Güncelleme Tarihi:
Vardan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Afrika'daki yatırım imkanlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Son yıllarda atılan adımlarla Türkiye ve Afrika ülkeleri arasındaki dış ticaret hacminin arttığını vurgulayan Vardan, bu artışın yeterli olmadığını, "kara kıta"nın önemli potansiyel barındırdığını söyledi.
Vardan, Afrika'da hemen her sektörde Türk yatırımcıların iş yapabileceğini belirterek, "Acil olanlar ise oradaki açlık sorunu nedeniyle gıda, tarım ve hayvancılık konuları başta geliyor. Bunun yanında enerji sektörü özellikle Sahra Altı Afrika ülkeleri ciddi anlamda enerjiye muhtaç, bu alanda yapılabilecek ciddi yatırımlar var. Biz de DEİK olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile buralarda enerji yatırımlarımızı gerçekleştirebilmek üzere bir mekanizma üzerinde çalışıyoruz. Bu da milli enerji politikamız içerisinde, spesifik olarak çalıştığımız alanlardan birisi. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili orada çalışmalarımız olacak." diye konuştu.
"DEĞERLİ MADEN YATAKLARININ İŞLETİLMESİ"
Afrika'nın birçok ülkesinde değerli maden yatakları bulunduğuna dikkati çeken Vardan, bunların işletilmesiyle ilgili bir mekanizma oluşturmak istendiğine dikkati çekti. Vardan, bu alandan elde edilecek gelirle de o ülkelerde altyapı inşaatı başta olmak üzere yatırımlar yapılacağını ifade etti.
Vardan, Türk iş adamlarının Afrika'da inşaat yatırımlarına da ağırlık vereceğini dile getirerek, "Çünkü hemen her ülkede altyapı ihtiyacı var. Hangi ülkeye bakarsanız bakın bu tür yatırımların irili ufaklı olduğunu göreceksiniz. Bizim de ciddi katkılarımız olacak." değerlendirmesinde bulundu.
Afrika'da yatırım yapan Türk işletmelerine değinen Vardan, "Örneğin Etiyopya'da iş adamlarımız satın almak veya kiralamak suretiyle pamuk yetiştirip, bir tesiste iplik haline dönüştürüyorlar. Bütün proseslerden geçerek tişört üretiliyor. Bunları yapan firmalarımız var. Oralarda 2-3 bin kişi çalıştıran firmalarımız var. Bizim düşüncemiz biz de kazanalım, onlar da kazansın. Orada aktif olan diğer ülkelerin önüne geçecek potansiyelimiz de var." ifadelerini kullandı.
AFRİKA’YA AÇILIM POLİTİKASI MEYVELERİNİ VERDİ
Afrika Kıtası'nın, dünyanın en büyük ikinci kıtası olarak 30 milyon kilometrekarelik alanı, zengin doğal kaynakları ve insan kapasitesi ile uluslararası arenada etkinliğini artırırken, gelecekte küresel gelişmeleri daha fazla etkilemesi bekleniyor.
Son 10 yıl içinde dünyanın en hızlı büyüyen 10 ekonomisinden altısı bu kıtada yer alırken, Dünya Bankası verilerine göre, son 5 yılda Afrika'da petrol gelirlerine dayalı olmayan yıllık ortalama büyüme oranının yüzde 5,4 olduğu görülüyor.
Kıtadaki altyapı yetersizliğinin ticareti sınırlaması, finansman eksikliği gibi faktörlerin yeni yatırımları yavaşlatmasına rağmen, Afrika ülkelerine yönelik doğrudan yabancı yatırımlar son 10 yılda 5 kat arttı.
Ülkeler arasındaki ilişkilerde 1998 yılında başlayan Afrika’ya açılım politikası meyvelerini verirken, Türkiye’nin Afrika’yla ticaret hacmi 2003-2015 arasında 6 kat yükseliş gösterdi, ithalatı da ikiye katlandı.
Türkiye'nin 2004 yılında Afrika kıtasında yalnızca 12 büyükelçiliği bulunurken bu sayı 2016’da 39’a yükseldi. Halen Türkiye'nin Fas, Tunus, Mısır, Morityus ile serbest ticaret anlaşması, 22 ülkeyle de yatırımların karşılıklı korunması mutabakatı bulunuyor.