Güncelleme Tarihi:
TÜRKİYE’nin geleneksel lezzetleri halen büyük ölçüde ‘tek dükkânlı esnaf’ düzeninde yola devam ediyor. Oysa, inovasyon (yenilikçilik) yaparak ürün çeşidinde bir anda patlama yapanlar, marka yatırımı ile franchising sistemi kuranlar hem lezzeti koruyor hem de ülke geneline yayılıp yüzlerce kişiye ek istihdam sağlıyor. Bu konuda en güzel örneklerden birine Denizli’de rastladık. Babadağlı ‘Helvacı Ailesi’nin Denizli’deki meşhur şekercisi Hacı Şerif, ailenin dördüncü kuşak temsilcisi Şerif Yunus Helvacı’nın çabalarıyla sadece 7 yılda Denizli’deki tek şubeden 8 ilde 38 şubeye çıkmayı başardı. Önce baba Necip Helvacı’dan kuruluş öyküsünü dinleyelim:
RUS USTADAN ÖĞRENDİ
“İşimizi, rahmetli Mehmet Tevfik Helvacı dedemiz kurmuş. O dönemlerde bazı Ruslar (komünist devrimden kaçanlar) Sarayköy’e kadar gelmişler yerleşmişler. O Ruslardan biri de helva şeker yapıyormuş. Biz Babadağlıyız ama dedemiz gitmiş Sarayköy’e onun yanına işçi olmuş ve mesleği öğrenmiş. Babadağ’da 1932’de de dükkan açmış. Babam da (Şerif) bu arada büyüyor ve ikisi birlikte yürüyorlar. Babam, ayrıca köylere at sırtında gidip şeker satmaya da başlıyor. Ardından da İstanbul’a kadar gidip çikolata ve diğer şekerlemeler alıp getirmeye başlıyor. Mesela Elit Çikolata’dan (Eski İSO Başkanı Tanıl Küçük’ün aile şirketi) çikolata alırmış.
1957’de Denizli’ye göç etmişiz. Babamız, bir yağ tüccarı ile ortak olup Denizli’de düknan açmış. Sonra kendi dükkanına geçmiş. Ağabeyim (Mithat) 1965’te askere gittiğinde ben ortaokulu bıraktım ve 14 yaşımda ve dükkâna geçtim. Sonra babam, ağabeyim ben birlikte devam ettik. Metrakaremiz 50’den 500’e çıktı. Binamız 4 katlı oldu. İşi büyüttük biraz da sermaye yaptık. Ancak bizim işi asıl 2008’den sonra oğlum (Döndüncü kuşak) Şerif Yunus büyüttü. İTÜ Jeoloji’yi bitirdi, İnlgiltere’de İşletme master’ı yaptı. 2000 yılında geldi ve anahtarı verdim, başladı. Şu anda da üretimi büyütmek için yeni yatırım planlıyoruz.”
TEK ŞUBE İNADI
Şimdi de Şerif Yunus Helvacı’yı dinleyelim: “Ben aile işimizi, çocukluktan beri çok seviyordum. Eminönü’nde de çikolatacıda da çalıştım. Elit Çikolata’ya gidip Tanıl amcaya (Küçük) ‘yerleri sileyim ama burada olayım’ dedim. O yıllarda Eminönü’nde dükkân açma hayili kurdum. Çünkü emenate iyi bakmak istiyordum. Okulu bitirip geldikten sonra gördüm ki her şey frenliydi. Dede, amca ve baba; ben her adım atmak istediğimde ‘olmaz, bizde gitmez’ diyordu. Reklam vermeye, ürün çeşitlerini artırmaya karşıydılar. Bana büyüme için geçit vermeleri de ‘bir musibet’ ile oldu. Amcam ve babam 2005’te bir hastane macerasına girdiler çok para kaybettiler. Ben de onlara ‘ben sizin borçlarınızı ödeyebilirim, üzülmeyin, işi bana bırakın’ dedim. O zaman ikna oldular. 2008’e kadar ikinci şubemiz yoktu. Kredi kartı da geçmezdi.
GÜNDE 300 KARGO
Denizli’deki ikinci şubeden sonra 2011’de Eminönü’nde (Sultanhamam) şube açtım. Şu anda 8 ilde 38 Hacı Şerif var. Bu yıl 30 milyon lira ciro bekliyoruz. Yakın zamanda e-ticareti açtık. Şu anda Denizli’den günde ortalama 300 kargoyu ülkenin her yerine gönderiyoruz.”