkileri gösteren Toprak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Halis Toprak'ın bankası Toprakbank, BDDK'nın kararıyla Bayındırbank bünyesine katıldı. Ancak bu bankanın, TMSF üzerinden Türkiye'ye kestiği 675 milyon dolarlık fatura henüz ortada.
Kötü niyetli olduğu iddiası ile banka patronları içinde en uzun süre cezaevinde kalan Egebank'ın eski sahibi Murat Demirel, cezaevinden çıkmasına rağmen bankasının neden olduğu kayıp, Türk ekonomisi tarafından karşılanmak durumunda.
Demirbank ve Pamukbank büyüklüğünde olmayan Murat Demirel'in bankası Egebank, Türkiye'ye en büyük maliyetleri oluşturan bankalar arasında yaklaşık 1.2 milyar dolarla yer aldı.
Türk bankacılık kesiminin içine girdiği sıkıntılı dönem nedeniyle Uluslararası Para Fonu'nundan (IMF), Türkiye'nin kullandığı krdenin toplamı kotaların üzerine çıkarak 33.4 milyar dolara (27.9 SDR) ulaştı. Bankacılık sistemine kaynak aktarımı gerekçesiyle bu düzeye yükselen IMF borçları açısından bakıldığında, TMSF bankalarının, neden oldukları zararı karşılamaları halinde yaklaşık yüzde 50 oranında daraltılması mümkün olabilecek.
Onlar da Bilgin gibi 333 yılda mı ödeyecek?
TOPRAKBANK'ın eski sahibi Halis Toprak, Pamukbank'ın eski sahibi Mehmet Emin Karamehmet ile Kentbank'ın eski sahibi Mustafa Süzer ile AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan arasında gerçekleştirilen Bözüyük zirvesi, ‘‘Bu üç eski banka patronu, Dinç Bilgin gibi kolay ödeme peşinde mi?’’ sorusunu gündeme getirdi. Batan Etibank'ın eski patronu Dinç Bilgin, Sabah ve ATV'yi ayda 200 bin dolara Turgay Ciner'e kiralamıştı. TMSF'nin de imzaladığı kira sözleşmesinden elde edilecek gelir, Etibank'tan doğan borçlara gidecek. Ancak, bu kira ile Etibank'ın zararı en az 333 yılda kapatılabilecek.
Toprak, Karamehmet ve Süzer'in de Tayyip Erdoğan ile görüşerek Bilgin gibi, ‘ballı ödeme planı’ peşinde oldukları iddia ediliyor.
Bürokratlar endişeli: Yine eskiye mi dönüyoruz
TOPRAKBANK'ın eski sahibi Halis Toprak, Pamukbank'ın eski sahibi Mehmet Emin Karamehmet ile Kentbank'ın eski sahibi Mustafa Süzer'in önceki gün Bozüyük'te AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan ile yaptıkları gizli zirve, Ankara'da ekonomi yönetimini rahatsız etti. İki ağır krize rağmen bankacılık sektörünün yeniden yapılandırılması konusunda atılan zor adımlarla, sektörün rehabilite edilmeye başlandığını belirten bürokratlar, Bozüyük zirvesi ile ‘‘bankacılıkta eskiye mi dönüyoruz’’ sorusunu sormaya başladı. Başta Bankacılık Düzenleme ve Dentleme Kurulu olmak üzere, oluşturulan yeni yapı sayesinde, bankacılık sektörünün siyasi etkilerden arındırıldığına dikkat çeken ekonomi bürokratları, Recep Tayyip Erdoğan'ın batık üç bankanın patronu ile buluşmasının, siyasilerin yeniden bankacılık sektörüne müdahale edebileceği mesajı taşıdığına dikkat çekiyorlar. Uluslararası Para Fonu'ndan sağlanan milyarlarca dolar destek ile yürütülen ekonomik programın temel unsarları arasında bankacılık sektöründeki yeniden yapılanmanın bulunduğunu hatırlatan bürokratlar, bu konuda oluşturulacak şüphelerin sadece Türkiye-IMF ilişkilerini değil, Türkiye'nin uluslararası finans çevreleri ve yabancı sermaye ile olan ilişkilerini de çıkmaza sokacağı uyarısında bulunuyorlar.